Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/110 E. 2022/1746 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/110
KARAR NO : 2022/1746

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2019/305 Esas – 2021/500 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-… – … – …
2-… – … – …
3-… – … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : ALLİANZ SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. … -…

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : ULAŞIMPARK ULAŞTIRMA HİZMETLERİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasında Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat

BAŞVURU TARİHİ : 30.11.2021 – 18.11.2021 – 24.11.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 19.01.2022
KARAR TARİHİ : 21.12.2022
YAZIM TARİHİ : 22.12.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 18/10/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiğini, kazada dava dışı sürücü … …’un kusurlu olduğunu, davalılardan Allianz Sigorta’nın … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olarak tazminattan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, olay ile ilgili Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/358 Esas sayılı dosyada sürücü aleyhine ceza davası açıldığını, davacıların kaza sonrasında tarifi mümkün olmayan büyük acı ve elem içerisinde olduklarını, murisin kaza tarihinde Posco Assan Çelik San. A.Ş’de elektrik bakım formeni olarak çalıştığını, aylık çıplak bürüt ücretinin 3.201,75 TL olduğunu, çalıştığı iş yerinde yemek, servis vs sosyal haklarının mevcut olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik …, … … ve … … için 1.000,00’er TL maddi tazminat ve 150.000,00’er TL manevi tazminat (sigorta şirketi yönünden maddi tazminattan sigorta poliçesi limiti kadar olmak kaydı ile) kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında destek taleplerini davacı eş … için 1.039.902,92 TL’ye, çocuk … … için 115.754,91 TL’ye ve çocuk … için 201.526,96 TL’ye artırmıştır.
Davalı Ulaşımpark vekili cevap dilekçesinde, trafik tutanağının … plakalı araca kusur isnat edilen kısmının objektif kıstaslara göre düzenlenmediğini, … …’ın yaya sıfatıyla trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunduğunun gerek görüntü kayıtlarında gerek trafik tutanağından anlaşıldığını, kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün trafik tutanağında kural ihlalinin bulunmadığı belirtilmişse de olaya ilişkin görüntülerin incelenmesi halinde söz konusu tespitin gerçeği yansıtmadığının ortaya çıkacağını, trafik kazası tutanağının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğu ve zenginleşme yasağına da aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacı … … için 1.039.902,92 TL, davacı … … … için 115.754,91 TL ve davacı … … için 201.526,96 TL maddi tazminatın davalı Ulaşım Park Ulaştırma Hiz.Tic.A.Ş yönünden 18/01/2017, davalı sigorta yönünden 03/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydı ile) alınıp davacılara verilmesine; davacı … … için 100.000,00 TL, davacı … … … için 60.000,00 TL ve davacı … … için 60.000,00 TL manevi tazminatın 18/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı Ulaşım Park Ulaştırma Hiz.Tic.A.Ş’den alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekili, davalı Ulaşım Park Ulaştırma Hizm. Tic. A.Ş vekili ve davalı Allianz Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesi tarafından takdir edilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, babalarını çok küçük yaşta kaybeden ve hayatları boyunca babalarının eksikliğini yaşayacak davacılara bu derece düşük manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin davacıların mağduriyetine, kusur ve maluliyet oranlarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun karar vermediğini, davalı Ulaşımpark şirketinin maddi açıdan çok güçlü bir firma olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Ulaşımpark Ulaştırma Hizmetleri Tic. AŞ vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemenin cevap dilekçelerinde sunmuş oldukları hususları değerlendirmeden karar verdiğini, trafik kazası tespit tutanağına itirazları değerlendirilmeden, kusur incelemesi yapılmadan karar verildiğini, müterafik kusur hükümlerince tazminat tutarında indirime gidilmesi gerekirken bu yöndeki talep ve itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda hesaplamanın 6098 sayılı kanun çerçevesinde yapıldığını ve PMF cetveli ile progresif rant yöntemi kullanıldığını ifade etmişse de ilgili kanun hükümlerini ve hesaplama yönteminin neye göre yapıldığının açık olmadığını, ortaya çıkan tazminat tutarının fahiş olduğunu, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının da fahiş olduğunu, zenginleşme yasağına aykırılık teşkil ettiğini, tazminat tutarlarına işleyecek faizi için olay tarihinin baz alındığını, ancak dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Allianz Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemenin maddi olayın takdirinde hata yaptığını, … …’un üzerine koşarak gelen … …’ı görmesine rağmen zamanında frene basmayarak ona çarpması sonucu kazanın meydana geldiğinin açık olduğunu, C.Başsavcılığı tarafından alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün asli, müteveffanın ise tali kusurlu bulunduğunu, davacının taleplerinin teminat kapsamında olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun kabul edilerek hüküm kurulmasının yanlış olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 18.01.2017 tarihinde, davacılarının eşi/babası yaya … …’a davalıların işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araç(otobüs) çarpmış, yola savrulması nedeniyle başka araçların da çarptığı … … vefat etmiştir.
Olaya dair yürütülen soruşturma sonucunda dava dışı otobüs sürücüsü … … hakkında olası kastla adam öldürme suçundan kamu davası açılmış ve yapılan kovuşturma sonucunda otobüs sürücüsünün davacıların desteğine çarparak asli kusuruyla ölümüne sebebiyet verdiğinden cezalandırılmasına karar verilmiş, karar istinaf ve temyiz incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir. Ceza kararında davacıların desteği yönünden haksız tahrik indirimi de yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davalıların işleteni ve sigortacısı oldukları araç sürücüsünün %100 kusurlu kabul edilmesi yerindedir. Kusura yönelik davalılar vekillerinin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56/2 maddesi uyarınca; ölüm halinde ölenin yakınları manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut uyuşmazlıkta; ölenin yaşı, davacıların ölene yakınlık dereceleri, tarafların sosyal, ekonomik durumları ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin bu hususa yönelik istinaf istemlerinin de reddi gerekmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporun TRH2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre usulüne uygun şekilde düzenlenmesi, bakiye ömürlerin ve destek paylarının doğru alınması, henüz orta öğretimde olan davacı çocukların ileride yüksek öğrenim göreceklerinin kabulü ile destek sürelerinin 25 yaş bitimine kadar alınması, desteğin gelirinin çalıştığı şirketten getirtilen belgelere göre belirlenmesi, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun mahkemece garame hesabı yapılarak belirlenmesi doğru olduğundan taraf vekillerinin aktüer rapora yönelik istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarının A.6 maddesinde düzenlenen teminat dışında kalan haller içerisinde sürücünün kasten sebebiyet verdiği zararlar yer almamakta olup bu husus B.4.a maddesine göre sigortalıya rücu edilebilecek hallerdendir. Bu nedenle davacıların destek talepleri davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olup davalı sigorta şirketi vekilinin bu husustaki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
Haksız fiil faili ve failin eyleminden kusursuz sorumlu işleten, zarardan haksız fiil tarihinden itibaren sorumlu olup mahkemece davalı işleten yönünden haksız fiil/kaza tarihinden faiz işletilmesine karar verilmesi yerindedir. Davalı Ulaşım Park A.Ş vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereği taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.09.2021 tarih ve 2019/305 esas, 2021/500 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2- Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacılardan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından ayrı ayrı peşin olarak alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Allianz Sigorta A.Ş’ den alınması gereken 16.540,64 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 4.135,25 TL’nin mahsubu ile bakiye 12.405,39 TL harcın anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Ulaşım Park Ulaştırma Hizmetleri Tic. A.Ş’den alınması gereken 107.737,49 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 26.935,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 80.802,49 TL harcın anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Tarafların istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avanslarının iadesine,
6- Avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21.12.2022

Başkan …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*