Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/905 E. 2021/1017 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/905
KARAR NO : 2021/1017

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2021
NUMARASI : 2020/396 Esas – 2021/200 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
BAŞVURU TARİHİ : 04.06.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 25.06.2021
KARAR TARİHİ : 27.10.2021
YAZIM TARİHİ : 27.10.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 29/05/2018 tarihinde … plakalı aracın davacıya çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, araç sürücüsünün davacının yolun büyük kısmını geçmiş olmasına rağmen hızını azaltmayarak davacıya çarpması nedeniyle tamamen kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle davacının sürekli malul kaldığını belirterek şimdilik 8.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından sigorta tahkim kuruluna yapılmış bir başvuru bulunduğunu ve davacının tamamen kusurlu olması nedeniyle başvurunun reddedildiğini, anılan karara yapılmış olan itirazın İtiraz Hakem Heyeti tarafından reddedilmiş olduğunu, bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın oluşumunda sürücünün kusurunun bulunmadığını, davacının malul kaldığının sabit olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararlarının kesin hüküm teşkil etmediğini, mahkeme kararlarının bu nedenle hatalı olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvurunun hukuka aykırı şekilde reddedilmiş olduğunu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12 maddesi gereği anılan kararların mahkeme kararları gibi ilam niteliğinde olmadığını ve kesin hüküm teşkil edeceğine ilişkin her hangi bir hüküm bulunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda sürücünün %20 oranında kusurlu olduğunu, mahkemece kusur oranları konusundaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yaralama ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık hakkında daha önceden verilmiş kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
5684 sayılı yasanın 30/12. maddesi gereğince; Beş bin Türk Lirasına kadar olan uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları, her iki taraf için kesindir. Beş bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için ise; bir kereye mahsus Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği düzenlenmiştir. Kırk bin Türk Lirasını aşan uyuşmazlıklar için temyize başvurulabileceği ön görülmüştür. Dosya kapsamından; davacı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılmış iki adet başvuru bulunduğu, 2018/87549 esas nolu dosyada yapılan başvuruda talebin reddine karar verildiği, 2019/93899 esas sayılı başvuruda ise kesin hüküm nedeniyle başvurunun usulden reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 114/i maddesi uyarınca ise aynı davanın daha önce de kesin hükme bağlanmış olması bir dava şartıdır. Aynı yasanın 115. maddesi uyarınca ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/06/2020 tarih ve 2019/6127 esas, 2020/3616 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek davanın daha önceden kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacı vekilinin anılan yönlere değinen istinaf başvurusunun 6100 s. HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.03.2021 tarih ve 2020/396 esas, 2021/200 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden tahsiline yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderin kendi üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27.10.2021


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*