Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/898 E. 2022/406 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/898
KARAR NO : 2022/406

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31.03.2021
NUMARASI : 2017/628 Esas – 2021/295 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : SOMPO JAPAN SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …
Av. …

DAVACILAR :1-… – …
2-… – …
3-… – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 25.05.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 25.06.2021
KARAR TARİHİ : 09.03.2022
YAZIM TARİHİ : 09.03.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 31.12.2016 tarihinde dava dışı … plakalı araç sürücüsü …’nin karşıdan karşıya geçmek isteyen iki çocuk görerek aracını durdurması ve çocukların karşıdan karşıya geçtikleri sırada arkadan gelen …plakalı aracın sürücüsü …ın sollama yaparak çocuklara çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, kazaya neden olan …plakalı aracın kaza tarihinde davalı … tarafından sigortalı olduğunu, davalı tarafa 16.03.2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 5.000,00 TL sakatlık tazminatı ile 5.000,00 TL yaşam boyu bakıcı giderleri tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava açılmadan önce eksiksiz başvuru yapılmasının dava şartı olduğunu, kaza ile sakatlık aracında illiyet bağı olması gerektiğini, davacı tarafça sunulan maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, kusur oranlarının ve maluliyet oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerektiğini, tedavi ve sağlık giderlerine ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, sürekli sakatlık raporu alınana kadar olan bakıcı giderleri de tedavi gideri kapsamında sayıldığından bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu, kalıcı sakatlık raporu alındıktan sonraki bakıcı giderlerinin sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, %69’un altındaki maluliyete ilişkin bakıcı giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, TRH 2010 ve teknik faiz %1,8 olarak asgari ücreti üzerinden hesaplamanın yapılmasını, şirkete yapılan başvurunun geçersiz olduğundan faizin dava tarihinden itibaren başlamasını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 22.03.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.000,00 TL taleplerini 301.221,17 TL olmak üzere ıslahla artırarak davalarını toplamda 306.221,17 TL’ye yükselttiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından bakıma muhtaç olunan süre bakımından görülen tazminat davasının talep üzerine açılmamış sayılmasına, bedensel zarar bakımından görülen tazminat davasının kabulü ile toplam 306.221,17 TL bedensel zarar tazminatının davalı … şirketinden 13.06.2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalı … Japan A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı … Japan A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; PMF tablosu ile %10 indirim ile %10 artırım yolu kullanılarak yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bununla birlikte her ne kadar taleple bağlı kalınan miktar gereğince hükme esas alınamasa da dosyada PMF tablosu ile teknik faizsiz hesap içeren bilirkişi raporu aldırtılmış olmasının da hukuka aykırı olduğunu, davanın temeline ilişkin olan kusur oranlarınını tespiti bakımından dosyada tüm çelişkilerden uzak ve tartışmasız bir kusur raporu bulunmadığından verilen kararın da hatalı olduğunu, sigortalının ilgili kazada kusurunun bulunduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte mevcut duruma göre belirlenen manevi tazminat miktarının da Yargıtay uygulamalarına göre oldukça yüksek kaldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yaralama ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
Somut olayda; 21.12.2016 günü saat 13.00 sıralarında dava dışı sürücü …ın yönetimindeki …plakalı otomobil ile Adnan Kahveci caddesini takiben seyir halindeyken olay mahali olan mevkiyi gelip kendisiyle aynı istikamette seyir halinde olan ve yolun sağından soluna doğru geçiş yapan yayalara yol vermek için duraklayan aracın sol tarafından geçmek istediği sırada aracının sağ ön ve sağ yan dikiz ayna kısımlarıyla 2008 doğumlu yaya …’ya çarpması neticesinde yayanın yaralandığı davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından makine mühendisi bilirkişinden alınan 04.05.2018 tarihli rapor ile ATK’dan alınan 24.05.2019 tarihli raporlarda meydana gelen kazada sigortalı dava dışı sürücünün %20, davacı yayanın %80 kusurlu olduğu, İTÜ’den alınan 23.12.2019 tarihli raporda ise sigortalı sürücü …ın %30 ,davacı yayanın %70 kusurlu bildirilmiştir. Mahkemece İTÜ’den alınan kusur raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Birbiriyle uyumlu, oluşa uygun kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporunca, mahkemece benimsenen kusur oranını dairemizce doğru bulunduğundan kusura ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekili Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihli 2019/40 E – 2020/40 K sayılı kararı ile KTK ‘de yer alan bir takım hükümlerin iptaline karar verildiği, ancak ilgili kararın istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle dosyada uygulama alanı bulunmadığını belirtimiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarihinde 2019/40 E – 2020/40 K sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E – 2020/40 K sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Anayasa Mahkemesinin KTK’nın 90. Maddesinde yapılan değişikliği iptal etmesi üzerine Yargıtay uygulama birliği sağlanması için tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH-2010 tablosunun esas alınmasını ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması yönünde içtihat geliştirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminat hesaplaması PMF cetveli ve progresif rant yöntemi ele alınarak yapılmıştır. Her ne kadar tazminat hesabında TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerekir ise de istinaf eden davalının sıfatına göre aleyhe kaldırma yapılamayacağı,yasal süre içerisinde davacı tarafından hesap raporuna itiraz hakkı kullanılmamış olmakla davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan davalı vekilinin hesap raporuna ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ayrıca mahkemece manevi tazminata hükmedilmediğinden bu hususa ilişkin davalı vekilinin istinaf itirazları da incelenmemiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı H.M.K’nun 35 maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar yönünden incelenmiş olup, kararda anılan yönlerden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından H.M.K 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.03.2021 tarih ve 2017/628 esas, 2021/295 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 20.917,96 TL’den peşin alınan 5.230,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 15.687,96 TL istinaf karar harcının davalı … Japan Sigorta A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Japan Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusu için yaptığı giderin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının davalıya iadesine,
4-Avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09.03.2022


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır


*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır
*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*