Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/849 E. 2022/493 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/849
KARAR NO : 2022/493

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.02.2021
NUMARASI : 2017/96 Esas – 2021/130 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1 -… -…, …
VEKİLİ : Av. …,
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 2 -…
VEKİLİ : Av. …,

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …,

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 20.04.2021-06.05.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 15.06.2021
KARAR TARİHİ : 23.03.2022
YAZIM TARİHİ : 23.03.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … şirketi nezdinde sigortalı olan…plakalı aracın 05.11.2010 tarihinde Kocaeli ili Gölcük ilçesi Ulaşlı mevkiinde yaya olarak geçen müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22/06/2016 tarihli raporunda müvekkilinin %13 oranında sürekli malul olduğunun sabit olduğunu, davaya konu kazanın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen müvekkilinin engelinin halihazırda %13 oluşunun yaralanmanın büyüklüğünü gösterdiğini, müvekkilinin normal çalışmasının yanı sıra mevsimlik işçi olarak çalıştığını, ayrıca müvekkilinin yüzündeki sabit iz nedeniyle sosyal hayata da uyum sağlamakta zorlandığını, bu durum nedeniyle müvekkilinin kendine olan özgüvenini yitirdiğini, müvekkilinin maddi kaybının yanında manevi kaybınında oldukça fazla olduğunu, müvekkili tarafından sigorta şirketine başvurulduğunu ve müvekkiline bir kısım ödeme yapılmış olduğunu, müvekkilinin ” fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ” ödemeyi kabul ettiğini, davalı … şirketince yapılan ödemenin eksik olduğunu ,bu nedenle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, müvekkilinin ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan iş gücü kaybı zararının ve çalışma hayatı boyunca uğrayacağı kazanç kaybı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den tahsilini, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; Kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili … nezdinde 0001-0210-02457077 numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 05.12.2009-2010 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacı yanın müvekkil şirkete başvurusu üzerine şirket nezdinde 2015 T 106585/1 nolu hasar dosyasının açıldığını, 27.10.2016 tarihinde 12.878,78 TL davacıya ödeme yapıldığını, poliçe genel ve özel şartları doğrultusunda yapılan bu ödeme ile müvekkili sigorta şirketinin poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğu bulunmadığını, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkil sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncelleştirilmesi gerektiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacının talep ettiği geçici iş göremezlik giderinden müvekkili sigorta şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu hususta sorumluluğun sosyal güvenlik kurumuna ait olduğunu, kazanç kaybı gerçek zarar dışında uğranılan dolaylı bir zarar olması sebebiyle poliçe teminatına dâhil olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya süresi içinde cevap vermediği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından maddi tazminat talepleri açısından davanın kabulü ile 26.660,72 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 05.11.2010 tarihinden itibaren , davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 29.01.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ( davalı … şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limitleriyle sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat talepleri açısından davanın kısmen kabulü ile 7.500,00 TL manevi tazminatın 05.11.2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalı …vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı …vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, bilirkişi tarafından müvekkil şirketçe ödeme yapılan tarihe göre hesap yapılarak ödeme tarihinde zararın karşılanıp karşılanmadığı hususunun araştırılması gerekirken, doğrudan güncelleme yapılmasının kabul edilemeyeceğini, hükme esas alınan hesap raporunda tarım işçisi olarak hesaplama yapılması ve bunun üzerinden hüküm kurulmasının da yerinde olmadığını, davacının gelir durumunu somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, gelir durumuna ilişkin olarak somut belge ve delil sunulamaması halinde yasal asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda %18 maluliyet oranı esas alınarak sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, raporda belirtilen sürekli iş göremezlik tazminatının fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, zira sigortanın zenginleşme aracı olamayacağını, eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kazanın davacının gece vakti aydınlatmanını bulunmadığı yerleşim yeri dışındaki gelen araçların görülemeyeceği, bölünmüş yoldan hemen yakında üst geçitte olmasına karşın tüm yolu kesecek şekilde yaya olarak geçmeyi denemesi neticesinde meydana geldiğini, müvekkilin E-881 bölünmüş ana yolunda gece vakti normal hız sınırları içinde seyrederken sahil tarafından davacının önüne atlayarak kazaya sebep olduğunu, üst geçitten geçmeyerek anayola atlayan davacı için düşük kusur verilmesini kabul etmediklerini, davacının bilirkişi raporundaki hesaplamada vasıflı işçi sayılarak ücretinin belirlendiğini, ancak davacının herhangi bir çalışan vasfı bulunmadığını, davacının çalıştığı bölgede işçilik ücretleri ile ilgili yeterli inceleme yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının çalışma süreleri bölgedeki sebze ve meyvelerin toplanma dönemleri ve sıklığı ile ilgili İlçe Tarım Müdürlükleri veya Tarım ve orman Bakanlığından sorularak öğrenilebilecekken afaki ve soyut beyanlara göre belirlenen çalışma süreleri dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, davacı tarafın dava dilekçesinde sonuç kısmında maddi ve manevi tazminat taleplerini belirsiz alacak davası şeklinde talep etmediğini, yalnızca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla diyerek fazlaya ilişikn talep hakkının olduğunu belirttiğini, oysaki Yargıtay’ın ilke kararında görüldüğü üzere açıkça belirsiz alacak davası açıldığı veya HMK 107.maddesine göre davanın açıldığının yazılı olması gerektiğini, mahkemece ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle sürücü ve ZMMSS kapsamında sigorta şirketi aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; 05.11.2010 tarihinde saat 00.45 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki…plaka sayılı otomobil ile İstanbul istikametinden Kocaeli yönüne seyir halindeyken kaza mahali olan virajlı kesime geldiği esnada aracının sağ ön kısmıyla seyir istikametine göre sol tarafından sağ tarafına doğru karşıdan karşıya geçiş yapmakta olan davacı yayaya çarpması sonucu davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir.
Mahkemece, ATK’dan alınan 25.03.2020 tarihli raporda davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %20, davacı yayanın %80 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Gerek kaza tespit tutanağı, gerekse yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan kusur raporları birbiri ile örtüştüğünden ve raporların olayın oluş şekline uygun olduğu anlaşıldığından davalı sürücü vekilinin kusura yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Ayrıca maluliyetin varlığı ve oranın belirlenmesi için alınan raporlar Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden alınır. Mevcut dosyada maluliyet raporu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınmış kurul raporudur. Bilirkişi raporu hukuka uygun olup hükme esas alınabilir.
Davalı … vekilince her ne kadar ödeme tarihindeki veriler esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiş ise de, ödemeye esas maluliyet oranı dikkate alındığında yapılan ödemenin yetersiz kaldığı kanaatine varıldığından bu hususa ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Mahkemece İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden mevsimlik işçilerin aylık geliri sorulmuş, gelen yazı cevabında mevsimlik işçilerin aylık gelirleriyle ilgili bir çalışma bulunmadığı bildirilmiştir. Hükme esas alınan 27.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise, davacının tarım işçiliği yaptığı kabul edilerek tanık beyanları dikkate alınmış, günlük 40 TL ücret alacağı ve 10 ay çalıştığı kabul edilerek aylık geliri hesaplanmış, buna göre de davacının aylık gelirinin asgari ücretin 1,45 katı olduğu değerlendirilerek hesaplama yapılmış, mahkemece bu miktar üzerinden hesaplanan tazminat miktarı kabul edilerek karar verilmiştir. Mahkemece gelir konusunda yapılan araştırmalar dairemizce yeterli görülmüş, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğru bulunmuştur. Ayrıca davacı vekili dava dilekçesinde HMK 107. Maddesine göre davayı açtığını belirttiğine göre bedel arttırımı talebinin de zamanaşımına uğrayacağından söz edilemez.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı … vekili ve davalı …vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.02.2021 tarih ve 2017/96 esas, 2021/130 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğincedavalı … vekili ve davalı …vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı …’den alınması gereken 2.333,52 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 583,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.750,14 TL istinaf karar harcının davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı …den alınması gereken 1.821,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30+396,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.365,90 TL istinaf karar harcının davalılardan …den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalıların istinaf başvurusu için yaptığı giderin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının davalılara iadesine,
5-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23.03.2022


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*