Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/847 E. 2022/447 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/847 – 2022/447
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/847
KARAR NO : 2022/447

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE :…
ÜYE :….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.03.2021
NUMARASI : 2017/23 Esas – 2021/250 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-…
2-…
3-…
4-…
VEKİLLERİ : Av….
Av. ..

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1 -…
VEKİLLERİ : Av. …
.

DAVALI : 2 -….

DAVALI : 3 -TÜRKİYE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

BAŞVURU TARİHİ : 28.04.2021-29.04.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 15.06.2021
KARAR TARİHİ : 16.03.2022
YAZIM TARİHİ : 16.03.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 27.09.2016 tarihinde davalı…’ın maliki ve kaza anında diğer davalı …in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile İnönü Caddesi üzerinden Baç Kavşağı istikametine seyir halinde iken no:304 önüne geldiği sırada yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçen müvekkilleri … ve…’ya çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı aracın sürücüsü …hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olma suçu”ndan dolayı 2016/24987 soruşturma numaralı dosyası kapsamında soruşturma başlatıldığını, davalı sigorta şirketine kazaya ilişkin evrak gönderilmiş ise de müracatlarına itiraz etmediklerini, … ve…’nın kazanın akabinde Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındığını, yapılan tetkik ve tedavilere rağmen müvekkillerinin eski sağlıklarına kavuşamayarak kaza neticesinde maluliyete uğradıklarını, şimdilik … … için 100 TL, … için 100 TL olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminat ile toplam 150.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini ve … plaka sayılı aracın cebri icra ve gerekse ihtiyari olarak satışına engel oalcak şekilde tedbir konulmasını taleple dava ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın kusura yönelik iddialarını kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde tam kusuru ile davacıların sebebiyet verdiğini, kazanın gerçekleşmesi anını içeren müvekkiline ait araçta var olan kamera kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkacağını, yine davacı tarafın iddiasının aksine görüntü kayıtları ile mahalde yapılacak keşif ile sabit olacağı üzere davacıların kaza anında yaya geçidinde geçmediklerini, bilakis yada geçidi yakın mesafede olmasına rağmen yaya geçidini kullanmadan karşıdan karşıya geçerken kazaya sebebiyet verdiğini, dava dilekçesinin ekinde tebliğ edilen kaza tespit tutanağına da itiraz ettiklerini, tutanağın gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini, tüm bu nedenlerle; haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesi, kaza raporu haricinde müvekkili şirkete davaya ilişkin başka bir belgenin tebliğ edilmediğini, ayrıca meydana gelen kazada davacıların nasıl yaralandıkları konusunda herhangi bir illiyet bağının belirtilmediğini, ayrıca 26 Nisan 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6704 sayılı Kanunun 5.maddesi ile 2918 sayılı kanunun 97.maddesinde değişiklik yapıldığını, yapılan kanun değişikliği ile zorunlu mali sigorta sorumluluk sigorta poliçesinden doğan tazminat talepleri ile ilgili olarak dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuru zorunluluğunun getirildiğini, eldeki davaya konu zarar ile ilgili olarak davacı tarafça müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını, arz edilen sebeple eldeki davanın müvekkili şirket yönünden reddinin gerektiğini, sigorta şirketi olarak teminatlarının poliçesinin ön yüzünde kayıtlı olduğunu, sorumluluğun genel ve özel şartlar dahilinde poliçede yazılı limitler ile sınırlı olduğunu, kazaya karıştığı iddia edilen aracın müvekkili ile sigortalı … arasında düzenlenen ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, poliçenin başlangıç tarihinin 16.01.2016, bitiş tarihinin ise 16.07.2017 olduğunu, dava konusu kazada müvekkili şirketim sorumluluğundan bahsedebilmek için kazaya karışan müvekkili sigorta şirketi müşterisine ait araç sürücüsü …in kazanın meydana gelmesinde kusurlu olması gerektiğini, öncelikle dosyada kusur tespitinin yapılması gerektiğini, davalı …in yaşanan kazada kusurunun bulunmaması veya kendisine kusur atfedilecek bir durumda olmaması halinde müvekkili sigorta şirketinin de sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte …plakalı aracın taşımacılık poliçesinin mevcut olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacıların iddia ettiği maluliyet durumunun tespit edilmesi ve elde edilen veriler ışığında aktüer hesabının yapılması gerektiğini, davacılara iddia edilen maluliyet durumuna bağlı olarak SGK tarafından bir maaş ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiğini, davacı tarafın kaza tarihi olan 27.09.2016 tarihinden itibaren faiz talep etmesinin de hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından açılan maddi tazminat davasının reddine, Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … … için 8.000,00 TL, davacı… … için 6.000,00 TL, davacı Saim … için 3.000,00 TL, davacı … … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …den 27.09.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin maluliyeti olmasına rağmen alınan raporlarda maluliyetlerinin olmadığına dair yapılan tespiti kabul etmediklerini, müvekkillerinin geçici iş göremez konumda olduğu sürelere denk gelen geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin kabul edilmesi gerekirken reddedilmesinin kanuna aykırı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının da oldukça düşük olduğunu, ayrıca müvekkiller arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamasına rağmen mahkemece tek vekalet ücreti hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Kusur raporunu kabul etmediklerini, kamera kayıtları incelendiğinde kusurun müvekkilinde olmadığının anlaşılacağını, davacıların maluliyetlerinin bulunmadığını ve hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle sürücü, malik ve ZMMS kapsamında sigorta şirketi aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; 27.09.2016 günü saat 12.00 sıralarında davalı sürücü …in yönetimindeki … plaka sayılı otobüs ile çocuk parkı istikametinden Baç Kavşağı istikametine doğru seyir halinde iken olay mahalli yaya geçidine geldiğinde istikametine göre sol tarafında park halinde bulunan …palka sayılı aracın arkasından kavşak başından kaplamaya girip trafik yoğunluğu nedeniyle duraklama halinde olan araçların arasından yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmek isteyen 2008 doğumlu … … ile 2003 doğumlu… …’e çarpması sonucu davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 15.011.2020 tarihli ATK raporunda davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kazanın açıklanan oluş şekline göre, yaya geçidinde meydana gelen kazada davalının kusurlu kabul edilmesinde ve mahkemece bu kusur raporunun hükme esas alınmasında, herhangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir. Ayrıca davalı … vekili tarafından istinaf dilekçesinde belirtiği olay anını gösteren kamera görüntülerin dosya içerisinde bulunamadığı, bu hususun alınan kusur raporlarında da belirtildiği, kaza tespit tutanağı esas alınarak kusur raporunun düzenlendiği anlaşılmakla davalı … vekilinin kusura yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilince maluliyet raporlarına yönelik istinaf itirazında bulunulmuş ise de maluliyetin varlığı ve oranın belirlenmesi için alınan raporlar Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya üniversite hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden alınır. Mevcut dosyada hükme esas alınan maluliyet raporu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca haksız fiil tarihinde geçerli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre düzenlendiği, kaza nedeniyle oluşan yaralanmanın değerlendirildiği anlaşılmakla maluliyet raporunun hukuka uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunda davacı… …’in sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 1 hafta olduğu, davacı … …’in sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 ay olduğu, 45 gün boyunca başkasının bakımına muhtaç olduğu belirtilmiştir.
Davacı… kaza tarihinde yaklaşık 13 yaşında, davacı … 8 yaşında olup, kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışma iddiasının olmadığı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden geçici iş göremezlik zararı ile daimi maluliyet bulunmadığından sürekli iş göremezlik zararının oluşmadığının kabulü doğrudur.
Manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; 6098 sayılı TBK’nun 56/2 maddesi uyarınca, ağır bedensel zarar halinde, zarar görenin yakınları manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; kazanın oluş şekli, kusur durumu, yaralanmanın derecesi ile tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkeleri gözetildiğinde davacılar yararına hükmedilen manevi miktarının olaya ve hakkaniyete uygun düştüğü kanaatine ulaşılmıştır.
Ancak mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, davacılar ve davalılar vekili yararına tek vekalet ücretine hükmedilmiştir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı talepte bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi gereği birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı ve red edilen miktar bakımından davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir. Davacılar vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber,hükmedilen vekalet ücreti yanılgılı bulunmuş ise de; anılan yanılgının giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı vekilinin anılan hususlara ilişkin istinaf itirazları kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararındaki hatalar düzeltilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A)Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
B)Yürürlükteki yargı harçları tarifesi uyarınca alınması gereken 1.366,20 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 341,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
C)Davalı …’ın istinaf başvurusu için yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan istinaf avansının yatırana iadesine,
2- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.03.2021 tarih ve 2017/23 Esas, 2021/250 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
A) Maddi tazminat davasının REDDİNE,
B) Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, davacı … … için 8.000,00 TL, davacı… … için 6.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL ve davacı … … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminat bedelinin davalılar … ve …den 27.09.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine,
C) Alınması gerekli 1.366,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 513,01 TL harcın mahsubu ile kalan 853,19 TL harcın davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
D) İlk derece mahkemesince davalılar adına düzenlenen 27.05.2021 tarih 2021/232 sayılı harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
E) Davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden, hükmedilen manevi tazminat miktarları üzerinden yürürlükteki A.A.Ü.T gereğince hesaplanan; davacı … … için 5.100,00 TL davacı… … için 5.100,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … … için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 16.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacılara verilmesine,
F) Davalılardan … davada vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen manevi tazminat miktarları üzerinden yürürlükteki A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan;
5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı … …’den,
5.100,00TL maktu vekalet ücretinin davacı… …’den,
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan,
3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’den alınarak davalı …’a verilmesine,
F) Reddedilen maddi tazminat miktarları üzerinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’den, 100,00 TL vekalet ücretinin… …’den alınarak vekil ile temsil edilen davalılar … ve Türkiye Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
G) Davacılar tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ve 513,01 TL peşin harç olmak üzere toplam 542,21 TL harcın davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
H) Davacı tarafından yapılan 494,70 TL müzekkere ve tebligat gideri, 400,00 TL bilirkişi gideri, 1.037,50 TL ATK fatura bedeli olmak üzere toplam 1.932,20 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 257,62 TL’nin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
I) Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davanın red edilen kısmına göre belirlenen 86,66 TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davalıya verilmesine,
J) Kullanılmayan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
4- Davacı tarafça yatırılmış 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılmış olan 73,50 TL istinaf yargılama giderinin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Kullanılmayan istinaf avansının yatıranlara iadesine,
7-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16.03.2022

….
Başkan…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
….
*Üye…
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*