Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/782 E. 2022/415 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/782 – 2022/415
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/782
KARAR NO : 2022/415

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2020
NUMARASI : 2017/1185 Esas – 2020/383 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-..
2-….
VEKİLLERİ : Av. ….

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : TÜRK NİPPON SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
.

DAVALI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat)

BAŞVURU TARİHİ : 12.11.2020 – 23.11.2020
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 08.06.2021
KARAR TARİHİ : 10.03.2022
YAZIM TARİHİ : 10.03.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların 29/04/2017 tarihinde sürücü…’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile FSM Köprüsünde seyir halinde iken davalı sürücü …’ın kullanmakta olduğu … plakalı aracın davacıların içinde bulunduğu araca arkadan çarptığı, davacıların ağır yaralandığını, davacı …’in kaza esnasında 6 haftalık hamile olduğunu ve kaza sebebiyle bebeğini kaybettiğini, davacıların kazada meydana gelen kemik kırıkları sebebiyle yaşantılarını sürdürürken zorluk çektiklerini, davacıların herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı …’ın tam kusur ile sorumlu olduğunu, diğer davalı …’nin ise … plakalı aracın sahibi olması sebebiyle davacıların zararından sorumlu olduğunu, soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/100798 soruşturma sayılı dosyası ile devam ettiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Türk Nippon Sigorta vekili cevap dilekçesinde, davacıların sigorta şirketine zorunlu başvuru şartını gerçekleştirmemeleri sebebiyle başvuru şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru oranında sınırlı olduğunu, SGK tarafından yapılmış olan geçici iş göremezlik ödemelerin tespiti ile belirlenecek olan tazminattan düşülmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, öncelikle yetki ve görev itirazları olduğunu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, kaza sırasında aracı diğer davalının kullandığını, kendisinin bir kusurunun bulunmadığını, davacılara sigorta şirketinin ödeme yaptığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi vermemiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacılar … için 274.276,15 TL, … için 202.899,14 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 29/04/2017, davalı sigorta şirketinden 11/12/2017 tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davacılara verilmesine, davacılar … için 20.000,00 TL, … için 16.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, dosya kapsamına bakıldığında yaşanan kazada müvekkilim davacılar kusursuz, sürücü davalı …’ın ise tam kusurlu olduğunu, kaza sonucu davacı …’in %15,36 oranında malul kaldığı gibi bu kaza sebebi ile karnındaki çocuğunuda kaybettiğini, bu durumun dosya içinde mevcut Kocaeli ATK raporu ile ortaka olduğunu, bu nedenle hükmedilen manevi tazminat miktarının çok az olduğunu, yine davacılardan …’in kaza sebebiyle %19,6 oranında malul kaldığını, manevi tazminat miktarlarının çok az olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, alınan bilirkişi raporlarında hukuka aykırı ve fahiş hesaplamalar yapıldığını, bu raporlara dayanarak hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, yerel mahkeme tarafından yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, ATK raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelikte düzenlenen şartları sağlamadığını, … hakkında oluşturulan rapor da omur zedelenmesine ilişkin olsa da uzmanlar arasında ortopedi uzmanı bulunmadığını, bilirkişi raporlarında davacıların durumuna yönelik subjektif bir değerlendirme yapılmadığını, hesaplamaların farazi olduğunu, davacılar tarafından dosyaya maddi tazminat taleplerine dayanak olarak bir iş göremezlik raporu sunulmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda işlemiş devre zararının hesaplanmasının davacıların bu dönemde hiç çalışmamış gibi yapılmasının da hakkaniyete uygun olmadığını, davacıların yataklı tedavi/iyileşme süresinin tespiti yapılarak sadece bu dönemlere ilişkin kazanç kaybı tazminat hesaplaması yapılması gerektiğini, manevi tazminata ilişkin hükmün gerekçelendirilmediğini, hükme esas alınan ATK raporunda ”herhangi bir ruhsal bozukluğun tanı ölçülerini ortaya koyacak şekilde bulgu saptanmadığı” belirtilmişse de mahkeme tarafından bu durumun dikkate alınmadığını, davacı …’in kaza sebebiyle çocuğunu kaybettiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, kaza sonrasında Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan işlemlerin hamilelere uygulanmasının tıbbi sonuçlar yaratacağı ve bebeğe zarar vereceğinin açık olduğunu, …’in söz konusu işlemlerin yapılmasına onay verip vermediğinin incelenmesi gerektiğini, ancak bilinci açık olarak hastaneye gelen hastadan böyle bir onay alınıp alınmadığının rapordan anlaşılamadığını, …’in hastanede yapılan işlemlerden önce hamile olduğunu belirtmediği için söz konusu tetkiklerin yapıldığını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 29.04.2017 tarihinde davacıların yolcu olarak bulundukları araca, davalıların sürücüsü işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araç arkadan çarpmış, davacılar yaralanmıştır. Kesinleşen kusur oranına göre kazada, davalı sürücü … tam kusurludur.
Davacıların maluliyet raporları, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınmış, davacı … için 02.09.2019 ve davacı Tekin için 11.09.2019 tarihli raporlar kaza tarihinde yürürlükte olan tarihinde geçerli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre düzenlenmiştir. Davacı …’nın gebeliğinin sona ermesi ile kaza arasında da illiyet bağı bulunduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında maluliyet raporları esas alınarak hazırlanan aktüer raporlar da efor tazminatı olarak hesaplanmıştır. Maluliyet raporları ve aktüer rapor usulüne uygun olarak düzenlendiğinden davalı … vekilinin bu hususlardaki istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Tarafların manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde;
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi uyarınca bedensel bütünlüğü zedelenen kimse manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu, davacılar lehine ayrı ayrı 30.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesinin olaya ve hakkaniyete daha uygun düşeceği kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü; aynı nedenle davalı … vekilinin istinaf isteminin ise reddi gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatların az takdir edildiği anlaşılmış ise de; bu yanılgının giderilmesi bakımından yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davalı … vekilinin istinaf isteminin reddi, davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek, davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A)Davalılardan … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
B)Yürürlükteki yargı harçları tarifesi uyarınca, istinaf yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 35.055,00 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 7.011,00+1.752,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 26.201,25 TL istinaf karar harcının davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
C)Davalı …’nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.10.2020 tarih ve 2017/1185 esas, 2020/383 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
A) DAVANIN KISMEN KABULÜNE, Davacı … bakımından 274.276,15 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 29/04/2017, davalı sigorta şirketinden 11/12/2017 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davacı …’e verilmesine,
Davacı … bakımından 202.899,14 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 29/04/2017, davalı sigorta şirketinden 11/12/2017 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davacı …’e verilmesine,
Davacı … bakımından 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 29/04/2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacı …’e verilmesine,
Davacı … bakımından 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 29/04/2017 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacı …’e verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
B) Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi uyarınca maddi tazminat bakımından alınması gereken 32.595,84 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 348,39 TL ile, 1.622,97 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 30.624,48 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu) hazineye gelir kaydına,
C) Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi uyarınca manevi tazminat bakımından alınması gereken alınması gereken 4.098,60 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
D) Davacılar tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.525,50 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranları dikkate alınarak 1.419,78 TL’si ile 2.002,76 TL harç olmak üzere toplam 3.422,54 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
E) Hüküm altına alınan maddi tazminat istemi bakımından yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 27.649,33 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e; 22.652,94 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine(sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere),
F) Hüküm altına alınan manevi tazminat istemi bakımından yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
G) Reddedilen manevi tazminat istemi bakımından yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı …’ye verilmesine,
H) Kullanılmayan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
I) İlk derece mahkemesince düzenlenmiş 24.03.2021 tarih ve 2021/129 harç nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz olarak iadesinin istenilmesine,
4-Davacılar tarafça yatırılmış olan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5- Davacı tarafça yapılmış olan 156,00 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Kullanılmayan istinaf gider avanslarının yatıranlara iadesine,
7-Avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10.03.2022

….
Başkan…
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır
….
Üye…
e-imzalıdır

Katip ….
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*