Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/716 E. 2022/429 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/716 – 2022/429
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/716
KARAR NO : 2022/429

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE :….
ÜYE : …
KATİP : ….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI : 2019/519 Esas – 2021/159 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : TÜRK NİPPON SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av….

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)

BAŞVURU TARİHİ : 30.03.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 27.05.2021
KARAR TARİHİ : 16.03.2022
YAZIM TARİHİ : 16.03.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … plakalı araç içinde yolcu konumundayken aracın tek taraflı kaza yapması sonucu yaralandığını, sürücü …’ in asli kusurlu olduğunu, kaza sonrası Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, kaza sonucunda müvekkilinin yüzünde sabit iz oluştuğunu, müvekkilinin 1998 doğumlu olup, kaza tarihinde işsiz olduğunu, ancak kaza dolayısıyla sürekli malul duruma düştüğünü, artık mesleki hayatında aynı işgücü ve verimle çalışamayacağını, davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, taleplerinin karşılanmadığını, arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlandığını beyanla fazlaya ve manevi tazminata ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın (sürekli ve geçici iş göremezlikten kaynaklanan kazanç kaybı) kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, geçici işgöremezlik tazminatı taleplerinin Trafik Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu hükümleri itibariyle, poliçe teminatına dâhil olmadığını, davacının maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranının Adli Tıp Kurumu veya Tam Teşekküllü Devlet Hastanesi tarafından verilecek bir heyet raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranı ve tazminat miktarının bilirkişi marifetiyle hesaplattırılması gerektiğini, müvekkilinin ‘tedavi masrafları” ve “bedeni tazminat talepleri” sorumluluğunun poliçe teminatı ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin avans faiz ile sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile, davalının sorumluluğu sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere 374,06 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 37.239,27 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı olan 37.613,33 TL maddi tazminatın 18/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; geçici iş göremezlik tazminatının ZMMS Genel Şartları A.5.B gereği sağlık gideri teminatı kapsamında olduğu ve 6111 sayılı yasa uyarınca geçici iş göremezlik zararından SGK’nın sorumlu olduğunu, Anayasının 153/3. Maddesi gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceğini, bu nedenle 09.10.2020 tarihli iptal kararından önce gerçekleşmiş kazalar bakımından iptal kararının uygulanmaması gerektiğini, iptal kararına dayanılarak çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliği uyarınca rapor aldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, kazanın 28.08.2019 tarihinde gerçekleşmiş olması nedeniyle erişkinler için engellilik değerlendirilmesi hakkındaki yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğini, PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak yapılmış hesaplamanın gerçek zararı tespit etmede yeterli olmadığı için TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yaralama ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Dosya kapsamından; davaya konu trafik kazasının 09.12.2018 tarihinde gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Kaza tarihi gözetildiğinde, davacının iş göremezlik durumunun kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca tespit edilmiş olması doğrudur. Mahkemece alınmış hesap bilirkişisi raporu da 02.11.2020 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmiş olup davalı tarafça rapora süresi içerisinde itiraz edilmemiştir. Şu durumda, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece anılan rapor uyarınca hüküm kurulmuş olmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmet bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri; trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi, özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 3.11.2021 tarih, 2021/5840 esas, 2021/8118 karar sayılı kararı da bu yöndedir. Geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri kapsamında olmadığından anılan tutar bakımından davalının sorumluluğuna gidilmiş olması da yerindedir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.03.2021 tarih ve 2019/519 esas, 2021/159 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalıldan alınması gereken 2.569,36 TL’den peşin alınan 650,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.919,36 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının davalıya iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16.03.2022

….
Başkan…
e-imzalıdır
….
*Üye …
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*