Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/619 E. 2022/235 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/619 – 2022/235
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/619
KARAR NO : 2022/235

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.12.2020
NUMARASI : 2017/540 Esas – 2020/738 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVRAN DAVACILAR : 1-…
2-…
3-….
4-…
VEKİLİ : Av. ….

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1-….
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 2-….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : 3 -ALLİANZ SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 4 -HDI SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 04.01.2021-08.01.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 07.05.2021
KARAR TARİHİ : 16.02.2022
YAZIM TARİHİ : 16.02.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 28.03.2017 tarihinde saat 18:30 civarında okulundan dönen ve toplu taşıma aracından inip evine gitmeye çalışan 2000 doğumlu …’ün, davalılardan …’ın kullandığı ticari aracın çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, söz konusu kaza nedeniyle davalı sürücü hakkında Gebze 11.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/157 esas sayılı ceza davasının açıldığını, soruşturma sırasında alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğunun, ayrıca kaza anında en az 0,65 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, … plakalı aracın Ergo Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi mevcut olduğunu, kaza sonrasında bu davalıya tazminat için 19.06.2017 tarihinde başvurulduğunu, müteveffanın yasal mirasçıları olan anne ve baba için toplam 37.013,00 TL ödeme yapıldığını ve taraflarından ibraname talep edildiğini, ancak hesaplanan tazminatın eksik ve sorunlu olması nedeniyle itiraz edilmesine rağmen söz konusu bedelin taraflarına ödenmediğini, davalı aracın sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu ve maddi, manevi tüm zarardan sorumlu olduğunu, davalılardan Allianz Sigorta A.Ş.’nin … plakalı ticari aracın genişletilmiş kasko poliçesini düzenleyen sigortacı olup manevi zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; kazada yaşamını yitiren …’ün desteğinden mahrum kalan anne …ve Baba … için ödenen bedelin hesaplanan toplam tazminattan mahsubuyla şimdilik 5.000,00’er TL maddi tazminatın davalılardan Ergo Sigorta A.Ş., … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, küçük …’un ölümünden dolayı anne …ve Baba … için 100.000,00’er TL, kardeşler … ve … için ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile diğer davalı Allianz Sigortadan poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Ergo Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 8614-310-50255474 no.lu, 21.09.2016-21.09.2017 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle azami ölüm teminatı kişi başına; 330.000,00 TL olduğunu, 28.06.2017 tarihinde davacılardan…’ya 20.749,00 TL, …’a 16.283,00 TL destek tazminatı ödendiğini, yapılan bu ödemeler düşüldüğünde bakiye teminatlarının 292.968,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini ve davacıların, …’ün vefatı sebebiyle doğan destekten yoksunluk zararlarını tazmin ettiğini, bu sebeple müvekkili şirket hakkındaki davanın reddi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunup bulunmadığı ile, var ise kusur oranının ATK Trafik İhtisas Dairesince belirlenmesi gerektiğini, zarar hesabına karar verildiğinde bu hesaplamaların, aktüerler siciline kayıtlı aktüer sıfatını haiz bilirkişi tarafından ve TRH-2010 Tablosu ve Genel Şartlar Ek 2‘de yeralan diğer esaslar dikkate alınarak ve de ödeme tarihleri olan 28.06.2017 tarihindeki verilere göre hesap yapılmak suretiyle o tarihte davacıların karşılanmamış bakiye zararlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesini talep ettiklerini, dava konusu zarar bir haksız fiil neticesinde meydana geldiğinden avans faizi talep edilemeyeceğini, olay tarihi itibariyle temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden müvekkili şirketten olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; davacıların davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin … plakalı aracın kaza anında mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun doğru olduğunu, dava konusu kazanın meydana geldiği anda aracın işletme halinde olmadığını, diğer davalı …’ın müvekkiline ait aracı servis bittikten sonra müvekkiline teslim etmesi gerekirken, araçla evine gidip, yeğenini de alıp Gebze Center’e gittiğini, davalı …’ın müvekkilinin onayı ve bilgisi dışında müvekkiline ait araçla gezmeye gittiğini ve dava konusu kazanın bu esnada meydana geldiğini, dolayısıyla meydana gelen kaza anında müvekkilinin işleten sıfatı söz konusu olmadığından, KTK’nun 85. ve Borçlar Kanunun 66. Maddesi anlamında işleten olarak bir sorumluluğunun da bulunmadığını, dava konusu olayla ilgili müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili aleyhine işleten sırafıtıyla sorumlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın reddi gerektiğini, müteveffanın indiği araç hareket etmeden, indiği aracın ön tarafından yolu kontrol etmeden yola fırlayarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, meydana gelen kazada müvekkili adına kayıtlı aracın sürücüsü diğer davalı …’ın kusuru olmayıp, olayda davacıların murisi ve dava dışı otobüs sürücüsünün ağır kusurlu olduğunu, müvekkiline herhangi bir sorumluluk yöneltilemeyeceğini beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; kazanın oluşunda müteveffa …’ün ağır kusuru bulunduğunu, müvekkiline izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, olay yerinde yapılacak ayrıntılı keşif sonrası Adli Tıp Kurumundan ya da üniversitelerden aldırılacak bilirkişi raporu ile müvekkilinin kusuru olmadığının ortaya çıkacağını, müvekkilinin o gün alkol almadığı gibi normal hayatında da alkol kullanmayan bir kişi olduğunu, ayrıca araç sahibi …’den o gün için gezmek için aracı aldığını, yoksa servis şoförü olarak çalışmadığını, kaza esnasında herhangi bir yolcu taşımasının da söz konusu olmadığını beyanla, davacılar tarafından müvekkili aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı …için 16.433,25 TL, davacı … için 14.255,38 TL maddi tazminatın, davacı anne …ve baba … için 30.000,00’er TL, kardeşler … ve … için 7.500,00’er TL manevi tazminatın davalılardan … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile diğer davalı Allianz Sigortadan poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerine usul ve yasaya aykırı olarak işleten ve sürücü açısından kaza, sigorta şirketleri yönünden dava tarihinden itibaren iyileşecek yasal faize hükmedildiğini, ancak sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 03.07.2017 tarihinden itibaren ve avans faizine hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece alınan tüm bilirkişi raporlarında davalı araç sürücüsünün kaza sonrası alınan alkol testinde 0,47 promil alkollü olduğu, kendisinin ticari araç kullandığını, ticari araçlarda alkolün tamamen yasak olduğunu, kaza saati ile alkol testi saati arasında 1 saatlik bir zaman dilimi bulunduğunu ve bu süre zarfında insan vücudunun ortalama 0,20 promil alkolü elemine ettiği şeklindeki itirazlarının hiçbirinin kusur raporlarında değerlendirilmediğini, 05.10.2020 tarihinde davayı ıslah ettiklerini, davalı araç sürücüsünün yargılandığı Gebze 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/361 Esas sayılı dosyasında alınan ATK kusur raporunun 30.10.2020 tarihindeki duruşmada kendilerine tebliğ edildiğini, ceza yargılamasında alınan ATK kusur raporunun nihai bir rapor olduğundan ve bu raporun da ıslahtan sonra öğrenilmiş olması karşısında mahkemenin, kusur raporuna itiraz etmediklerinden bahisle sonradan davalılar lehine usuli kazanılmış hak olduğuna karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffanın sağlık meslek lisesinde okumakta olup muhtemelen bir sağlıkçı olarak hayatını ikame ettireceğini, bu nedenle hesaplamada asgari ücretin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da çok düşük olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; diğer davalı …’ın müvekkile ait aracı servis bittikten sonra müvekkile teslim etmesi gerekirken, araçla evine gidip, yeğenini de alıp Gebze Center’a gittiğini, davalı …’in müvekkilinin onayı ve bilgisi dışında müvekkile ait araçla gezmeye gittiğini ve dava konusu kazanın meydana geldiğini, bu nedenle müvekkile husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkil aleyhine işleten sıfatıyla sorumlu olduğu gerekçesi ile açılan davanın reddi gerektiğini, dosya içindeki 18.05.2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı araç sürücüsünün %40, davacıların murisinin ise %60 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, kusur bilirkişi raporuna itirazlarında da belirtildiği üzere meydana gelen kazada müvekkile ait aracı kullanan araç sürücüsünün herhangi bir kusuru olmayıp kusurun tamamen davacıların murisi ve murisin indiği aracı kullanan otobüs şoförüne ait olduğunu, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmeleri için müteveffanın destekleri olduğunu ispat etmeleri gerektiğini, davacıların maddi durumlarının, gelirlerinin ve müteveffanın desteğine ihtiyaç duyup duymadıklarının araştırılması gerektiğini, destek hesabında davacıların kendilerine destek olacak iki kız çocuklarının daha olduğunun dikkate alınması gerekirken ilk derece mahkemesince yapılan yargılama ve karara dayanak alınan bilirkişi raporlarında bu konuda değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporunda destek hesabı yapılırken gelire başlama yaşı 18 kabul edilip bu yaşa göre hesaplamaların yapılmasının hukuken doğru olmadığını, mahkemece eksik incelemeye dayalı hukuken dayanaksız kusur raporları ile aktüerya raporları esas alınarak davacıların davasının kabulüne karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olup hakkaniyete uygun olmadığını, dava konusu kaza sonucu davacıların tüm zararının sigorta şirketince karşılanmış olup müvekkilden herhangi bir maddi tazminat talebinde bulunmalarının doğru olmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; 28.03.2017 günü saat 18.20 sıralarında …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüs ile Anadolu caddesinde seyir halinde iken 446. sokak kavşağına yaklaştığı esnada önünde yolcu indiren … plaka sayılı halk otobüsünden inip aracın önünden karşıya geçmekte olan müteveffa yaya …’e aracının sağ ön köşe kısımları ile çarpması, akabinde sağ ön ve arka tekerleriyle üzerinden geçmesi neticesinde davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, olaya ilişkin Gebze 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/361 E sayılı dosyasında mevcut 29.11.2018 tarihli ATK raporunda müteveffanın kazanın oluşumunda asli, davalı sürücünün tali oranında, 21.02.2020 tarihli ATK raporunda müteveffa ve davalı sürücünün asli kusurlu olduğunun bildirildiği, yapılan yargılama sonunda davalının cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Mahkemece İTÜ”de görevli üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda kazanın oluşumunda davalı sürücünün %40, müteveffanın %60 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davalı araç maliki tarafından sürücünün kusurlu olmadığı, halk otobüsü şoförünün de kusurlu olduğu, yine davacılar vekilince ceza dosyasında alınan son ATK raporunda müteveffa ve davalı sürücünün eş değer kusurlu kabul edildiği, bu hususun ıslah tarihinden sonra artaya çıktığı, gelişen-değişen durum söz konusu olduğu, mahkemece alınan kusur raporuna davacı tarafından itiraz edilmediği, bu rapora göre alınan hesap raporuna göre ıslah dilekçesi verilmesi sebebiyle davalılar tarafına usuli kazanılmış hak oluştuğunun kabulünün hatalı olduğu belirtilmiş ise de, 6098 sayılı TBK’nın 74. Maddesi uyarınca hukuk hakimi ceza mahkemesinin kusur tespiti ile bağlı değildir. Muris …’un halk otobüsünden indikten sonra otobüsün önünden yolu geçmek istediğinde yolu kontrol etmesi, yaklaşan diğer otobüsün geçmesini beklemesi gerektiği halde kontrolsüz bir şekilde yolu geçmek istemesi sebebiyle kazanın meydana gelmesinde %60 kusurlu, davalı sürücünün ise yolun sağında halk otobüsünün durduğunu görünce aracın önünden veya arkasından otobüsten inen yolcunun çıkabileceğini göz önüne alarak yavaşlaması, halk otobüsü şöförünün kendisini durması için eli ile verdiği işareti görerek durması, ön ikaz için korna çalması uygun tedbir iken bunları yerine getirmediği, 0,47 promil alkollü olmasıda dikkate alınarak %40 oranında kusurlu sayılmaları, dairemizce doğru olduğu değerlendirilmiş kusur raporuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Anayasa Mahkemesinin KTK’nın 90. Maddesinde yapılan değişikliği iptal etmesi üzerine Yargıtay uygulama birliği sağlanması için tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH-2010 tablosunun esas alınmasını ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması yönünde içtihat geliştirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ikili tazminat hesaplaması yapılmış, TRH-2010 cetveli ve 1,8 teknik faiz ele alınarak yapılan tazminat hesaplamasına göre hüküm kurulmuştur Her ne kadar tazminat hesabında TRH-2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerekir ise de davacı tarafından bu hususta istinaf itirazı bulunmadığı,ıslahın TRH-2010 cetveli ve 1,8 teknik faize göre yapılan hesaplamaya göre fazlaya dair haklar saklı tutulmaksızın yapıldığı, bu hususta istinaf eden davalının sıfatına göre aleyhe kaldırma yapılamayacağı, yasal süre içerisinde davacı tarafından hesap raporuna itiraz hakkı kullanılmamış olmakla davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğduğundan taraf vekillerinin hesap raporuna ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Ayrıca müteveffa 28.03.2017 kaza tarihi itibari ile 16 yaşında lise öğrencisidir. Bekar olarak vefat eden müteveffa farazi destek konumundadır. Bilindiği üzere farazi desteğin henüz eylemli bir desteği bulunmamakla birlikte ölüm gerçekleşmeseydi ileride destek sağlayacak kişidur.. Müteveffanın yaşasaydı üniversiteye gideceği ve gelirinin asgari ücretin üzerinde olacağına dair herhangi bir kayıtta bulunmamaktadır. Dairemizce asgari ücret üzerinde hesaplama yapılan bilirkişi raporu Yargıtay içtihatlarına uygun bulunduğundan taraf vekillerinin bu hususlara ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
2918 sayılı KTK’nun “işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlığını taşıyan 85. maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Dosyanın incelenmesinde; davaya karışan aracın maliki … yukarıda belirtilen madde kapsamında hüküm altına alınan tazminat miktarından sorumludur.Aracın diğer davalı sürücünün, bilgisi dışında gezmeye gitmesinin tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından husumet itirazının da reddine karar verilmiştir.
Tarafların manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde;
6098 sayılı TBK’nun 56 maddesi uyarınca; bedensel zarar ve ölüm halinde, zarar gören ile ölenin yakınları manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; kaza tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumları davacıların ölene yakınlık dereceleri, ölenin yaşı ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminatların bir miktar az olduğu, davacılardan anne ve baba için 40.000,00’er TL, diğer davacı kardeşler için ise 10.000,00″er TL manevi tazminata hükmedilmesinin olaya ve hakkaniyete uygun düştüğü kanaatine ulaşıldığından davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin istinaf itirazı kabul edilmiştir.
Ayrıca dosyadaki belgeler ile kazaya karışan aracın ticari nitelikte bir araç olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize karar verilmiş olması ve davadan önce 23/06/2017 tarihinde davalı HDI Sigorta A.Ş (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş.) sigorta şirketine başvuru yapıldığından 8 iş günü sonrasında temerrüde düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin anılan yönlere değinen istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber,hükmedilen manevi tazminat miktarı, avans faizi yerine yasal faize hükmedilmesi ve sigorta şirketi bakımından faiz başlangıç tarihi hatalı bulunmuş ise de; anılan yanılgıların giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı vekilinin anılan hususlara ilişkin istinaf itirazları kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararındaki hatalar düzeltilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A)Davalılardan … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
B)Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi uyarınca davalılardan …’den alınması gereken 7.219,59 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.537,33 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.682,26 TL harcın anılan davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
C)Davalılardan …’nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Davacıların istinaf başvurularının KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.12.2020 tarih ve 2017/540 esas, 2020/738 karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
A) Davacılar … ve …’ün maddi tazminat davalarının KABULÜ İLE, davacı … için 14.255,38 TL, davacı …için 16.433,25 TL maddi tazminatın, davalılardan HDI Sigorta A.Ş. (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş.), … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına, hükmedilen maddi tazminata davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 28.03.2017 tarihinden itibaren ticari/avans faiz işletilmesine, davalı Ergo Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 03.07.2017 tarihinden itibaren ticari/ avans faizi işletilmesine,
B) Davacılar … ve …’ün manevi tazminat davalarının KISMEN KABULÜ İLE, davacı … için 40.000,00 TL, davacı …için 40.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan Allianz Sigorta A.Ş., … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalı sigorta şirketinin kasko poliçe limiti manevi tazminat için 12.500,00 TL olduğundan ve tüm davalılara garameten paylaştırıldığından davalı Allianz Sigorta A.Ş.’nin 5.000,00 TL manevi tazminat ile sorumlu tutulmasına, hükmedilen manevi tazminata davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 28.03.2017 tarihinden itibaren avans/ticari faiz işletilmesine, davalı Allianz Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 21.07.2017 tarihinden itibaren ticari/ avan faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
C) Davacılar … ve …’ün manevi tazminat davalarının KISMEN KABULÜİ İLE, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan Allianz Sigorta A.Ş., … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalı sigorta şirketinin kasko poliçe limiti manevi tazminat için 12.500,00 TL olduğundan ve tüm davalılara garameten paylaştırıldığından davalı Allianz Sigorta A.Ş.’nin 1.250,00 TL manevi tazminat ile sorumlu tutulmasına, hükmedilen manevi tazminata davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 28.03.2017 tarihinden itibarenn avans/ticari faiz işletilmesine, davalı Allianz Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 21.07.2017 tarihinden itibaren ticari/avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
D)Maddi tazminat talepleri yönünden alınması gereken 2.096,34.-TL harçtan, peşin alınan 104,83.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.991,51.-TL harcın davalılardan HDI Sigorta A.Ş. (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş.) ‘nin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalılardan HDI Sigorta A.Ş. (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş.), … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
E) Manevi tazminat talepleri yönünden alınması gereken 6.831,00 TL harçtan, peşin alınan 1.024,65.-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.806,35 TL harcın; 853,92.-TL’sinin davalılar Allianz Sigorta A.Ş., … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına, 4.952,43.-TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
F) İlk derece mahkemesince davalılar adına düzenlenen 27.01.2021 tarih 2021//33, 34, 35 sayılı harç tahsil müzekkerelerinin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
G) Davacılar tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Ğ)Maddi tazminat talepleri yönünden davacılar tarafından yatırılan 104,83.-TL peşin harç giderinin, davalılar HDI Sigorta A.Ş. (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş. Sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ) , … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
H)Manevi tazminat talepleri yönünden davacılar tarafından yatırılan 1.024,65.-TL peşin harç giderinin, davalılar Allianz Sig.A.Ş(Poliçe limiti ile sınırlı), … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
I)Tüm yargılama giderinin maddi tazminata ilişkin olduğu gözetilerek davacılar tarafından yatırılan gider avansından harcanan 608,50.-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.500,00.-TL bilirkişi gideri, olmak üzere toplam 3.108,50.-TL yargılama giderinin HDI Sigorta A.Ş. (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş. Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ), … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
İ)Davalı … tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
J)Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalılar HDI Sigorta A.Ş. (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş. Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ), … ve …’den ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
K)Davacı …tarafından açılan maddi tazminat davasında, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalılar HDI Sigorta A.Ş. (Devrolunan Ergo Sigorta A.Ş. Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ), … ve …’den ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
L) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 6.000,00.-TL vekalet ücretinden, 5.000,00.-TL’sinin davalılar Allianz Sigorta A.Ş., … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, 1000,00.-TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
M)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında, davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 6.000,00.-TL vekalet ücretinin, davacı …’ten alınarak 1/2 oranında davalılar … ve …’ye verilmesine,
N)Davacı …tarafından açılan manevi tazminat davasında, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 6.000,00.-TL vekalet ücretinden, 5.000.00.-TL’sinin davalılar Allianz Sigorta A.Ş., … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, 1.000,00.-TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
O)Davacı …tarafından açılan manevi tazminat davasında, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 6.000,00.-TL vekalet ücretinin, davacı …’ten alnarak 1/2 oranında davalılar … ve …’ye verilmesine,
Ö)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinden, 1.250,00.-TL’sinin davalılar Allianz Sigorta A.Ş., … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak, 3.850,00.-TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
P) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak 1/2 oranında davalılar … ve …’ye verilmesine,
R)Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinden, 1.250,00.-TL’sinin davalılar Allianz Sigorta A.Ş., … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, 3.850,00.-TL’sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
S) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında, davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereği reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak 1/2 oranında davalılar … ve …’ye verilmesine,
Ş) Kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
4- Davacılar tarafından yatırılmış olan 59,30+59,30+59,30 TL istinaf karar harclarının talep halinde yatırana iadesine,
5- Davacı tarafından yapılan 68,50 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6- Kullanılmayan istinaf avansının yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16.02.2022


Başkan…
e-imzalıdır
….
Üye ….
e-imzalıdır
….
*Üye …
e-imzalıdır
….
Katip ….
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*