Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/567 E. 2022/41 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/567
KARAR NO : 2022/41

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29.12.2020
NUMARASI : 2018/259 Esas – 2020/582 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALILAR : 1 -… -…, …
: 2 -… -…, …
VEKİLİ : Av. … [16988-89942-78861] UETS

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 3 -…
VEKİLİ : Av. …

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

BAŞVURU TARİHİ : 22.03.2021-24.03.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 16.04.2021
KARAR TARİHİ : 12.01.2022
YAZIM TARİHİ : 12.01.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 18.07.2016 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı aracın İstanbul istikametine seyir halinde iken sol şeritteki araçların geçişini beklemeden sola dönüş yapması nedeniyle müvekkili … idaresindeki … plakalı motorsiklete çarptığını, kazada müvekkili … ve araçta yolcu konumunda olan …’ın bariyerlere çarparak yaralandığını, trafik kazasında maddi zarara uğrayan davacılar için ayrı ayrı 10.000,00 ‘er TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden, sigorta limitini aşmamak üzere temerrüd tarihinde işletilecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 16.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 65.293,67 TL artırarak toplam ıslah miktarı 75.293,67 TL olarak ıslah harcının yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; kazanın oluşumunda müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, tazminat davalarında esas unsurun zararın kusur oranında giderilmesi olduğunu, davacı tarafın davalıların kusurunu ve zararını ispatlaması gerektiğini, kaza neticesinde taşıtta oluşan hasarın sigorta tarafından onarımı yapıldığını ve yaralanan davacıların tedavilerinin gerçekleştirildiğini, davacıların herhangi bir tedavi masrafı olmadığı gibi kazadan kaynaklanan bir maluliyetlerinin de bulunmadığını beyanla ikame edilen bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; … plakalı araç, sigortacı şirket tarafından tanzim edilen 09.02.2016-2017 vadeli 136239116 poliçe nolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, zararın oluşmasında davacı yanın ağır kusuru bulunduğunu, motosikletli yolcu olan davacının müterafik kusurunun da dikkate alınması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulü ile, davacı … yönünden davanın reddine, davacı … için 75.293,67 TL maddi tazminatın davalılar … ve … için kaza tarihi olan 18.07.2016, davalı … için ise 14.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp (davalı … yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davacı …’a verilmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davalı … vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli karara esas alınan 04.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda hesaplamanın PMF Cetveline göre yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH-2010 tablosu nazara alınarak tekrar yapılması gerektiğini, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesinin 11.07.2019 tarihli raporunda davacı …’ın sürekli iş göremezlik hesaplamasını gerektirecek düzeyde psikopataloji saptanmadığının belirtilmesine rağmen özürlülük oranı olan %5 in sürekli iş göremezlik oranı olarak değerlendirilmesi ve bu şekilde hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacı …’ın motosiklet kullanırken takması zorunlu olan ilgili koruyucu ekipmanları kullanmayarak, zararın doğmasına/artmasına yol açtığını, davacının kusuru nedeniyle artan zararın müvekkilden talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli karara esas alınan 04.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda hesaplamanın PMF Cetveline göre yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplamanın TRH-2010 tablosuna göre yapılması gerektiğini, davacının kaza sırasında kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat etmesinin maluliyetine neden olduğunu, bu durumun müterafik kusur olarak nitelendirilerek tazminattan indirim yapılmasını gerektirdiğini, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, dava konusu olayda davacıların kontrolsüz bir şekilde yola çıktıklarının anlaşıldığını, denetime ve hüküm kurmaya elverişsiz kusur raporunu kabul etmediklerini, dosyadaki mevcut çelişkilerin giderilmesi için dosyanın ATK’na gönderilmesini talep ettiklerini, Yerleşik Yargıtay kararları ve 6098 sayılı TBK’nun 55.maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumlarınca yapılan rücuya tabi ödemelerin tazminat hesabından indirilmesi gerektiğini, olayın trafik-iş kazası teşkil edip etmediği incelenmeli, SGK tarafından davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı, ayrıca olay iş kazası ise SGK’ya iş kazası bildirimi yapılarak gelir bağlanması talep edip etmediklerinin incelenmesi gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını, iş kazası ve SGK gelirlerinin tespiti ile SGK gelir bağlanmasının bekletici mesele yapılmasını, rücuya tabi gelirlerin tazminattan mahsubunu, her halde davanın reddine karar verilmesini, davayı kabul etmemekle birlikte hesaba esas alınan gelirin hatalı olduğunu, bakiye ömür süreleri rapor tarihi itibariyle tespit edilmesi gerektiğini, dosyanın aktüeryal yönteme göre hesap yapılmak ve teknik faiz kullanılmak üzere dosyanın sicile kayıtlı aktüere gönderilmesini, dosyada iddia edilen gelir ispatlanmadığından asgari ücretin hesaba esas alınmasını, ayrıca müvekkil şirketin sorumluluğunun ancak poliçe teminatına kadar olacağını, poliçe teminatını aşan kısım yönünden sorumluluğu bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle sürücü, malik ve ZMMS kapsamında sigorta şirketi aleyhine açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; 18.07.2016 günü saat 00.20 sıralarında davalı …’in yönetimindeki … plaka sayılı aracı ile Kuzey yan yolu takiben İstanbul istikametine seyir halinde iken Adalet Işıklı Kavşağı’na geldiğinde sağ şeritten sol şeride geçtiği anda yolun sol şeridinden gelen davacı sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı motosikletin ön kısımları ile … plaka sayılı aracın sol yan kısmının çarpması sonucu davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir.
Mahkemece makine mühendisi bilirkişi alınan 06.05.2019 tarihli raporda davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde %75, davacı sürücünün %25 kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ın kusursuz olduğu belirtilmiştir. Gerek kaza tespit tutanağı, gerekse yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan kusur raporları birbiri ile örtüştüğünden ve raporların olayın oluş şekline uygun olduğu, olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında koruyucu ekipmana ilişkin tespit yapıldığı ve takılı olduğunun belirtildiği, kazada yaralanmanın niteliği ile davacı yolcu …’in kask ve dizlik takmadan motosiklete binmesi arasında illiyet bağı bulunmadığı, bu durumda müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir veri bulunmadığı anlaşıldığından davalılar vekillerinin kusura yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Anayasa Mahkemesinin KTK’nın 90. Maddesinde yapılan değişikliği iptal etmesi üzerine Yargıtay uygulama birliği sağlanması için tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH-2010 tablosunun esas alınmasını ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması yönünde içtihat geliştirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminat hesaplaması PMF cetveli ve progresif rant yöntemi ele alınarak yapılmıştır. Davalılar vekilleri ise tazminat hesabında TRH tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanmasını talep etmiştir. Her ne kadar tazminat hesabında TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanması gerekir ise de istinaf edenin sıfatına göre aleyhe kaldırma yapılamayacağı dikkate alınarak tazminat hesaplanması kaldırma nedeni yapılmamıştır.
Ayrıca maluliyetin varlığı ve oranın belirlenmesi için alınan raporlar Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden alınır. Mevcut dosyada maluliyet raporu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınmış kurul raporudur. Bilirkişi raporu hukuka uygun olup hükme esas alınabilir. Tazminat hesabında davacının çalıştığı kurumdan gönderilen ücret bordroları esas alınarak hesaplama yapıldığı da anlaşılmakla davalılar vekillerinin bu hususlara ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Davaya konu kaza trafik iş kazası olmadığından davalı vekilinin olayın trafik-iş kazası olup olmadığının ve Sosyal Güvenlik Kurumlarınca davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı yönündeki istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.12.2020 tarih ve 2018/259 esas, 2020/582 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılardan Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı … A.Ş’den alınması gereken 5.143,31 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 1.286,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.857,31 TL harcın anılan davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalılar … ve …’den alınması gereken 5.143,31 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 2.572,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.570,71 TL harcın anılan bu davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalıların istinaf başvurusu için yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12.01.2022


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*