Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/507 E. 2021/1347 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/507 – 2021/1347
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/507
KARAR NO : 2021/1347

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.12.2020
NUMARASI : 2016/199 Esas – 2020/807 Karar
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1 -…
: 2 -…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : 1 -AXA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 2-SAĞLAM ORMAN ÜRÜNLERİ İNŞ. VE İNŞ. MAL. TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.
3-…
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)
BAŞVURU TARİHİ : 03.03.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 05.04.2021
KARAR TARİHİ : 29.12.2021
YAZIM TARİHİ : 29.12.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın idaresindeki, davalı şirket adına kayıtlı ve diğer davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka nolu aracı ile, motosikletiyle seyir halindeki müvekkillerinin oğluna çarptığını, davalı tarafın kusurlu olduğunu meydana gelen kazada, müvekkillerinin oğlunun 30.09.2014 tarihinde hastanede hayatını kaybettiğini, oğullarını kaybeden müvekkilleri … için 5.000,00 TL, … için 15.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı AXA Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde; kazaya karıştığı belirtilen aracın müvekkil şirkete 18.12.2013-18.12.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 268.000,00 TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, söz konusu kazaya ilişkin şirkete yapılmış bir başvuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve Sağlam Orman Ürünleri İnşaat Ve İnşaat Malzemeleri Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin meydana gelen kazanın oluşumunda herhangi bir kusurları bulunmadığından ve müteveffanın tam kusurlu olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2020/591 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’ın idaresindeki, davalı şirket adına kayıtlı ve diğer davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka nolu aracı ile, motosikletiyle seyir halindeki müvekkillerinin oğluna çarptığını, davalı tarafın kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkillerinin oğlunun 30.09.2014 tarihinde hastanede hayatını kaybettiğini belirterek müvekkili … için 37.053,64 TL, müvekkili … için 42.484,61 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacılar için 100.000,00’er TLolmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince Asıl davanın kısmen kabul, kısmen reddine; davacı …’in için 15.000,00 TL maddi tazminatın, davacı …’in için 3.104,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 16.09.2014 tarihinden itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Birleşen 2020/591 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne; davacı … için 37.053,64 TL, davacı … için 42.484,61 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 16.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile Sağlam Orman Ürünleri İnşaat Ve İnşaat Malzemeleri Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin 16.09.2014 tarihinde meydana gelen kazada oğullarını kaybettiklerini, kazada tedbirsiz, dikkatsiz, trafik kural ve kaidelerine uymadan araç kullanan davalı sürücünün kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/467 Esas sayılı dava sonucu davalı/sanık …’ın cezalandırılmasına karar verildiğini, işbu dosyada alınan 27.03.2020 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu yönünde karar verildiğini, rapora itiraz ettiklerini ancak itirazlarının reddedildiğini, yerel mahkemece davalı sigorta şirketinin talebi doğrultusunda asgari ücret üzerinden bilirkişiden ek rapor düzenlenmesinin istenmesine, bu doğrultuda asgari ücret üzerinden hesap yapılmasına, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama neticesi tespit edilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarına itiraz ettiklerini, yerel mahkeme dosyasına sunmuş oldukları itiraz dilekçelerinde belirtildiği üzere kaza tarihinin 30.09.2014 tarihi olup, bu tarih itibari ile henüz daha mahkemelerin anayasaya, kanuna aykırı olduğu halde uyguladıkları tazminat hesabı için ölenin vergilendirilmiş ve belgelendirilmiş ücretinin esas alınması gerektiğine yönelik Karayolları Motorlu araçlar ZMMS yeni genel şartları ek-3 maddesinin yürürlüğe girmediğini, dolayısıyla mahkemenin istikrar kazanmış Yargıtay kararları doğrultusunda gerçek ücret üzerinden yapılan destek tazminatı hesabını dikkate alması gerektiğini, yine Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre tazminat hesabına esas kazançlar belirlenirken olay tarihinden hüküm tarihine kadar bilinen tüm emsal kazanç unsurlarının hesaplamada gözetilmesi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan 27.03.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda asgari ücret esas alınarak yapılan hesaplamalar doğrultusunda verilen kararla, müvekkillerinin gerçek maddi zararlarından daha düşük bir destekten yoksun kalma tazminat miktarına hükmedilmiş olup, destekten yoksun kalma tazminatı açısından kök raporu esas almayan yerel mahkeme kararına karşı istinaf ettiklerini, tek erkek evlatlarını kaybeden müvekkilleri için mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının da çok düşük olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda 16.09.2014 günü 14.20 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyon ile Anibal caddesini takiben Tübitak istikametine seyir halinde iken olay mahalli No:16 önlerine gelip seyrine göre sağ taraftaki park alanına dönüş yapmak istediği sırada geriden sağ şeridi takiben gelen davacıların murisi …’in yönetimindeki … plakalı motosiklet ile aracın sağ yan kısmına çarpması sonucu davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, olaya ilişkin Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/467 E – 2016/5 K sayılı dosyasında mevcut 14.04.2015 tarihli trafik bilirkişi raporunda müteveffanın kazanın oluşumunda % 70, davalı sürücünün %30 oranında, 02.07.2015 tarihli ATK raporunda müteveffa ve davalı sürücünün eş değer kusurlu olduğunun bildirildiği, yapılan yargılama sonunda ATK raporu esas alınarak davalının adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın Yargıtay aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan keşif sonucu trafik bilirkişisinden alınan 14.06.2016 tarihli rapor ile ATK’dan alınan 18.12.2017 tarihli raporlarda kazanın oluşumunda davalı sürücünün %50, müteveffanın %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Gerek ceza dosyasında, gerekse yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan kusur raporlarının birbiri ile örtüştüğü ve raporların olayın oluş şekline uygun olduğu, emniyet şeridi ve banketin olmadığı yolda geniş açı ile sağa yönelerek dikkatsiz ve kontrolsüz şekilde dönüşe geçen kamyon sürücüsü ile arkasından sağ şeridi takiben gelen ve yavaşlayan kamyonu geçmeye çalışan motosiklet sürücüsünün mevcut oluş şartlarındaki olayda eşdeğer kusurlu sayılmaları dairemizce doğru olduğu değerlendirilmiş, kusur raporuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacının istinaf dilekçesinde hesap bilirkişi raporunda kabul edilen gelire ilişkin itirazları olduğu , gelirin asgari ücretin üzerinde olduğunu belirttiği, hükme esas alınan aktüer raporunda desteğin gelirine ilişkin her hangi bir belge sunulmamış olduğundan asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının yerinde olduğu, yine olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkeleri gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi miktarının olaya ve hakkaniyete uygun düştüğü kanaatine ulaşılmıştır.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı istinaf sebepleri ile sınırlı olarak incelenmiş olup, ilk derece mahkemesinin kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı anlaşıldığından, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.12.2020 tarih ve 2016/199 esas, 2020/807 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının davacıya iadesine,
4-Avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.361/1 maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29.12.2021


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip….
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*