Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/326 E. 2021/1166 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/326
KARAR NO : 2021/1166

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2020
NUMARASI : 2017/905 Esas – 2020/297 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1- ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …

DAVALI :2- … – -…
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
BAŞVURU TARİHİ : 07.12.2020-08.12.2020
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 10.03.2021
KARAR TARİHİ : 01.12.2021
YAZIM TARİHİ : 02.12.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19.10.2007 tarihinde davalı … idaresindeki … plakalı kamyonetin dava dışı … idaresindeki motosiklete çarpması sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, ceza yargılamasında davalı sürücü …’un tamamen kusurlu bulunduğunu, davacının karşılamak zorunda kaldığı tedavi giderleri için ayrı bir dava açıldığını, olayın üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına rağmen davacının tedavisinin devam ettiğini, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan maluliyet raporunda davacının maluliyet oranının %66 olarak tespit edildiğini belirterek 340.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalılardan … bakımından kaza tarihinden, sigorta şirketi bakımından ise dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılardan …’tan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesinden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat miktarlarının belirli olmadığını, kazanın oluşumunda davalı sürücünün kusurlu olduğunun kanıtlanması gerektiğini, maluliyet durumunun Adli Tıp Kurumu tarafından incelenmesi gerektiğini, tazminat hesabının aktüerler listesine kayıtlı bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, gelir kaybı gibi dolaylı zararların davalıdan istenemeyeceğini ve kaza nedeniyle elde edilmiş gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve kaza tarihinde geçerli teminatın 80.000,00 TL olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının zarara uğradığını kanıtlaması gerektiğini, Adli Tıp Kurumundan maluliyet raporu alınması gerektiğini, avans faizi isteminin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 217.600,00 TL maddi tazminatın davalı … bakımından kaza tarihi olan 19/10/2007 tarihinden, davalı sigorta şirketi bakımından ise 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak (sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davacıya verilmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kaza nedeniyle davacının %62 oranında malul kaldığını ve kazanın oluşumunda davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, mahkemece maddi tazminattan müterafik kusur nedeniyle %20 oranında indirim uygulandığını, davacının kaza nedeniyle epidurak kanama ve serabellar kontizyon beyin dokusunda ezilme nedeniyle ameliyat edildiğini, nörolojik muayenesinde demansiyel bulgular saptandığından bahisle davacının kask takmamasının müterafik kusur kabul edildiğini ancak kazada zararın artmasına veya azalmasına yönelik olarak kask takıp takmamanın etkisi dosyada mevcut olmayan deliller üzerinden değerlendirildiğini, davacı kask takmış olsa da aynı şekilde yaralanabileceği açık olduğundan müterafik kusur atfının haksız olduğunu, mahkeme kararında %20 oranında indirim yapıldığı yazılı olsa da hesaplama yapılmaması nedeniyle hangi para üzerinden indirim yapılarak 217.600,00 TL bulunduğunun anlaşılamadığını, davacının yaralanma derecesi gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, kazanın oluşumunda davacının kusurunun bulunmadığı gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılardan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kaza tarihindeki geçerli teminatın ise 80.000,00 TL olduğunu, mahkemece asıl alacak bakımından teminat ile sorumlu olduklarının belirtilmesine karşın alacağın ferileri bakımından böyle bir oranlama yapılmadığını ve tüm ferilerden sorumlu tutulduklarını, icra müdürlüğünün poliçe limitini inceleme yetkisi bulunmadığından, sorumluluklarından fazla miktarı ödeme tehdidi altında olduklarını, zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, maluliyete ilişkin itirazlarının da değerlendirilmemiş olduğunu, sağlık kurulu raporunda belirtilen travma sonrası stres bozukluğunun özürlülük ölçütü… Hakkındaki yönetmelik hükümlerince sürekli araz olarak değerlendirilemeyeceğini, psikolojik arazların geçici fonksiyon kaybına neden olan ruhsal hastalıklar bölümünde değerlendirilmesi gerektiğini, bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte maluliyetin ne kadarının kaza ile illiyetinin bulunduğunun belirtilmediğini, adli tıp kurumundan anılan konulara ilişkin değerlendirmeler içeren rapor alınması gerektiğini, teminat limitinin 80.000,00 TL olmasına karşın talep sonucunun 340.000,00 TL olduğunu, reddedilen kısım bakımından kendileri yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, kask takmayan ve koruyucu elbise giymeyen motosiklet sürücüsü davacının gerekli önlemleri almayarak zararın doğmasına ve artmasına yol açtığını, bu nedenle uygun oranda indirim yapılması gerektiğini, harç, yargılama ve vekalet ücretinin tamamından sorumlu tutulmalarının rapor tarihine kadar faiz talep edilemeyeceğinden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yaralama ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece tarafların delilleri toplanmış, bu kapsamda bilirkişi raporları alınarak davacının zararının miktarı 703.187,56 TL olarak belirlenmiştir. Davacının kask takmadığı gerekçesiyle tazminat tutarından %20 oranında bölüşük kusur indirimi yapıldığı belirtilmiştir. Ancak, hükmün gerekçe bölümünde hükmedilen 217.600,00 TL tazminatın nasıl hesaplandığı belirtilmemiş ve HMK’nın 297. maddesi ile 298/2. maddelerinne aykırı hareket edilmiştir. Davacının kask takmayıp sürücü belgesi bulunmayan sürücünün kullandığı araca yolcu olarak bindiği anlaşılmaktadır. Şu durumda; bölüşük kusur indirimi uygulanmış olması yerinde olmakla birlikte davacının zararı 703.187,56 TL olarak hesaplanmakla anılan tutardan %20 oranında bölüşük kusur indirimi yapıldığında dahi zararın dava dilekçesinde istenen 340.000,00 TL’den fazla olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin anılan yönlere değinen istinaf itirazları yerinde olup maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Davacı vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazına gelince; 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi uyarınca bedensel bütünlüğü zedelenen kimse manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın az olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarına gelince; davacının maluliyet durumu, olay tarihi itibariyle yürürlükteki Sağlık İşlemleri Tüzüğü uyarınca belirlenmiş olup davacının kaza nedeniyle beyin dokusundaki ezilme nedeniyle ameliyat edilip kas gücü kaybı yaşadığının tespit edilmesi karşısında mahkemece benimsenen maluliyet oranında isabetsizlik görülmemiştir. Davacı, davalı sigorta şirketi ile her hangi bir sözleşme imzalamamıştır. Zarar gören kişi olarak dava açmış olduğundan ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan sorumluluğu ZMMS Genel Şartları ile ön görülmüş bulunduğundan limiti aşan miktar bakımından sigorta şirketi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılamaz. Ancak hüküm bölümünde tazminat bakımından sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ile sınırlı tutulmuş iken yargılama giderleri ve harç bakımından limite göre oranlama yapılmadığı anlaşılmaktadır. Anılan durum hükmün infazında sigorta şirketinin limitten fazla ödeme yapması sonucunu doğurabileceğinden sigorta şirketi vekilinin anılan yönlere değinen istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, hükmedilen maddi tazminatın miktarı ve sigorta şirketinin harçlardan ve yargılama giderlerinden teminat limiti oranında sorumlu tutulmaması hatalı bulunmuş ise de; anılan hataların giderilmesi yargılama yapılmasını gerektirmediğinden dosya üzerinde yapılan inceme sonucunda, davacı vekili ile davalılardan Anadolu Sigorta vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek karardaki hatalar düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalılardan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ İLE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.09.2020 tarih, 2017/905 esas ve 2020/297 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
A) Davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile, 340.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan … bakımından 19.10.2007 tarihinden, davalılardan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi bakımından ise 19.10.2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti 80.000,00 TL ile sınırlı tutulmasına,)
B) Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
C) Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi Uyarınca maddi tazminat bakımından alınması gereken 23.225,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.332,05 TL’nin mahsubu ile bakiye 21.893,35 TL karar ve ilam harcının, davalı sigorta şirketi bu tutarın 5.464,80 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
D) Yürürlükteki yargı harçları tarifesi uyarınca hükmedilen manevi tazminat üzerinden alınması gerekli 1.366,20 TL karar ve ilam harcının davalılardan …’tan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
E) Hükmedilen maddi tazminat üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 32.250,00 TL vekalet ücretinin, davalı sigorta şirketi bu tutarın 11.200,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
F) Hükmedilen manevi tazminat üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına yürürlükteki AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan …’tan tahsili ile davacıya verilmesine,
G)Davacı tarafça yapılmış 1.359,75 TL harç masrafı ile 570,00 TL müzekkere ve tebligat gideri, 1.450,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.379,75 TL yargılama giderinin, davalı sigorta şirketi bu tutarın 795,20 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
H) Kullanılmayan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
I) İlk derece mahkemesince düzenlenmiş, 22.02.2021 tarih ve 2021/73 harç nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz olarak iadesinin istenilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılmış olan 54,40 TL istinaf karar harcı ile davalılardan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından yatırılmış 4.058,00 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4- Tarafların yapmış oldukları istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerine bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avanslarının yatıranlara iadesine,
6-Avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02.12.2021


Başkan …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*