Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/325 E. 2021/1125 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/325 – 2021/1125
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/325
KARAR NO : 2021/1125

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : ….
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2019/947 Esas – 2020/664 Karar
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

İSTİANAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. ..
Av. ..

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 3 -AXA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

İHBAR OLUNAN : 1 -ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İHBAR OLUNAN : 2 -TRENKWALDER VANLIOĞLU TEMİZLİK VE SOSYAL HİZMETLER TİC.VE SAN.A.Ş.

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)

BAŞVURU TARİHİ : 30.12.2020
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 10.03.2021
KARAR TARİHİ : 24.11.2021
YAZIM TARİHİ : 24.11.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28/02/2012 günü…nin kendisine ait … plakalı araçla nakliye hizmeti verdiği Ceva Lojistik adlı firmanın işyeri bahçesinde davalı sürücü…’ın sevk ve idaresindeki …plakalı minibüsün tek yönlü levhaya rağmen geri geri manevra yaptığı sırada davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, …plakalı aracın Obakur Gıda İnş. San. ve Tic. A.Ş. ne ait olup davalı Axa Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, trafik kazası nedeniyle Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinde 2012/848 E. sayılı davanın açıldığını ve 2013/589 karar ile davalı sürücünün cezalandırıldığını, davacıların ağır yaralandığını ve büyük üzüntü duyduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan sigorta şirketinden temerrüt tarihinden, diğer davalılardan olay tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline, ayrıca yaralanmanın ağırlığı, davacının yaşadığı psikolojik çöküntü nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan ortaklaşa ve dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Obakur Gıda İnş. Turizm San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde davacı ad, soyadı ve adresinin bulunması zorunlu olup dava dilekçesinde davacı yanın adresi eksik olup 6100 sayılı HMK nun 119. maddesine açık aykırılık bulunduğunu, aynı maddenin 2. fıkra gereğince noksanlığın tamamlanması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre tanınması, eksiklik giderilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini, zorunlu trafik sigortası poliçesine dayanan ve sigorta şirketinden tahsili talep edilen destekten yoksun kalma tazminat taleplerinde davanın görüleceği yer ticaret mahkemeleri ise de, somut olayda dava dilekçesi ile de sabit olduğu üzere doğrudan sigorta şirketinden tahsili talep edilmediğinden ve manevi tazminat da talep edildiğinden davalı şirketin işleten sıfatı nedeniyle davalı gösterildiği ve ayrıca araç sürücüsünün de davalı olduğu göz önüne alındığında haksız fiil nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında bulunduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 92. maddesinde açıkça manevi tazminata ilişkin taleplerin ZMMS poliçesi dışında kaldığı belirlendiğini, bu nedenle ticaret mahkemesinin görevli olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, esasen kusur iddialarını da kabul etmediklerini, Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/848 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı…’ın tam kusurlu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunun bildirildiğini, kendilerine tebliğ edilmeyen kusur raporuna karşı beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, manevi tazminat talebini de fahiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı… cevap dilekçesinde; kazanın olduğu yerin kısıtlı olmasından dolayı meydana geldiğini, olayın bir anda meydana geldiğini, açılan davayı kabul etmediğini, adına kamu davası açıldığını, olayda bulunan aracın kaskolu ve sigortalı olduğunu, herhangi bir maddi ve manevi tazminat ödeme gücünün bulunmadığını, zorluklar içinde 4 nüfuslu ailesine baktığını, olayın meydana gelmesinde kendisinin herhangi bir kusuru bulunmadığını bu sebeple açılan tazminat davasının reddine ve talep edilen tazminatın diğer davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Obakur Gıda İnş. Turizm San. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı …plakalı aracın davalı şirket nezdinde 43740790 poliçe no ile 18.07.2011 – 18.07.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, davalı şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, öncelikle davacı tarafından davalı şirket sigortalısı …plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, 07.10.2013 tarihli rapor ile sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusura itiraz ettiklerini, söz konusu kusur raporu ceza yargılaması sırasında alındığını, hukuk hâkiminin soruşturma ve ceza dosyasındaki bilirkişi raporu ile bağlı olmadığını, tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davacının maddi tazminat davasının 200.000,00 TL’lik kısmı konusuz kaldığından bu kısım için karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddi tazminat davasının 163.298,92.-TL’lik kısmı yönünden, davanın kısmen kabulüne, 149.542,14.-TL tazminatın davalılar… ve Obakur Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden kaza tarihi olan 28/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 24.000,00TL manevi tazminatın davalılar… ve Obakur Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden kaza tarihi olan 28/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişiden ek rapor alınarak ileri sürülen 2.700,00 TL ücrete ilişkin olarak ta hesaplama yapılması gerektiğini, mahkemenin verdiği kararda maddi tazminat tutarının nereden bulunduğunun belli olmadığını, öncelikle hükme esas alınan 26.03.2020 tarihli hesap bilirkişisi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınarak terditli hesaplama yaptırılması ve ıslah için kendilerine süre verilmesi gerektiği halde, mahkemenin bu gereğe uymadığını, devam eden bir davada faiz güncellemesi yapılmasının da yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, davacının 2012 yılında çalıştığı temmuz dönemine kadar olan gelirinin ortalamasının sözleşmedeki meblağ kadar olduğunu, buna ilişkin sözleşme ve faturaların dosyaya sunulduğunu, vergisi ödenmiş bir gelir varken buna itibar edilmeyerek ücret araştırması yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dışı Ceva Lojistik Firmasının sözleşme gereği yaptığı ödemelerin düzensiz olmasından davacının sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, anılan ödemeler düzensiz olsa da toplamının davacının gelirine denk olduğunu, 2012 yılı temmuz ayına kadar alınmış toplam ücretin 18.940,58 TL olup aylık ortalamasının 2.705,79 TL’ye denk olduğunu, ödemelerin bu rakamı vermesinin tesadüf olmadığını, davacının gelirinin resmi kayıtlarla tam olarak ortaya konduğunu, kaza tarihi itibariyle davacının net kazancının 2.700,00 TL olduğunu ve bu doğrultuda karar verilmesi gerektiğini, kaza nedeniyle davacının yüzünde sabit iz kaldığını ve vücudunda bir çok kemik kırığı oluştuğunu, uzun süre komada kaldığını, buna karşın hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu, avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılardan Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi ilk raporunda yapılan hesaplamanın açıkça hatalı olduğunu, söz konusu hesaplamanın özel teknik bilgi ve uzmanlık gerektirmesi nedeniyle hesaplamanın hatalı olduğunun açık olduğunu, ek bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından ödenen bedelin dikkate alınmadığının bu hususun bilirkişi raporunun hatalı olduğunu ortaya koyduğunu, sigorta şirketi tarafından ödenen 300.000,00 TL’nin maddi zararı hangi oranda karşıladığının belirlenmesi ve hüküm tarihine en yakın tarihteki veriler dikkate alınarak zararın karşılandığı oranda indirim yapılması gerektiğini, ödeme tarihindeki gerçek zararın dikkate alınması gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, önceki kararda hükmedilen maddi tazminatın 285.342,08 TL olması nedeniyle sigorta şirketinin yapmış olduğu 300.000,00 TL’Lik ödemenin zararı karşıladığının açık olması nedeniyle tutarlar arasında oransızlık bulunmadığından maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini, Mahkemece esas alınan maluliyet oranını kabul etmediklerini, itirazlarına rağmen ATK 3. İhtisas Kurulundan SGK Sağlık İşlemleri tüzüğüne uygun rapor alınmadığını alınan tüzük hükümleri dikkate alınmaksızın maluliyet tespitinin hatalı olduğunu, 14.08.2015 tarihli maluliyet raporunun görevsiz mahkeme tarafından alınmış olması nedeniyle hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının kaza tarihindeki gelirinin 2.046,49 TL olduğu kabul edilmiş ise de bu tutarın gerçeği yansıtmadığını, davacının işçi olmadığının açık olduğunu, bu nedenle ücrete agi ilavesinin hukuka aykırı olduğunu, 11.06.2015 tarihli Gebze Ticaret Odasından gönderilen yazı cevabının neden dikkate alınmadığının açıklanmadığını anılan yazıda 2015 yılı için aylık net gelirin 949,07 TL olarak belirtildiğini, buna göre davacının gelirinin de asgari ücret düzeyinde olduğunun kabulü gerektiğini, davacının kusurlu olduğunun 21.11.2016 tarihli rapor ile sabit olduğunu, buna rağmen davacının kusursuz kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacının önünden kendisine doğru gelen aracı fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya yapılmış bir ödeme olup olmadığının sorulması gerektiğini, davalı şirketin bir kusurunun bulunmaması nedeniyle sorumluluğuna gidilemeyeceğini, hükmedilen manevi tazminat tutarının ise fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yaralama ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilmiş 04.12.2018 tarihli karardan sonra davalılardan sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Dairemizin 12.09.2019 tarihli kararı ile, ilgili belgelerin getirtilerek sulh protokolü kapsamında bir değerlendirme yapılmak üzere mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı üzerine, mahkemece maddi tazminat hesabı konusunda ek bilirkişi raporu alınmış, sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme tutarı bakımından davanın konusuz kaldığı belirtilerek ödeme tutarının faizi de indirilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf yoluna başvuran davalılardan Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş.vekili tarafından bilirkişi hesaplamasının hatalı olduğu ve ödemenin davacının zararını karşıladığı, ayrıca ödeme tarihi itibariyle hesaplama yapılması gerektiği savunulmuştur. Ancak sulh protokolü incelendiğinde asıl alacak olarak davacıya ödenmiş tutarın 200.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Ödeme yargılama aşamasında yapılmış olup dava açılmadan önce düzenlenmiş bir ibraname bulunmadığına göre yapılan hesaplamada da hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacının iş göremezlik durumu kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerince belirlenmiş olup anılan raporda da usule aykırılık bulunmamaktadır. SGK tarafından davacıya bir ödeme yapılmadığı da ilgili kurum tarafından mahkemeye bildirilmiştir. Kazanın meydana geldiği alanda tek yön tabelasının bulunması, davalı sürücünün levhanın aksi yönünde ve aracın arkasını görmeden hareket ederek kazaya neden olması ile davacının alabileceği bir önlem bulunmadığı da gözetildiğinde mahkeme benimsenen kusur durumunda da isabetsizlik görülmemiştir. Zira, sürücü ve diğer çalışan İlyas Göktepe’nin beyanlarından aracın kasasının yükle dolu olması nedeniyle gittikleri istikameti görmeden geri geri hareket etmeleri sonucu kazanın meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin anılan yönlere değinen istinaf itirazları yerinde değildir.
Taraf vekillerinin desteğin gelir durumuna ve hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin itirazlarına gelince; mahkemece davacının düzenli ve sürekli geliri tespit edilerek aylık gelirinin 2.046,49 TL olduğu kabul edilmiştir. Davacı taraf yapılan sözleşme gereği dava dışı firmadan aylık 2.700,00 TL ücret alındığını ve faturalandırılmış bu gelirin esas alınması gerektiğini ileri sürmektedir. Ancak, anılan sözleşme 27.01.2012 tarihine kadar geçerli olup kaza tarihinde yürürlükte değildir. Ayrıca anılan ücretin bir iş karşılığı elde edildiği anlaşılmakta olup desteğin düzenli ve net gelirini yansıttığı da söylenemez. Şu durumda; belirlenen emsal ücrete göre hesaplama yapılmış olmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacının yaralanma derecesi, kazanın oluş şekli ile manevi tazminata hakim olan ilkeler gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarının da olaya uygun düştüğü kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelince; Davalı sigorta şirketi yargılama sırasında davacıya 200.000,00 TL ödeme yapılmış olup, mahkemece bilirkişi tarafından hesaplanan 382.287,35TL tazminattan davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ve bu ödemenin yasal faizi düşülerek 149.542,14 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından davanın açılmasından sonra ödenen tutarın faizinin de hüküm altına alınan maddi tazminat tutarından düşülmüş olması doğru değildir. (Yargıtay 17. HD 17/12/2020 tarih, 2020/3407 esas, 2020/8699 karar) Ayrıca dosyadaki belgeler ile kazaya karışan aracın ticari nitelikte bir araç olduğu ve kazanın aracın ticari faaliyeti sırasında meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin anılan yönlere değinen istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, bilirkişi tarafından hesaplanan tazminattan davalı sigorta şirketinin dava açıldıktan sonra yaptığı ödemenin faizinin de mahsup edilmesi ve avans faizi yerine yasal faize hükmedilmesi hatalı bulunmuş ise de; anılan yanılgıların giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı vekilinin anılan hususlara ilişkin istinaf itirazları kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından hesaplanan tazminattan davalı sigorta şirketinin yargılama sırasında yaptığı ödeme düşülmek suretiyle bulunan tutar üzerinden ve anılan tutara kaza tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davanın kısmen kabulüne dair yeniden hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A)Davalılardan Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş. Vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
B)Yürürlükteki yargı harçları tarifesi uyarınca davalılardan Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş.’den alınması gereken 11.854,66 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.963,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.890,91 TL istinaf karar harcının davalılardan Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
C)Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş.’nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.11.2020 tarih, 2019/947 esas ve 2020/664 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
A) DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 200.00,00 TL maddi tazminat istemi bakımından davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla bu kısım bakımından karar verilmesine yer olmadığına,
B) 163.298,92 TL maddi, 24.000,00 TL manevi tazminatın 28.02.2012 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan… ve Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
C) Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi uyarınca alınması gereken 12.794,38 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 871,00 TL ile ıslah sırasında alınan 1.237,43 TL’nin mahsubu ile bakiye 10.685,95 TL karar ve ilam harcının davalılardan Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş. ve…’tan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
D) Davacı tarafından yatırılan 25,20.TL başvurma harcı, 871,00.-TL peşin harç, 1.237,43.-TL ıslah harcından oluşan toplam 2.116,50.-TL harç giderinin davalılar… ve Obakur Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
E)Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri sulh sözleşmesi ile davalı sigorta şirketinden tahsil edildiğinden, davacı tarafından yapılan yargılama giderleri konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
F)Davalı Axa Sigorta A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
G) Davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemenin anılan tutara ilişkin vekalet ücretini de kapsadığı anlaşılmakla anılan tutar bakımından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
H) Hüküm altına alınan maddi tazminat istemi bakımından yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 19.463,39 TL vekalet ücretinin davalılardan… ve Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
I) Hüküm altına alınan manevi tazminat istemi bakımından yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan… ve Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
İ) Reddedilen manevi tazminat istemi bakımından yürürlükteki AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılardan… ve Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş’ye verilmesine,
J) Davacının maddi tazminat istemi kabul edilip manevi tazminat istemi bakımından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından davalılardan… ve Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş’nin yapmış oldukları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
K) Kullanılmayan gider avanslarının yatıranlara iadesine,
L) İlk derece mahkemesince düzenlenmiş 01.02.2021 tarih ve 2021/42 harç nolu harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz olarak iadesinin istenilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılmış olan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
5- Davacı tarafça yapılmış olan 107,50 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan… ve Aslanoba Yatırım Gıda San. Ve Tic. A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan istinaf gider avanslarının yatıranlara iadesine,
7-Avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24.11.2021

….
Başkan …
e-imzalıdır

*Üye…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
….
Katip ….
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*