Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/313 E. 2021/1101 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/313 – 2021/1101
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/313
KARAR NO : 2021/1101

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : ….
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2016/1260 Esas – 2020/465 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ

VEKİLİ : Av. B
DAVALI : TOLİ YAPI İNŞAAT TAAHHÜT PETROL ÜRÜNLERİ NAKLİYAT VE SAN. TİC. LTD. ŞTİ –

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. ..
Av. ..

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasında yaralanma sebebiyle Tazminat
BAŞVURU TARİHİ : 09.12.2020
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 10.03.2021
KARAR TARİHİ : 10.11.2021
YAZIM TARİHİ : 11.11.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 15/03/2016 tarihinde arkadaşları ile birlikte yol kenarında beklerken davalı Toli Yapı İnş. Şirketine ait (…) plakalı ve… plakalı romörk çekici aracın çarpması neticesinde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığını, davacının kaza tarihinde sigortasız olarak organizasyon işinde çalışarak ailesine yardım ettiğini, aylık ortalama gelirinin 1.500 TL civarında olduğunu, bu kaza nedeniyle 3 ay organizasyon firmalarının çeşitli işlerine gidemediğini, maddi kazanç kaybına uğradığını beyan ederek geçici ve sürekli iş görememezlik maluliyet oranının ve bunun neticesinde oluşan kazanç kaybının tespiti ile şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde, (…) plakalı aracın 06/04/2015-26/03/2016 vadeli 18961915 poliçe no’lu karayolu motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve 06/04/2015-26/03/2016 vadeli 189202015 poliçe no’lu birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı yanın, iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesinin gerektiğini, sigorta şirketi olan davalı açısından temerrüt süresinin delillerin tümünün müvekkil şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başladığını, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacının maddi tazminat isteminden 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, 22.516,57 TL’sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Toli Yapı Ltd. Şirketinden tahsiline, davacının tedavi gideri talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyada hükme esas alınan maluliyet bilirkişi raporunun kabul etmediklerini, belirlenen maluliyet oranının tamamen hatalı olduğunu, dosyada bulunan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve uygulama Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen raporda davacının meslekte kazanma güç kaybı bulunmadığının tespit edildiğini, ancak mahkeme tarafından Balıkesir Üniversitesi tarafından düzenlenen 22.02.2019 tarihli raporun esas alındığını, raporlar arasında büyük bir çelişki olduğunu, çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, diğer yandan SGK tarafından ödemeler ve bağlanan gelirlerin hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiğini, ceza soruşturma dosyasının incelenerek CMK kapsamında uzlaşma bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiğini, gerekçeli kararda davalı sigorta şirketinin yalnızca maddi tazminattan sorumlu olmasına rağmen harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 15.03.2016 tarihinde, davalıların işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araç sürücüsü, yaya davacıya çarpmış ve davacı yaralanmıştır.
Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında hem davacı yayaya hem davalıların sürücüsüne kural ihlali verildiği, mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan 07.03.2018 tarihli raporda da davacı yayaya %75 oranında, davalıların sürücüsüne ise %25 oranında kusur verildiği, kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporunun birbiriyle uyumlu olup belirlenen kusur oranının oluşa da uygun olduğu kanaatine varıldığı; mahkemece alınan kusur raporunun davalı taraflara tebliğ edildiği ve istinaf isteminde bulunan davalı vekilinin kusur raporuna itiraz ettiği, itirazında savunma hakkının kısıtlandığına dair beyanı olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Mahkemece davacının maluliyet oranının belirlenmesi için ilk olarak Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 21/05/2018 tarihli raporda, davacının arızasının maluliyet hesaplamasını gerektirir düzeyde olmadığı iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren dört ay olduğunu belirtilmiş; ikinci olarak Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alına 22/02/2019 tarihli raporda davacının 15/03/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle iyileşme süresinin doksan güne kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği, kaza tarihini takip eden ilk otuz gün başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda sayılacağı, sürekli iş göremezlik oranının %10,3 olduğunu belirtilmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 15.03.2016 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği yürürlükte olup, mahkemece alınan her iki raporun da Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlendiği ve çelişkili oldukları, kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre düzenlendikleri anlaşılmıştır. Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde Adli Tıp Kurumundan usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla, yeni bir rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Kabule göre de, davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmadığından hükümde manevi tazminata ilişkin harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.
İlk derece mahkemesinin hükmüne esas aldığı maluliyet raporunun doğru yönetmeliğe göre alınmaması dairemizce H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi kapsamında “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli bazı delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması” olarak nitelendirildiğinden, sair istinaf istemleri şimdilik incelenmeksizin; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, belirtilen hususları içeren maluliyet raporu alınarak yargılama sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.09.2020 tarih ve 2016/1260 esas, 2020/465 karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin olarak alınan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalının istinaf başvurusu için yaptıkları giderlerin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10.11.2021


Başkan..
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*