Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/301 E. 2021/1081 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/301 – 2021/1081
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/301
KARAR NO : 2021/1081

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2018/209 Esas – 2020/468 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : AXA SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : TÜRKİYE SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat)

BAŞVURU TARİHİ : 29.12.2020 – 12.01.2021 – 22.01.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 05.03.2021
KARAR TARİHİ : 10.11.2021
YAZIM TARİHİ : 11.11.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.10.2011 tarihinde davalılardan Axa Sigorta A.Ş nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortalı… plakalı araç içinde yolcu konumunda iken, diğer davalıların sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araçla müvekkilinin bulunduğu aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını, sağ kolunun sakat kaldığını, sigorta şirketlerine başvuru yapmalarına rağmen ödeme yapmadıklarını, müvekkilinin evli ve 4 çocuk sahibi olduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin psikolojisinin bozulduğunu beyanla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000.00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 30.10.2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 58.171,83 TL’ ye yükselttiği görülmüştür.
Davalı … cevap dilekçesinde; kazanın 09.10.2011 tarihinde meydana geldiğini, davanın kazanın meydana geldiği tarihten çok sonra açıldığını, davayı kabul etmediğini, …plakalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Halk Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; sigortalısı…ın kusurunun belli olmadığını, …plakalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu, davacının alkollü kişinin aracına binmesinde müterafik kusurlu olduğunu, öncelikle kazaya ilişkin kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının başvurusu sırasında sunması gereken evrakları sunmadığından usulüne uygun olarak başvuruda bulunmadığını, öncelikle kusur tespiti yapılması, davacının varsa maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerinden rapor aldırılması, kaza ile netice arasında illiyet bağının irdelenmesi, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince maddi tazminat davasının kabulü ile 58.171,93 TL maddi tazminatın sigorta şirketlerinin sorumluluğu poliçe limitleriyle sorumlu olmak ve davalı Halk Sigorta A.Ş %20 müterafik kusur indirimi sonucu hesaplanan 46.537,46 TL’ den sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, alacağa davalı sigorta şirketleri yönünden dava tarihi olan 05.04.2018 tarihinden, davalı (…) yönünden kaza tarihi olan 09.10.2011 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 09.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı (…)’dan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin kararına karşı davacı vekili ve davalı Axa Sigorta A.Ş vekili, davalı Türkiye Sigorta A.Ş vekili ile davalı (…) vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dosya kapsamında alınan ATK raporunda müvekkilin maluliyetinin %12,1 olarak hesaplandığını, yerel mahkemece maddi tazminat hesaplaması yapılırken Halk Sigorta A.Ş yönünden %20 müterafik kusur indiriminde bulunulduğunu, bu hesaplamayı kabul etmediklerini, öncelikli olarak müterafik kusur indiriminden bahsedebilmek için zarar göreninde kusurunun bulunması gerektiğini, alınan bilirkişi raporunda müvekkilin kazanın oluşmasında kusuru olmadığı, davalı (…)’nın %50 oranında kusuru olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın olayda %50 oranında kusuru olduğunun belirtildiğini, bu nedenle mahkemece davalı aracın sigortacısı olan Halk Sigorta A.Ş yönünden müterafik kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, müvekkiline karşı karşı aracın sürücüsü ve işleteni maddi tazminatın tamamından sorumlu iken sigortacısının %20 indirimli şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının da oldukça düşük olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece verilmiş olan gerekçeli kararda 22.10.2019 tarihli bilirkişi raporu ile kusur dağılımı tespit edilmiş iken davalılar yönünden müşterek ve müteselsilen hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarından müvekkil şirketin sorumlu tutulabileceği miktarın sigortalı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden kısım kadar olması gerektiğini, ancak hüküm dayanağı 22.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda kusur dağılımı dikkate alınmaksızın %100 kusur üzerinden hesaplama yapılarak kusur dağılımına dikkat edilmeksizin tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti açısından müştereken ve müteselsilen hüküm kurulduğunu, müvekkil şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olup %50 kusur oranı esas alınarak hüküm kurulması gerektiğini, yine davaya konu kazada “hatır taşıması” söz konusu olduğundan “hatır taşıması indirimi” yapılması gerektiğini, hatır taşıması indirimi taleplerinin cevap dilekçesinde ileri sürülmemiş olması gerekçesinin doğru olmadığını, tazminatta indirim gerektiren sebeplerin mahkemece resen incelenmesi ve tazminata uygulanması gerektiğini, hatır taşıması Yargıtay İçtihatlarına göre tazminatta %25 ile %75 arasında indirim sebebi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta vekili istinaf dilekçesinde; davacının müterafik kusur indiriminin hukuka aykırı olduğu yönündeki istinaf başvurularının reddi gerektiğini, davacı tarafça dava açılmadan önce müvekkil sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, müvekkil sigorta şirketine davacı tarafça başvuru yapıldığını ancak evrak eksikliğinden dolayı başvurunun değerlendirilmediğini, eksik evraklarla ilgili davacı vekiline 07.12.2017 tarihinde yazı gönderildiğini, ancak davacı tarafça söz konusu eksiklik giderilmeden müvekkil sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını, bu nedenle yerel mahkemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermesi gerektiğini, sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadan dava açıldığından müvekkil sigorta şirketi aleyhine faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın öncelikle usulden reddine mahkemece aksi kanaatte olunması halinde müvekkil sigorta şirketince davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden müvekkil şirket aleyhine faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemece söz konusu bilirkişi raporu esas alınıp kusur dağılımına dikkat edilmeksizin tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti açısından müvekkilinin müştereken ve müteselsilen dahil edilip hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunda esas alınan kusur belirlenmesinde müvekkilin sanki tek taraflı kaza yapmış gibi %100 kusurlu gösterilip tazminat miktarının belirlendiğini, oysaki bu kazanın davacının bulunduğu araçtan kaynaklı olup kazanın gerçekleşme nedeni davacı ve arkadaşlarının alkollü olması ve kırmızı ışıktan geçmesinden kaynaklı meydana geldiğini, ancak bu hususların bilirkişi raporunda esas alınmayıp müvekkilinin %100 kusurlu gösterilmekle tazminat hesaplama yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu, davacının zamanaşımına uğramış talepleri bakımından öncelikle bu taleplerin zamanaşımı itirazlarının dikkate alınarak reddini talep ettiklerini, beraberinde dava konusu olayda, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine usulüne uygun başvuru yapması gerektiğini, müvekkile bu denli aleyhine faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 09.10.2011 tarihinde, davacının yolcu olarak bulunduğu davalılardan Axa Sigorta A.Ş nezdinde trafik sigortalı araçla diğer davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları aracın çarpışması şeklinde gerçekleşen çift taraflı kaza sonucu davacı %12,1 oranında malul kalacak şekilde yaralanmıştır.
Davacı vekilinin istinaf istemlerinin incelenmesinde; somut olayda, ceza dosyasındaki belgelere göre davalılardan Axa sigorta nezdinde trafik sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının araçtaki diğer kişilerle düğünden dönerken kazanın gerçekleştiği ve sürücünün alkollü olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının sürücünün alkollü şekilde araç kullandığını bildiği sabit olup tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasında hukuka aykırılık yoktur. Yine, olay tarihi, kazanın oluş şekli, davacının maluliyet oranı gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş vekilinin istinaf isteminin incelenmesinde; davacı vekilince davalı sigorta şirketlerinin her ikisine de 05.12.2017 tarihinde başvuru yapıldığı ve hasar dosyalarının oluşturulduğu görülmüştür. Başvuru tarihinde geçerli trafik sigortası genel şartlarının B.1.1 maddesine göre davacı yanın, tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve beklenebilecek belgeleri sunduğu bu şekilde dava şartının yerine getirildiği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı (…) vekilinin istinaf istemlerinin incelenmesinde; kaza tarihi ile dava tarihi arasında 5237 sayılı TCK’nın 66.maddesine göre 8 yıllık süre dolmadığından zamanaşımı oluşmamıştır. Davacının arazısının kaza nedeniyle olduğu maluliyet raporunda illiyet bağı kurulması nedeniyle sabittir. Davacı vekilince talepler müştereken ve müteselsilen davalılardan istendiğinden tüm tazminattan davalıların sorumlu tutulması doğrudur. Haksız fiil faili, haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle temerrüde düştüğünden faize hükmedilmesi hukuka uygundur. Dava açılmadan önce de davacı yanca davalı sigorta şirketlerine başvurulmuştur. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş vekilinin istinaf isteminin incelenmesinde; Davacı vekilince talepler müştereken ve müteselsilen davalılardan istendiğinden tüm tazminattan davalıların sorumlu tutulması doğrudur. Davalı sigorta şirketince cevap dilekçesinde hatır taşıması savunması yapılmadığından mahkemece bu yönde indirim yapılmaması hukuka uygundur. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf istemlerinin reddi gerekir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.11.2020 tarih ve 2018/209 esas, 2020/468 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nın mahsubu ile bakiye harç terkin sınırı altında kaldığından tahsiline yer olmadığına,
3-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Türkiye Sigorta A.Ş’den alınması gereken 3.179,00 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 993,43 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.185,57 TL istinaf karar harcının anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı Axa Sigorta A.Ş’den alınması gereken 3.973,72 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 993,43 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.980,29 TL istinaf karar harcının anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı (…)’dan maddi tazminat bakımından alınması gereken 3.973,72 TL, manevi tazminat bakımından alınması gereken 341,55 TL olmak üzere toplam 4.315,27 TL harçtan peşin olarak alınan 1.078,82 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.236,45 TL istinaf karar harcının anılan davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Tarafların istinaf başvurusu için yaptıkları giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avanslarının yatıranlara iadesine,
7-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10.11.2021


Başkan …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*