Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/287 E. 2021/987 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/287
KARAR NO : 2021/987

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.12.2020
NUMARASI : 2018/514 Esas – 2020/515 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. …,
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1 -… -…
VEKİLİ : Av. …,

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 2 -…
VEKİLİ : Av. …,

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasında Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat

BAŞVURU TARİHİ : 11.01.2021-14.01.2021-18.01.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 04.03.2021
KARAR TARİHİ : 20.10.2021
YAZIM TARİHİ : 21.10.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 30.07.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların çocukları olan …’ın hayatını kaybettiğini, kazanın davalının kullandığı araçla yoldan çıkarak yol kenarında bulunan ağaca çarpması sonucu meydana geldiğini, kaza sırasında davalı sürücünün alkollü olduğunu, trafik diğer araçlara göre çok daha hızlı seyrettiğini, müteveffanın kaza tarihinde henüz 20 yaşında olduğunu, ani ölümünün tüm çevresini derinden sarstığını, kazanın meydana geldiği tarihte davalının sevk ve idaresindeki aracın zorunlu trafik sigortası bulunmadığını, kazaya ilişkin olarak Güvence Hebasına başvurulduğunu, ancak kurumdan bir cevap almadıklarını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminat ile 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafça maluliyeti sebebiyle tazminat talebine ilişkin olarak kuruma başvuru yapıldığını, başvuru yapıldığı sırada kazaya ilişkin belgelerin sunulmadığını, kazaya karışan… plakalı aracın kaza tarihi kapsar şekilde geçerli trafik poliçesi bulunduğunu, aracın Sompo Japan Sigorta A.Ş tarafından sigortalı olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, kazanın oluşumundaki kusur durumlarının ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, diğer davalı olan araç sürücüsünün alkollü olduğunun tespit edildiğini, müteveffanın kazanın gerçekleşmesindeki kusuruna ek olarak hayatını kaybetmesinde ağır müterafik kusuru bulunduğunu, hatır taşımasının varlığı halinde hesaplanacak tazminatta indirime gidilmesi gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek davalı tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kusur tespiti yapılması gerektiğini, müteveffanın aracına akloklü olduğunu bilerek bindiğini, emniyet kemerini takmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 04/11/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edilen tazminat miktarlarından % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak, davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacılar … için 90.311,51 TL, … için 64.314,41 TLmaddi tazminatın davalılardan Güvence Hesabının sorumluluğuyla sınırlı olmak kaydıyla dava tarihinden itibaren, davalı … için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacılar için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin kararına karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden haksız olduğunu, davalı sürücünün kasıt boyutuna varacak düzeyde ağır kusurlu olduğunu, davacıların murisinin ise kusursuz olduğunu, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarından davacıların oğullarının ölümünden sonra yaşadıkları elem ve ızdırabı anlattıklarını, yerel mahkeme tarafından ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikler göz önüne alınmadan hüküm kurulduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmün eksik inceleme sonucu verildiğini, ceza yargılamasının halen devam ettiğini, kusur tespitine ilişkin davalı yönünden kesinleşmiş bir durum bulunmadığını, müteveffanın müterafik kusuru dikkate alınmadan sadece hatır taşımasına dayalı olarak tazminattan indirim yapılmış oluşunun yerinde olmadığını, manevi tazminat yönünden hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, maddi tazminatların reddedilen kısmı açısından vekalet ücretinin tesisinde hata yapıldığını, manevi tazminat yönünden davacılar lehine ayrı ayrı hükmolunan vekalet ücretine rağmen davalı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde tek vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili istinaf dilekçesinde, kaza tarihinin 2017 olduğunu, davada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının uygulanması gerektiğini, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının daimi maluliyet durumunun ATK raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet tazminatı hesaplamasında TRH-2010 tablosunun kullanılması halinde uygulanacak teknik faiz oranının 1,8 olması gerektiğini, davacının müterafik kusuru nedeniyle hükmedilen tazminattan indirim yapılmasının gerektiğini, karara dayanak yapılan aktüerya hesaplamasının hatalı olduğunu, SGK tarafından davacılara ödenen tazminat miktarının davalı tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası bulunmayan… plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacıların oğullarının ,davalı sürücünün sevk ve idaresinde iken tek taraflı kaza yapması neticesinde ölümü nedeniyle Güvence Hesabından ve sürücüden destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda 30.07.2017 tarihinde davalı sürücü ile müteveffa yolcu … ve dava dışı …’ın denize girmek için Gölcük ilçesinden Yalova ili Çiftlikköy ilçesine doğru gittikleri, akşam saatlerinde dönmek için aynı araca bindikleri, aracı 103 promil alkollü olduğu anlaşılan davalı sürücünün kullandığı, olay mahaline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek 20.50 sıralarında Gölcük ilçesi Donanma mahallesi D -130 Karayolu üzerinde önce yol kenarında bulunan kaldırıma, sonra ağaca çarptığı,çarpma neticesinde davacıların oğlu …’ın vefaat ettiği dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Araçta yolcu olarak bulunan müteveffaya kazanın oluşumunda kusur atfedilemeyeceği, mahkemece tek taraflı kazada davalı sürücünün asli ve tam kusurlu kabul edilerek kusur raporu alınmaksızın hüküm kurulması dairemizce doğru bulunmuştur.
Olaya ilişkin ceza dosyası Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/171 E – 2019/170 K sayılı dosyasında görüldüğü, davalı olan sanığın olay günü alkollü olduğu, taksirle ölüme neden olmak suçundan hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,kararın istinaf aşamasında olduğu ,kesinleşmediği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ceza hukuku ile ilişkisinde kenar başlıklı 74.maddesi şöyledir: “Hâkim zarar verenin kusurunun olup olmadığını, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumluluk ile ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hâkiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz”. Araçta yolcu olarak bulunan müteveffanın kazaya neden olacak, trafik kuralı ve yasağı ihlal edecek davranışta bulunmaması ve yukarıdaki kanun maddesi karşısında davalı vekilinin ceza dosyasının bekletici mesele yapılması talebi dairemizce uygun görülmemiştir.
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacıların söz konusu hüküm kapsamında davalı yana başvurduğu, başvurusuna trafik tespit tutanağı örneğini eklediği, sigorta şirketi tarafından 29/08/2018 tarihinde sağlık kurulu raporunun istendiği, davalı sigorta şirketinin isteminin davacının haklarını sürüncemede kalmasına yol açabilecek nitelikte olduğu değerlendirildiğinden davalı vekilinin sigorta şirketine gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 04/11/2020 tarihli ek bilirkişi hesap raporunda TRH-2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınmasıyla, hesaplamalarda 1,8 teknik faiz esasının değil progresif rant yönteminin dikkate alınması ilkeleri Yargıtayca benimsendiğinden, karara esas alınan rapordaki hesap biçimi doğru bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nun 56/2 maddesi uyarınca ölüm halinde ölenin yakınları manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, desteğin yaşı, tarafların sosyal ekonomik durumları ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatın olaya ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varıldığından taraf vekillerinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Ancak müteveffanın emniyet kemeri takılı olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılmamakla birlikte, tek taraflı kazada davacıların desteğinin alkollü olduğunu bildiği kimsenin aracına binmesi mutazarrır açısından müterafik kusur oluşturacağı ve TBK 51. maddesi gereği tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, manevi tazminat bakımından davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesine rağmen davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi, maddi tazminat talebinin daha yüksek tazminat içeren 17.02.2020 tarihli rapora göre artırılıp, daha az tazminat miktarı içeren 04.11.2020 tarihli ek rapor esas alınarak hüküm kurulmasına rağmen hatır taşıması indirimi yapıldığından bahisle davalılar lehine, iki rapor arasındaki fark nedeniyle reddedilen maddi tazminat bakımından vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olduğundan davalılar vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
İlk derece mahkemesinin kararında yukarıda belirtilen hususlar hatalı bulunmuş ise de; bu hataların giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince dosya üzerinden inceleme yapılarak, davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiş, ölenin alkollü sürücünün kullandığı araca bilerek binmesi nedeniyle mahkemece hükmedilen maddi tazminat miktarlarından %20 oranında daha müterafik kusur indirimi yapılmak ve vekalet ücretine ilişkin hükümler düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-A) Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
B) Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcının peşin olarak alındığı anlaşılmakla başkaca harç tahsiline yer olmadığına,
C) Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerine bırakılmasına,
D) Davacın yatırdığı istinaf gider avansının harcanmayan kısmının iadesine,
2- Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.12.2020 tarihli, 2018/514 esas ve 2020/515 karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
I- Maddi tazminat yönünden;
A)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalı Güvence hesabının sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla, davacılar … için 72.249,21 TL, … için 51.451,53 TL maddi tazminatın davalı Güvence hesabı yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
II-Manevi tazminat yönünden;
B)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davacılar … 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
C) Yürürlükteki Harçlar Kanunu uyarınca hükmedilen maddi tazminat üzerinden alınması gerekli 8.450,00 TL harçtan peşin alınan 717,26 TL, ıslah harcı (286,00+385,13) TL nın mahsubu ile bakiye 7.061,61 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (Güvence hesabının sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı) tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Hükmedilen manevi tazminat üzerinden alınması gereken 2.732,40 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
D) İlk derece mahkemesince düzenlenen l7.02.2021 tarih 2021/96-97 sayılı harç tahsil müzekkerelerinin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
E) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden;
Kabul edilen maddi tazminat miktarları yönünden;
Davacı … için 10.192,40 TL,
Davacı … için 7.488,70 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Kabul edilen manevi tazminat yönünden;
Davacı … için 4.080,00 TL,
Davacı … için 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan tahsil edilerek davacılara verilmesine,
F)Davalılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden;
Ret edilen maddi tazminat yönünden;
Davacı …’dan 4.080,00 TL, davacı …’dan 4.080,00 TL vekalet ücretinin tahsili ile davalılara verilmesine,
Ret edilen manevi tazminat yönünden;
Davacı …’dan 4.080,00 TL, davacı …’dan 4.080,00 TL vekalet ücretinin tahsili ile davalı …’a verilmesine,
G)Tüm yargılama giderlerinin maddi tazminata ilişkin olduğu gözetilerek, davacılar tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 351,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 851,60 TL yargılama giderinden, davanın kabul oranına göre 638,20 TL’sı ile 35.90 TL başvuru harcı, 717,26 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 671,13 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.067,69 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı) alınarak davacıya verilmesine,
H) Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalıların yatırdıkları istinaf karar harçlarının talepleri halinde iadesine,
5-Davalılardan … vekilinin istinaf başvurusu için yaptığı 7,10 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile anılan davalı şirkete verilmesine,
6- Harcanmayan istinaf gider avanslarının yatıranlara iadesine,
7- İİK 36/5 uyarınca davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan tehiri icra teminatının talep halinde iadesine,
8-Avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20.10.2021


Başkan …
e-imzalıdır


Üye …
e-imzalıdır


*Üye …
e-imzalıdır


Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*