Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/279 E. 2021/1023 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/279 – 2021/1023
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/279
KARAR NO : 2021/1023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.09.2020
NUMARASI : 2018/41 Esas – 2020/318 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …

DAVALI : 1…

DAVALI :…
VEKİLİ : Av….

DAVALI : .
VEKİLİ : Av. …

İHBAR OLUNAN : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 23.10.2020
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 04.03.2021
KARAR TARİHİ : 27.10.2021
YAZIM TARİHİ : 27.10.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03.06.2017 tarihinde davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan diğer davalı Koçaslanlar şirketine ait aracın davalı … kontrolünde bulunduğu sırada Kocaeli Başiskele ilçesinde Yeni Gölcük Yolu Nezir Ticaret önünde yan yol üzerinde yaya olarak yolun karşısına gitmek isteyen müvekkiline çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde hız limitinin oldukça üzerinde araç kullanan davalı …’un asli ve tek kusurlu olduğunu, müvekkilinin %78 oranında malul kaldığını, davalı araç sürücüsü hakkında soruşturmanın devam ettiğini beyanla, şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 100.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı…. cevap dilekçesinde; kaza tarihinde ….plakalı aracı ile İzmit Sanayisinden çıktığını, yanyol eski yoldan iş yerine gitmekte iken… çıkan davacının koşarak E-5 de bulunan minibüsü durdurmak isterken önüne atlaması neticesinde kazanın meydana geldiğini, olayda kontrolsüz olarak yola atlayan yayanın kusurlu olduğunu, kaza mahallinde herhangi bir yaya geçidi bulunmadığını, olay yerinde yayaların rahat geçmesi için iki adet hız düşürmek için kullanılan manilerin mevcut olduğunu, davacının belirttiği gibi kendisinin süratli olmadığını, kendi aracının kaskolu olduğunu, davacı taleplerinin kasko şirketinden temin edilmesi gerektiğini, kaza mahallinde keşif ve görgü tanıklarının dinlenmesi ile kendisinin kusursuz olduğunun ortaya çıkacağını, davacının almış olduğu iş göremezlik raporunun gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Anadolu Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davacının sigorta şirketine başvuru şartını gereği gibi yerine getirmediğini, …plakalı aracın müvekkili tarafından 28.02.2017/2018 vadeli 157778015 poliçe no’lu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı yanın iddia ettiği kazanın meydana geldiğini ve zarar görenin de bu kazaya karıştığını ispat etmesi gerektiğini, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının gelir iddiasını kabul etmediklerini, davacı taleplerinin SGK tarafından karşılanma ihtimalinin bulunduğunu, bu nedenlerle davanın SGK ihbarını talep ettiklerini, ticari faiz talep edilemeyeceğini, davacının maluliyet durumunun ATK’dan rapor alınarak tespit edilmesi gerektiğini, poliçe genel şartlarında yapılan değişiklik ile müvekkili şirketin tedavi gideri teminatının tamamını SGK’ya devrettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Koçaslanlar … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, hukuki sorumluluğun işletende olduğunu, araç sahibi olan müvekkiline sorumluluk yöneltilemeyeceğini, kazanın meydana geldiği yolun işlek bir yol olduğunu, kazanın meydana gelmesine sebebiyet verenin davacının aniden ve kontrolsüz bir biçimde yola atlaması olduğunu, yaya yolu ve emniyet şeridi olmasına rağmen davacının bu yolları kullanmadığını, yolun minibüslerin duraklayıp yolcu indirip bindirmesi için uygun olmadığını, davacının minibüse binmek için birden yola atladığını, davacının tazminat taleplerinin dava konusu edilen trafik kazasının ve zararın tamamıyla davacının kusurundan kaynaklanması nedeniyle reddi gerektiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla davanın görev yönünden usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin yaralanmasına neden olan kazada davalı sürücü …’un asli ve tek kusurlu olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin birçok ameliyat geçirdiğini ve %78 oranında maluliyetinin bulunduğunu, yerel mahkemede yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda müvekkilin söz konusu olayda %75 oranında kusurlu olduğu, davalının ise %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, söz konusu bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, itiraz üzerine İstanbul Teknik üniversitesi Karayolları Kürsüsü’nden oluşan üçlü heyetten alınan raporda müvekkile tam kusur atfedildiğini, ancak raporun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, söz konusu raporda davalı sürücünün hızının tespit edilememesi neticesinde yasal limit olan 50 km/hız ile kazayı gerçekleştiği baz alınarak tüm kurallara uyduğunun belirtildiğini, ancak müvekkil gibi iri bir insanın bu derece malul kalmasına sebebiyet veren kazada davalı sürücünün yasal limitlerin çok üzerinde olduğunun açık olduğunu, davalı sürücünün hızının tespit edilememesinin başlıca sebebinin de davalı sürücünün kaza sonrasında ilgililere haber vermeksizin olay yerini terk etmesi olduğunu, yerel mahkemece dosyaya sunulan her iki rapora karşı yaptıkları itirazlar değerlendirilmeksizin, iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasına bağlı maddi ve manevi zararın giderimi için kazaya karışan araç sürücüsü, maliki ve ZMSS kapsamında sigorta şirketine karşı husumet yöneltilerek açılan tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda; 12.10.2017 günü saat 17.30 sıralarında davalı sürücünün yönetimindeki … plaka sayılı otomobiliyle Gölcük istikametinden Salim Dervişoğlu istikametine seyir halindeyken Nezih Ticaret önüne geldiğinde sol ön çamurluk ve sol ayna kısmıyla yolun sol tarafından karşıya geçmekte olan davacıya çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
Mahkemece makine mühendisi bilirkişi eşliğinde keşif yapılmış, tanıklar dinlenmiştir. Makine mühendisi bilirkişi raporunda davalı sürücünün kazanın oluşumunda %25, davacı yayanın %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Olaya ilişkin Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/28302 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde sürücü ve yayanın kaza mahalinden ayrılmış olması sebebiyle kusur dağılımının yapılmadığı, trafik bilirkişi tarafından düzenlenen 18.06.2018 tarihli raporda davalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığı, davacının asli kusurlu bulunduğu, kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece soruşturma dosyasındaki kusur raporu ile keşif sonrası makine mühendisi bilirkişi raporu arasında çelişki olması sebebiyle İTÜ ‘de görevli üç kişilik bilirkişi heyetinden kusur raporu alınmış, 12.06.2020 tarihli raporda davalı sürücünün kusursuz, davacı yayanın ise %100 oranında kusurlu belirtilmiş,mahkemece bu kusur raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu ile savcılık dosyasında hükme esas alınan kusur raporlarının birbiri ile örtüştüğü, kazanın davacının aniden yola fırlaması sonucu meydana geldiği, davalı sürücünün davacıya çarpmamak için bariyerlere çarptığı, dinlenen tanıkların olayın oluş şekline ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davalı sürücünün kusursuz kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2020 tarih ve 2018/41 esas, 2020/318 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı Mehmet Karaman’ın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin tenzili ile bakiye harç terkin sınırı altında kaldığından tahsiline yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderin üzerlerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avanslarının davacıya iadesine,
4-Avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27.10.2021


e-imzalıdır

Üye ….
e-imzalıdır
….
*Üye …
e-imzalıdır

Katip ….
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*