Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/180 E. 2021/860 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/180 – 2021/860
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/180
KARAR NO : 2021/860

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.09.2020
NUMARASI : 2018/366 Esas – 2020/330 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : 1 -….

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

İHBAR OLUNAN : ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 19.11.2020
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 15.02.2021
KARAR TARİHİ : 29.09.2021
YAZIM TARİHİ : 29.09.2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde, 24.07.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü …’un sinyal vermeden ve kontrolsüz bir şekilde sola dönmek isterken karşı yönden gelen davacının motorsikletinin ön kısımları ile kamyonun sağ arka tekerleğinin çarpıştığını, kazadan sonra davacının Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığını, sürekli maluliyet oranının %5 olarak belirlendiğini, kaza nedeniyle tutulan trafik tespit tutanağına göre davalı sürücünün ağır kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazanın olduğu 24.07.2011 günü saat 19.20’de davalıya ait aracın trafik sigortası bulunmadığını, aynı gün saat 22.47’de Anadolu Sigorta A.Ş tarafından sigorta yapıldığını bu nedenle maluliyete ilişkin zararı Güvence Hesabından talep etme zorunluluklarının bulunduğunu, kaza nedeniyle davacının psikolojisinin bozulduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6100 sayılı Kanunun 107 maddesine göre belirlenecek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile 12.000,00 TL manevi tazminatın davalı Güvence Hesabı bakımından 16.02.2018 tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, dava dilekçesindeki beyanları kabul etmediğini, kazada kusurunun bulunmadığını, kaza günü … plaka sayılı tanker ile seyir halinde iken üç yönlü kavşağa geldiğinde kontrollü ve sinyalini vererek döndüğünü, davacının kullandığı motorsiklet ile kasksız ve koruması olmaksızın seyir halinde olduğunu, tankerin arkasına vurduğunu, davacının çok süratli olduğunu, kullandığı aracın trafik sigortası bulunmadığı iddiasının da asılsız olduğunu, o an yanında bulunmadığı için şirket yetkilileri tarafından poliçenin getirildiğini, kaza nedeni ile davacıda maluliyet oluşmasının mümkün olmadığını, sadece kolunda hafif sıyrıklar bulunduğunu, kazadan sonra evine ziyarete gittiğini, bir miktar para yardımında bulunduğunu, kendisine 2.000,00 TL vermeyi düşündüğünü, ancak davacının kendisinden 10.000,00 TL talep ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacı hakkında ATK’dan rapor alınması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Reha Gıda Tar. Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şirketi yetkilisi cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde ileri sürülen hususları kabul etmediğini, davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının fazla olduğunu, davacının %5 oranında maluliyetini kabul etmediklerini, ATK’dan rapor alınması gerektiğini, yokluklarında alınan kusur raporlarını kabul etmediklerini, davacının kazada kusurlu olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesinde, öncelikle husumet ve zamanaşımı itirazları bulunduğunu, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın kaza tarihindeki sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketine davanın ihbarını talep ettiklerini, kazanın oluşumundaki kusur oranlarının ATK tarafından yapılması gerektiğini, davacının maluliyet oranının da ATK tarafından tespit edilmesi gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek davalı kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, Güvence Hesabının sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, 2.723,65 TL maddi tazminatın davalılar … ile Reha Gıda Turizm Nak. San. Tic. Ltd. Şirketinin kaza tarihi olan 24.07.2011 davalı Güvence Hesabı için 13.02.2018 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. ile Reha Gıda Turizm Nak. San. Tic. Ltd. Şirketi kaza tarihi olan 24.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda … plakalı aracı kullanan davalının %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının kaza tarihinde gemi acentesinde operasyon şefi olarak çalıştığını, Temmuz ayına ilişkin ödenen gelirin eksik olduğunu, bu hususun SGK kayıtlarında mevcut olduğunu, davacının tam çalışmasının Ağustos 2011 olduğunu, ücretinin brüt 970,32 TL olduğunu, hesaplamaların bu gelir üzerinden yapılması gerektiğini, maddi tazminat için takdir edilen vekalet ücretinin yanlış olduğunu, manevi tazminat miktarının çok az olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 24.07.2011 tarihinde Kocaeli ili Körfez ilçesi Tütünçiftlik Mahallesinde davalı …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı kamyon Tuğrul caddesi istikametinden üç yönlü kavşakta Yonca istikametine dönerken karşı şeritten gelen davacının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin kamyonun sağ arka tekerine çarpması ile neticelenen dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince kusur oranlarının tespitine yönelik makine mühendisi bilirkişisinden alınan 25.06.2019 tarihli raporda; davalı …’un olayda %100 oranında kusuru olduğu bildirilmiştir.
Mahkemece davacının maluliyetinin tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 19.03.2020 tarihli raporda, davacının maruz kalmış olduğu trafik kazasına yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde;
Mahkemece maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 2.723,65 TL maddi tazminat tutarının kaza tarihi olan 24/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; davanın geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin red edilen kısmı 394,50 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının red edilen kısmı 900 TL olmakla, 16.09.2020 tarihli yerel mahkeme kararı, karar tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna müracaat sınırı olan 5.390,00 TL.nın altında kaldığından, verilen karar davacı taraf yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin olan bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. HMK’nun 346.maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması halinde kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir. Bu durumda maddi tazminata ilişkin kararın HMK’nın 341/2.maddesinde açıklanan istinaf yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde;
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi uyarınca bedensel bütünlüğü zedelenen kimse manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli, davacının yaralanma derecesi, tarafların sosyal ekonomik durumları ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın olaya ve dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, H.M.K’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf isteminin esastan reddine, maddi tazminata ilişkin istinaf isteminin HMK’nun 352. Maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2020 tarih ve 2018/366 esas, 2020/330 karar sayılı kararının maddi tazminata ilişkin kısmı davacı bakımından kesin olduğundan, HMK’nun 352. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2020 tarih ve 2018/366 esas, 2020/330 karar sayılı kararının manevi tazminata ilişkin kısmı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3- Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin tenzili ile bakiye harç terkin sınırı altında kaldığından tahsiline yer olmadığına,
4-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
5-Karar tebliği ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29.09.2021


Başkan …
e-imzalıdır


Üye …
e-imzalıdır

….
*Üye….
e-imzalıdır

…..
Katip ….
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*