Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1788 E. 2022/26 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1788
KARAR NO : 2022/26

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.10.2021
NUMARASI : 2021/345 Esas – 2021/616 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … -…, …
VEKİLİ : Av….

DAVALI : ŞEKER SİGORTA A.Ş.

VEKİLİ : Av. …,

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 18.11.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 20.12.2021
KARAR TARİHİ : 06.01.2022
YAZIM TARİHİ : 06.01.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 13.05.2011 tarihinde bisikleti ile işe giderken …. sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın bir anda kavşaktan çıkması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun …. olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin ameliyat olduğunu, sağ ve sol kemiklerine platin takıldığını, kaza sonrası 1 ay kadar raporlu kaldığını, kazadan 10 yıl geçmesine rağmen müvekkilinin rahatsızlıklarının halen devam ettiğini, müvekkilinin kaza tarihinde Derince ilçesinde Opet A.Ş bünyesinde akaryakıt görevlisi olarak asgari ücret ile çalıştığını, maddi tazminatın hesaplanmasında asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, dava açılmadan önce arabulucuya başvurduklarını ve tarafların anlaşamadıklarını beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları ile her türlü yasal hakları ve araç sürücüsü ve maliki hakkında manevi tazminat davası açma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, dava konusu kazanın 13.05.2011 tarihinde meydana geldiğini, uzamış ceza zamanaşımının 5237 sayılı TCK’nın 66.maddesinin (e) bendine göre (8) yıl olduğunu, zamanaşımı süresi geçtikten dava ikame edildiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davayı ve müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul etmemek kaydıyla …. plaka sayılı aracın, müvekkili şirket nezdinde, …. poliçe numaralı 22.06.20110-2011 vade tarihleri olmak üzere /Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk ( Trafik ) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri ve sigortalının kusuru oranında olduğunu, davacı tarafın maluliyetinin tespit edilmesi gerektiğini, davacının sigortalının kusurunu, kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyetini ve maddi zararını ispat etmesi gerektiğini, SGK’dan herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını talep ettiklerini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulamayacağını ve faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davalı vekilinin zaman aşımı itirazının kabulü ile davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; meydana gelen trafik kazasında davacı müvekkil …’nın malül kaldığını, mahkemece zaman aşımı yönünden hatalı karar verildiğini, talep ettikleri tazminatların zaman aşımına uğramadığını, trafik kazası tarihinde geçerli olan mülga 818 Borçlar Kanunu’nun 60/2. Ve aynı yöndeki 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72/1. Maddelerine göre “eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa artık o suç için ön görülen ceza zaman aşımı süresi uygulanır” hükmü gereği kaza tarihi olan 13.05.2011 tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nun 89.maddesine göre olay aynı zamanda taksirle yarala suçunu oluşturduğundan uzamış ceza zaman aşımı süresinin 12 yıl olarak uygulanması gerektiğini, dosyadaki kaza tarihinin 13.05.2011, dava tarihin 25.06.2021, zaman aşımı tarihin ise 13.05.2023 olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini, uzamış ceza zaman aşımı süresi 12 yıl olduğundan zaman aşımına uğrayan herhangi bir alacak olmadığını, davacının maluliyetinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı, maluliyetin ne zaman öğrenildiği, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği, davacı tarafından alınan ilk rapor tarihi gibi durumların araştırılmadığını, davacının maluliyetin tespiti için dosyanın ATK’na gönderilmesi taleplerinin mahkemece reddedildiğini, uzamış ceza zaman aşımının 12 yıl olduğu talepleri baki kalmak kaydı ile bir an için uzamış ceza zaman aşımı süresinin uygulanmaması halinde de KTK 109.maddesi uyarınca 10 yıllık zaman aşımı süresinin de dolmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesi “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmünü öngörmektedir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davaya konu kaza 13.05.2011 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince 25.06.2021 tarihinde mahkemeye başvuru yapılmıştır.
Dosya kapsamından da davacının Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 15.02.2019 tarihli raporu ile maluliyet oranının % 0 olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili süresi içinde zamanaşımı definde bulunmuş, yerel mahkemesince zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için, zarar gören tarafından failin yanında zararın da öğrenilmesi gerekir. Bedensel zararlarda, uğranılan zararın tespit edilebilmesi için, meydana gelen yaralanmanın niteliği de nazara alınarak, öncelikle zarar nedeniyle gerekli tedavi sürecinin bitmiş olması gerekir. Zira, tedavi devam ederken zarar gören kişinin sürekli ve geçici işgöremezlik durumu tam olarak tespit edilemez. Daha açık bir ifade ile, tedavi devam ederken kişinin yaralanma nedeniyle maluliyeti olup olmadığı ve varsa oranının ne olduğu tam olarak tespit edilemez.
Ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık “gelişen durum” ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler (zarardaki değişme) söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır.
Somut olayda; dosya içerisinde bulunan davacıya ait tıbbi belgelere göre, davaya konu kazadan sonraki süreçte, yaralanma nedeniyle gelişen maluliyet durumunun oluşmadığı, 8 yıllık uzamış zamanaşımının dolduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2021 tarih ve 2021/345 esas, 2021/616 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye harç terkin sınırı altında kaldığından tahsiline yer olmadığına,
3-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının davacıya iadesine,
4-Avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dairemize dilekçe vermek suretiyle Yargıtay’da temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06.01.2022


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*