Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1376 E. 2022/1056 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1376 – 2022/1056
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1376
KARAR NO : 2022/1056

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2021
NUMARASI : 2018/1001 Esas – 2021/498 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1- KORU SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 2 -…
: 3 -…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
BAŞVURU TARİHİ : 01.09.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 11.10.2021
KARAR TARİHİ : 22.06.2022
YAZIM TARİHİ : 22.06.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/04/2017 tarihinde, davacının …plakalı motosiklet ile seyir halinde iken davalılardan …’ın maliki olduğu, diğer davalı…’ın sürücüsü olduğu … plakalı kamyonetin çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını, kazadan sonra tutulan kaza tespit tutanağında karşı araç sürücüsünün sola dönüş kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin ise kusurunun bulunmadığının belirtildiğini, davalılardan Koru Sigorta A.Ş.’nin … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini yapan firma olduğunu, tazminattan poliçe limitleri dahilinde diğer davalılar ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkilinin trafik kazasından kaynaklı maddi kayıpların ödenmesi için Koru Sigorta A.Ş.’ye 15/05/2018 tarihli dilekçe ile başvurulmuş olmasına rağmen bugüne kadar müvekkiline ödeme yapılmadığını, kazanın müvekkilinde kalıcı hasar bıraktığını, müvekkilinin sağ ayağının halen aksadığını, merdiven çıkarken ve yürürken zorlandığını, Gebze Fatih Devlet Hastanesi tarafından verilen 08/05/2018 tarihli sağlık kurulu raporunda müvekkilinin kas iskelet sisteminde %8, tüm vücudunda %14 fonksiyon kaybının bulunduğunun tespit edildiğini, davacı kaza nedeniyle sakat ve malul kaldığından daha fazla efor sarfederek yaşamak ve çalışmak zorunda olduğunu, müvekkilinin uluslararası gemilerde aşçıbaşı olarak çalıştığını, kaza tarihinde Lucent Denizcilik ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.’nin acenteliğini yaptığı yabancı bayraklı gemide aşçı olarak aylık net 1.737 USD maaş ile çalıştığını, sunulan nedenlerle manevi tazminata ve fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın (davalılardan sigorta şirketi yönünden poliçe limiti kadar olmak kaydı ile) kaza tarihi olan 10.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Koru Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde; HMK 6 maddesi. gereği müvekkilinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu, davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, davanın kazaya karışan her iki araç malikinin de ticari işletmesiyle ilgili olmayan dolayısıyla “ticari iş” niteliğinde olmayan bir trafik kazasından kaynaklandığını, davacı ile müvekkili şirket arasında da bir sözleşme olmadığından olayın haksız fiile dayandığı dikkate alındığında davanın Asliye Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sigortalı aracın işletilmesinden dolayı üçüncü şahısların uğradığı zararlardan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, poliçedeki şahıs başına teminat limitinin 310.000 TL olduğunu, bu tutarın sorumluluğun üst sınırı olduğunu, 10.04.2017 tarihinde gerçekleşen kazada müvekkili şirkette ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç seyir halindeyken 2401 sokak kavşağında sola dönüş yapmak istediği esnada Gebze yönünden gelen … plakalı motosikletin aracın sol kısmına çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, davacı tarafın da kusurlu olmasına rağmen kaza tespit tutanağının gelişigüzel hazırlandığını, kusur durumunu gösterir bilirkişi raporu düzenlenmesi gerektiğini, Adli Tıp Kurumunda bilirkişi incelemesi yapılarak davacının iş göremezlik durumu olup olmadığı, varsa bunun dava konusu olay ile ilgisinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, maluliyetin tespit edilmesi halinde maluliyetin geçici nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığı konularının belirlenmesi gerektiğini, tazminat hesabının yeni genel şartlara göre TRH 2010 yaşam tablosu, %1,8 teknik faiz uygulanmak sureti ile yapılması gerektiğini, davacının SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının araştırılması gerektiğini, resmi evraklara göre belirlenen ya da belirlenebilir bir ücret olmaması durumunda hesaplamaya esas alınacak gelir durumunun asgari ücret olarak esas alınacağının Yargıtay’ın yerleşik kararlarında hüküm altına alındığını, her ne kadar davacı taraf kaza tarihinde aşçı olarak çalıştığını beyan etmiş ise de bordrosu veya SGK kaydı bulunmadığını, bu sebeple asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, zararın varlığı ve miktarı hususunda aktüeryal hesaplama yapılmasının zorunlu olduğunu, davacının gereken tedbirleri almayarak trafik kazası sonucunda yaralanmasında müterafik kusuru bulunduğunu, savcılık soruşturması ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, davacı taraf kaza tarihinden itibaren faiz talep etmekte ise de davalı şirketin sorumluluğunun gerekli belgeler ile başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda başladığını, bu bakımdan faiz talebinin haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle usul aksi takdirde kusur yönünden yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar …ve … cevap dilekçesi vermemişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin reddine, davacının geçici iş göremezlik tazminat talebinin kabulü ile; 42.759,29.-TL tazminatın davalılar … ve …dan 10/04/2017 olay tarihinden, davalı Koru Sigorta AŞ’den (poliçe teminat limitleriyle sınırlı kalmak üzere) 28/05/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalılardan Koru Sigorta A. Ş vekili vekili istinaf dilekçesinde; geçici iş göremezlik tazminatının davalının sorumluluğunda olmadığını, ZMMS Genel Şartları uyarınca tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının da tedavi giderleri kapsamında kaldığını, kendileri bakımından talebin reddi gerektiğini, aktüerya raporunda genel şartlara aykırı hesaplama yapıldığını, lucent şirketi tarafından gönderilen yazıda davacının belirli süreli sözleşme ile gemilerde aşçı olarak çalıştığının belirtildiğini, iddia edilen gelire ilişkin dosyaya sunulmuş maaş bordrosu vergilendirilmiş gelir belgesi bulunmadığını, resmi evraklara göre belirlenebilir bir ücret bulunmaması halinde asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda hesaplama için kabul edilen tarihin kazadan önce olduğunu, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olup ücretin somut verilerle kanıtlanamadığını, ceza dosyası olarak taranmış evrakların başka bir dosyaya ilişkin olduğunu, bu nedenle kusur raporlarına ilişkin yeterli değerlendirme yapılamadığını, davalı şirket temerrüde düşmediği için faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini çünkü davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, yaralama ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihinde davacı, idaresindeki motosiklet ile seyir halindeyken, davalıya sigortalı aracın sol şeritten ilerlemekte olan motosikletin geçişini tamamlamasını beklemeksizin sola manevra yaparak motosikletin seyir istikametini kapatması sonucu davaya konu kaza meydana gelmiştir. Kazanın açıklanan oluş şekli itibariyle mahkemece benimsenen kusur durumunda her hangi bir hukuka aykırılık görülmemiştir.
6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Şu durumda; davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğunun kabul edilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Yargıtay kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 4. HD. 06.04.2022 T. 2021/13507 E., 2022/7004 K.)
Mahkemece davacının kaza nedeniyle çalışmakta olduğu gemi planlamasının iptal edildiği gözetilerek, belirlenen ücret üzerinden hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının hüküm altına alınmış olmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davalıya sigortalı aracın kazada kusurlu olduğu açık olup davalı sigorta şirketi kendisine yapılan başvuru üzerine ödemede bulunmamıştır. Davalı sigorta vekilinin dava açılmasına neden olunmadığı şeklindeki istinaf itirazının da reddi gerekir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılardan Koru Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.06.2021 tarih ve 2018/1001 esas, 2021/498 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalılardan Koru Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalılardan Koru Sigorta A.Ş’den alınması gereken 2.920,88 TL harçtan peşin alınan 730,23 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.190,65 TL harcın davalılardan Koru Sigorta A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılardan Koru Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, kulanılmayan istinaf gider avanslarının yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22.06.2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye…
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*