Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1369 E. 2022/901 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1369 – 2022/901
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1369
KARAR NO : 2022/901

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.01.2021
NUMARASI : 2018/545 Esas – 2021/75 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1 – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 2 -AXA SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

İHBAR OLUNAN : 1 – …

İHBAR OLUNAN : 2 -TÜRKİYE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 03.06.2021-14.06.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 11.10.2021
KARAR TARİHİ : 01.06.2022
YAZIM TARİHİ : 01.06.2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … adına kayıtlı … plakalı aracın, sürücüsü davalı …’ün sevk ve idaresinde iken 26.12.2016 günü davacı …’e çarptığını, kazanın etkisi ile davacının ayağının kırıldığını, davacının Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 08.06.2017 tarihli raporundan da anlaşılacağı üzere %4 oranında özürlü hale geldiğini, haksız eylem neticesinde yaralanan kişinin çalışma gücüne ilişkin kaybının işini yapmasına engele olmasa bile kişinin aynı işi yapan meslektaşlarına oranla daha fazla efor sarf ederek yapmak zorunda kalması ile zararın gerçekleştiğini belirterek davalı sigorta şirketi tarafından taraflarına yapılan 19.808,76 TL ödeme düşüldükten sonra hesaplanacak maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, aracın malikinin müvekkili … olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve haksız ve mesnetsiz olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş. Vekili Cevap Dilekçesinde; dava konusu, kaza tarihinde davalı …’ün sevk ve idaresindeki, diğer davalı … adına tescilli … plakalı araç için; müvekkil şirketçe, 20.10.2016 – 20.10.2017 tarihleri arasında, 133400455 no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti azami 310.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, şirketleri tarafından 27.04.2018 tarihinde 19.808,76 TL ödendiğinden müvekkil sigorta şirketinin bakiye sorumluluğu kalmadığını, ancak trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, hasar ve kusur yönünden ise ; sigortalı … plakalı aracın, 26.12.2016 tarihinde yaptığı trafik kazası nedeniyle, müvekkil sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 9701520 numaralı hasar dosyası açıldığını ve 19.808,76 TL ödeme yapıldığını, davacı vekilince açılan dava ile sigortalılarına ait aracın karışmış olduğu kaza nedeni ile 10.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplamda 60.000,00 TL tazminat talep ettiğini, davacının dilekçesinde belirttiği talepleri kesinlikle kabul etmediklerini, müvekkili şirket kaza nedeniyle poliçe kapsamında oluşan tüm sorumluluğunu tamamen yerine getirmiş olduğunu, davanın açılmasına müvekkil şirket sebebiyet vermediğinden faiz, masraf ve vekalet ücreti yönünden davanın reddi gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacının müvekkil şirkete müracaat ettiğini ve hesaplanan tazminat bedeli davacı vekiline ödendiğini, müvekkil şirket poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğinden temerrüde düşmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin faiz sorumluluğu ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, talep edilen faize ve faiz oranına tamamen itiraz ettiklerini bu nedenlerle sair hususlar hakkında cevap ve itiraz hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili sigorta şirketince poliçe limiti olan 19.808,76 TL ödeme başvuru sahibine yaptığından, açılan haksız, maddi ve hukuki gerekçeleri mesnetsiz bulunan davanın tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabul, kısmen reddine; davacının maddi tazminat davasının kabulüne; 20.240,40 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 26.12.2016 tarihinden itibaren, davalı Axa Sigorta A.Ş. yönünden başvuruya cevap tarihi olan 25.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı Axa Sigorta A.Ş.’nin (poliçe limiti ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydı ile) bu miktarın 7.450,60 TL’si ile sorumlu tutulmasına, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 8.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 26.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı sigorta şirketinin maddi tazminatın tamamından sorumlu olduğunu, kısmi sorumluluğunu gerektirecek hiçbir yasal gerekçenin bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutar yönünden verilen kararın eksik ve hatalı olduğunu, mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının da uğranılan zarar dikkate alındığında oldukça yetersiz ve eksik olduğunu, manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden davalı lehine 6.260 TL vekalet ücretine hükmolunduğunu, hükmolunan vekalet ücretinin Avukatlık Kanununda belirlenen tutardan fazla olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında maddi tazminat yönünden hükmolunan tutar ile ilgili davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarına dair karar verilmekle birlikte usul ve yasaya aykırı olarak davalı sigorta şirketini bu miktarın 7.450,60 TL si ile sorumlu tutulmasına dair karar verilmesinin hatalı olduğunu, kabul etmemekle birlikte maddi tazminat için belirlenen tutar sigorta poliçe limitleri dahilinde olup tüm zararın müştereken ve müteselsilen her iki davalı tarafından karşılanması yönünde karar verilmesi gerekirken gerekçesiz şekilde davalı sigorta şirketinin kısmi sorumlu olduğuna karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hem ceza dosyasında hemde hukuk dosyasında kusur durumuna ilişkin alınan raporlara itiraz ettiklerini, kusur durumunun keşif yapılmadan itiraza konu bilirkişi raporu dikkate alınarak yeniden belirlenmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat miktarının hatalı olarak tespit edildiğini, hükme esas alının bilirkişi raporunda davacının olay tarihinde 17 yaşında olduğunun bildirilmiş ise de davacının 2000 doğumlu olduğu ve kazanın da 2016 yılında gerçekleşmesi nedeniyle kaza tarihinde 16 yaşında olduğunu, bilirkişi raporunda davacının 18 yaşından itibaren çalışmaya başlayacağı dikkate alınarak tazminat hesabı yapılması gerekirken rapora göre 17 yaş, esasen de kaza tarihindeki yaşı olan 16 yaşından itibaren tazminat hesap edildiğini, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının askerlik çalışmasına da yer verilmediğini, hem kusur oranına hemde hatalı hesaplanan tazminata itiraz ettiklerini, ayrıca hükmolunan manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, müvekkilinin hükmolunan tazminatları ödeyebilecek gücünün bulunmadığını belirterek usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 26.12.2016 tarihinde, davacı yayaya davalıların sürücüsü ve zorunlu sigortacısı olduğu araç çarpmış, davacı yaralanmıştır.
Hükme esas alınan maluliyet raporuna göre davacıya %6 sürekli maluliyet oranı tayin edildiği, iyileşme süresinin 4 ay olduğu tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından kusur oranının tespiti için trafik bilirkişisinden alınan raporda davalı sürücünün kazanın oluşumunda %75, davacı yayanın %25 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Olaya ilişkin İstanbul Anadolu 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/265 E – 2018/160 K sayılı dosyasında mahkemecetrafik bilirkişisinden alınan 22.12.2017 tarihli kusur raporuna göre davalı sürücünün asli kusurlu, davacının tali kusurlu olduğunun kabul edildiği, yapılan ceza yargılaması sonunda adli para cezası verildiği ve istinaf aşamasından geçerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının karara esas alınmasının yerinde görülmesine; davaya konu edilen sürekli işgücü kaybına ilişkin zararın efor kaybı tazminatı vasfı da dikkate alındığında, davacının yaşı itibariyle ve askerlik süresi içinde de aynı zararının devam edeceği gözetilerek, askerlik süresi için de tazminat hesaplanmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Hükmedilen manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazına gelince; 6098 sayılı TBK’nun 56 maddesi uyarınca; bedensel zarar ve ölüm halinde, zarar gören ile ölenin yakınları manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Somut olayda; kazanın oluş şekli, kusur durumu, yaralanmanın derecesi ile tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkeleri gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen manevi miktarının olaya ve hakkaniyete uygun düştüğü kanaatine ulaşılmıştır.
Ayrıca hüküm altına alınan maddi tazminat kalemi bakımından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken (poliçedeki araç başı maddi zarar miktarı olan 31.000-davalı sigorta şirketinin yaptığı ödemenin faizi ile birlikte düşülerek mahsubunun yapıldığı düşünülen) kendi içerisinde çelişkili ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde davalı sigorta şirketinin 7.450,60 TL ile sorumlu tutulacak şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/1 maddesinde; Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. ” hükmü yer almakta olup, reddedilen manevi tazminat talepleri nedeniyle davalı … lehine, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmüştür.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, davalı … lehine, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı sigorta şirketinin hüküm altına alınan maddi tazminat miktarının tamamından sorumlu tutulmamış olması hatalı olmuş ise de; karardaki bu hataların giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, taraf vekillerinin istinaf istemlerinin kabulüne karar verilerek yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.01.2021 tarih ve 2018/545 Esas, 2021/75 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
A) Davacının maddi tazminat davasının KABULÜNE, 20.240,40 TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 26.12.2016 tarihinden itibaren, davalı AXA Sigorta A.Ş yönünden başvuruya cevap tarihi olan 25.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
B) Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 8.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 26.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
C) Maddi tazminat yönünden yürürlükteki yargı harçları tarifesi uyarınca alınması gereken 1.382,62 TL harçtan, 204,93 TL peşin harç, 10,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye l.l67,69 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
D) Manevi tazminat yönünden yürürlükteki yargı harçları tarifesi uyarınca alınması gereken 546,48 TL karar ilam harcının davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
E) İlk derece mahkemesince düzenlenen 06.07.2021 tarih 2021/328 ve 329 sayılı harç tahsil müzekkerelerinin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
F)Hükmedilen maddi tazminat yönünden yürürlükteki A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
G)Hükmedilen manevi tazminat yönünden yürürlükteki A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
H)Ret edilen manevi tazminat yönünden yürürlükteki A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
I) Tüm yargılama giderlerinin maddi tazminata ilişkin olduğu gözetilerek ilk derece yargılaması sırasında davacı tarafça yapılan 1.511,70 TL yargılama gideri ile 35,90 TL başvuru harcı, 204,93 TL peşin harç, 10,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.762,53 TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
İ)Alınması gerekli 562,00 TL ATK ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Adli Tıp Kurumuna ödenmesine,
J) Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
K)Artan gider avansının yatırana iadesine,
3-Davalı … tarafından yatırılmış 59,30+423,00 TL istinaf karar harcı ile davacı tarafça yatırılmış 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,00 TL istinaf giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 109,80 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Yatırılan istinaf gider avanslarının harcanmayan kısımlarının hesap edilerek yatıranlara iadesine,
7-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01.06.2022


Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*