Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1365 E. 2022/1055 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1365
KARAR NO : 2022/1055

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2021
NUMARASI : 2020/257 Esas – 2021/307 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : SAKARYA ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar )
BAŞVURU TARİHİ : 06.07.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 11.10.2021
KARAR TARİHİ : 22.06.2022
YAZIM TARİHİ : 22.06.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete ait elektrik direğinin 25/12/2018 tarihinde, müvekkili şirkete ait işyerine düşmesi sonucu çıkan yangın sebebiyle 104.000,00 TL lik zarar meydana geldiğini, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararın 104.000,00 TL olduğunun Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi B. Gebze Bölgesi İtfaiye Grubunun 25/12/2018 tarihli raporu ile tespit edildiğini, gerekli yasal yollara başvurulacağı hususunun davalı tarafa ihtar edildiğini, mahkememiz 2019/70 D.lş tespit dosyasında keşif yapıldığını ve tespitler yapıldığını, yangın esnasında ofis eşyaları, büro malzemeleri ve elektrikli cihazların tamamının ciddi hasar gördüğünü, yangın sebebiyle kullanılamaz halde olduklarını, bu nedenle hasar gören malzemelerin tamamının bugün ki piyasa değerinin emsal kıyaslaması serbest piyasa satış bedellerine göre değerleri, malzemelerin kullanılmış olması da dikkate alınarak yaklaşık olarak “14.200,00 TL + 57.06730 Tl = 71.267.50 TL + KDV” olduğu, toplam hasar bedelinin 71.267,50-TL + KDV olduğu tespit edildiğini, Mahkememiz 2019/70 Değişik İş sayılı dosyasında alınan zarar tespitine ilişkin işbu bilirkişi raporuna istinaden Gebze 11. Noterliğin in 08/04/2019 tarih ve 08061 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinin toplam zararının ödenmesi hususunun davalı şirkete ihtar edildiğini, ancak davalı şirketin işbu ihtarnameye de cevapta vermediğini ve talepleri ile ilgili herhangi bir işlemde bulunmadığını, Gebze 4.İcra Müdürlüğü’nün 2020/2022 E. S. İcra takip dosyası üzerinden davalı şirkete ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin ödeme emrine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının itirazı nedeniyle müvekkili şirketin zararının daha da arttığını belirterek davalı borçlunun itirazının iptalini ve davalı borçlunun takip miktarının en az %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; itirazın iptali davalarının dinlenebilmesi için yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmasının dava şartı olduğunu, dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazı incelemeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermesi gerektiğini, huzurdaki davada davacı borçlu tarafından yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, her şeyden önce davacı tarafın oluştuğunu iddia ettiği zarar miktarı ve zarar kalemlerini ispatlaması gerektiğini, yalnızca davacı şirketin vermiş olduğu bilgilere göre dava dilekçesinde yazılı olan zarar kalemlerinin gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceğini, bu yöndeki davacı taleplerini kabul etmediklerini, davacının iadia ettiği şekilde bir zarar gerçekleşmediğini, elektrik direğinin müvekkili SEDAŞ’a ait olmadığını, davacının iddia ettiği zarar ile ilgili olarak müvekkili şirkete atfedilecek hiçbir kusur bulunmadığını, yangına sebebiyet verdiği iadia edilen direğin müvekkil kuruma ait olmaması ve zararın meydana gelmesinde müvekkili kurumun kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun saha elemanları tarafından yapılan kontrollerde davacının iddia ettiği kazanın 25/12/2018 tarihinde meydana geldiği anlaşıldıüğını, Kazanın meydana geldiği enerji nakil hattı Kocaeli ili. Gebze ilçesi. Sultan Orhan man. Hükümet cad. No:227 sınırları gerisinde bulunmakta olup, yapılan inceleme neticesinde kurumun DM 10330 Küçük Sanayi Kabin gümrük çıkışı GH 6229 hat kodlu TRP 10379 (O) nolu elektrik direğinden enerji aldığını, kurum saha personelinin 25/12/2018 tarihinde tutmuş olduğu tutanakta devrilen direğin eski Jandarma Komutanlığı parseli (şalt sahası) içerisinde bulunduğu, askeriyeye ait olduğunun ve direğin boşta olduğunun tespit edildiğini, kazanın meydana gelmesi ile ilgili herhangi bir görgü tanığı bulunmadığını ve fiderlerde herhangi bir arıza kaydı yer almadığını, ilgili fiderlerde 21/06/2018 tarihinde bakım çalışması yapıldığını, Elektrik Kuvvetti Akım Tesisleri Yönetmeliğinin “Kuvvetli akım Tesislerinin Denetimi ve Güvenliği’ başlıklı 67. maddesinde hava hatlarının denetiminin işletme tarafından belirli sürelerde hava hatları ve direkler, topraklamalar dahil denetlenmesi ve yoklanması gerektiğinin belirtildiğini, bunun yanında Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği Ek-P’de çeşitli topraklama tesislerinin işletme dönemi içindeki muayene, ölçme ve denetlemelere ilişkin olan periyotlar gösterildiğini, bu mevzuat hükümlerine göre enerji nakil hatlarının en geç iki yılda bir bazı hatların da beş yılda bir denetlenmesi gerektiğinin belirtildiğini, ancak davacı tararından yaptırılan delil tespitinde bilirkişinin bu hatların yılda bir denetlenmesi gerektiği ışeklinde görüş bildirdiğini, bu görüş isabetli olmayıp bu konuda belirttikleri mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, müvekkili kurum da DM 10330 Küçük Sanayi Sitesi Kabin Gümrük Çıkışı GH 6229 kolunda bakım çalışmasını 21/06/2018 tarihinde yaptığını, kurumun yaptığı bakım çalışmasının da belirtilen mevzuatta yer alan hükümlere uygun olduğunu, dolayısıyla müvekkil kurumun bakım çalışmasının yapılmaması nedeniyle bir sorumluluğu söz konusu olmadığını, davacı şirketin kullanmış olduğu elektriği mevzuata aykırı olarak usulsüz olarak kullandığını, bu durum hakkında müvekkil şirket tarafından usulsüz kullanım tespiti yapıldığını, müvekkili kurumun saha personeli tarafından davacı şirketin elektrik aboneliğinin olmadığı ve başka bir aboneden usulsüz olarak süzme sayaçlarla enerji aldığının tespit edildiğini, dilekçe ekinde teknik raporu mahkememize sunduklarını, teknik rapor içeriğinden de anlaşılacağı üzere davacı şirketin süzme sayaçlarla/kablolarla başka bir aboneden elektrik enerjisi kullandığını, bu hususa ilişkin resimlere teknik rapor içeriğinde yer verildiğini, davacı işyerinde meydana gelen yangının bu tür usulsüz elektrik kullanımı nedeniyle meydana gelmesi de kuvvetle muhtemel olduğunu yine davacı şirketin usulsüz enerji aldığı özel trafonun periyodik bakımlarının yapılmadığı ve bakımsız olduğu, kaçak akım koruma rölesi olmadığı tespit edildiğini, davacı şirketin bu sekilde usulsüz elektrik kullanımı iddia edilen yangının meydana gelmesine neden olmuş olabileceğini, bu hususun da yapılacak yargılama sırasında dikkate alınması gerektiğini, EPDK Enerji Piyasası Kanunu Elektrik iç Tesisleri Yönetmeliği. Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği ve Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre elektrik iç tesislerinin kurulması ve işletilmesinin kullanıcıların sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle davacı şirket tarafından elektrik iç tesisatı ve işletilmesi ile İlgili gerekli önlemlerin alınıp alınmadığının denetlenmesinin gerektiğini, gerekli koruma sisteminin tesis edilip edilmediğinin, cihaz ve tesisatların ekonomik ömrünü tamamlayıp tamamlamadığının, cihazların kalitesiyle ilgili problemlerden ve yanlış kullanılmasından kaynaklanan elektriksel arıza bulunup bulunmadığının, şirket iç tesisatının sıhhatinin araştırılması ve buna göre meydana gelen zararda davacı şirketin de kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının devrilerek yangına sebep olduğunu belirttiği direğin olduğu yerde hafriyat çalışması nın anlaşıldığını, mahkemece bu hafriyat çalışmasını kimin yaptığının tespit edilmesi gerektiğini, Hafriyat Toprağı. İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yonefmeiİğrnin “Hafriyat Sırasında Alınacak önlemler” başlıklı 14.maddesinde hafriyat toprağının çıkartılması sırasında doğal drenaj sistemlerinin korunacağı, olabilecek erozyona karşı önlemler alınacağı, hafriyat yapanın toprağın çıkarılması sırasında hafriyat alanının yanındaki binaları, Enerji telekomünikasyon tesislerini/ sistemlerinin korunması gerektiği belirtildiğini, direğin bulunduğu alanda yapılan hafriyat çalışması nedeniyle söz konusu direğin devrilmiş olma ihtimalinin de kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenle mahkememizce hafriyat yapan kişi veya kurumun tespit edilerek davanın bu kişi veya kuruma ihbar edilmesini, davanın reddini, davacının dava değerinin % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2022 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 71.267,50 TL+KDV yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak yargılamayı gerektirdiğinden, %20 icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için ortada yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmasının dava şartı olduğunu, icra dairesinin yetkisine ve borca birlikte itiraz edilmesi halinde öncelikle takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece davanın ihbarı yönündeki talepler hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, verilen kararın infazda tereddüt oluşturduğunu, mahkemenin dosyaya sunulan bilirkişi raporuna yapılan itirazlar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermeden rapordaki değerlendirmeleri olduğu gibi kabul ettiğini, itiraza uğramış bilirkişi raporunun doğrudan hükme esas alındığını, davacı şirketin kullandığı elektriği mevzuata aykırı şekilde usulsüz olarak kullandığını, süzme sayaçlarla başka bir aboneden elektrik kullanıldığını, yangının da bu nedenle meydana gelmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, kusurun tamamının davacıya ait olduğunu, yangına neden olduğu iddia edilen elektrik direğinin davalı kuruma ait olmadığını, kusur ve sorumluluk tespiti bakımından direğin kime ait olduğunun belirlenmesi gerektiğini, kurum personelinin tutmuş olduğu raporla direğin askeriyeye ait alanda ve boşta olduğunun tespit edildiğini, elektrik mühendisi bilirkişinin elektrik tesisleri kabul süreçlerine ilişkin usul ve esaslara yer vererek davalı kurumu sorumlu tutma çabasını kabul etmediklerini, tespit dosyasında enerji nakil hatlarının her yıl denetlenmesi gerektiği yönündeki görüşün isabetli olmadığını, denetimin 2 yılda bir bazı hatlarda ise 5 yılda bir yapılacağını, davacı tarafın usulüne uygun bir şekilde muhafaza altında tutması gereken yanıcı maddeleri usulünce muhafaza etmediğini, bu durumun kusur ve zarara etkisi konusunda bir değerlendirme yapmadığını, bilirkişilerin zarar tespit ederken piyasa araştırması yapmadığını, subjektif bir şekilde zarar hesabı yapıldığını, eşyaların ikinci el bedellerinin mi tespit edildiğinin anlaşılamadığını, yıpranma payı ve sovtaj değerlerinin düşülmesi gerektiğini, eşyaların davacı tarafa ait olduğunun kanıtlanamadığını, delil tespitinin olaydan çok sonra yapılmış olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, haksız eylemden kaynaklanan zararın tahsili amacıyla başlatılmış icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece haksız fiilin meydana geldiği yer Gebze olduğundan davalı yanın yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiş olduğundan davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Mahkemece tarafların delilleri toplanmış bu kapsamda keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda davalı kurumun sorumluluğundaki elektrik direğinin kontrollerinin gerekli şekilde yapılmadığı belirtilerek zararın tamamından davalının sorumlu olduğu belirtilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi ile zarara neden olduğu ileri sürülen elektrik direğinin davalı kuruma ait olmadığını, ayrıca bina içinde yanıcı maddelerin usulsüz şekilde muhafaza edildiğini savunmuştur. Mahkemece anılan konularda bir araştırma yapılmamış olup öncelikle Jandarma Genel Komutanlığına ait olduğu belirtilen elektrik direğinin olay tarihi itibariyle kimin sorumluluğunda olduğu ilgili kurumlara müzekkere yazılarak açıklığa kavuşturulmalıdır. Sonrasında itfaiye tarafından düzenlenmiş raporda yangının çıkış nedenine ilişkin bir tespit yapılmadığı gözetilerek, yanıcı maddelerin gelişi güzel depolanması gibi davacının bölüşük kusurunu oluşturabilecek bir durum olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle yangının çıkış nedeni kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmalıdır. Açıklanan şekilde tarafların kusur durumları tespit edildikten sonra yangında zarar gördüğü belirtilen eşyaların olay tarihi itibariyle kullanılmakta oldukları ve belli oranda yıpranmış durumda bulunacakları kabul edilerek gerekli yıpranma payı düşülüp zarar hesabı yapılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olduğundan davalı vekilinin anılan yönlere değinen istinaf itirazlarının kabulü gerekir.
Kabul biçimine göre de uygulanacak KDV oranı belirtilmeksizin bedel ve KDV yönünden takibin iptaline karar verildiği belirtilerek 6100 s. HMK’nın 297/2 maddesine aykırı olacak ve infazda duraksamaya neden olacak şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
İlk derece mahkemesinin yaptığı yargılama, hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu ve verdiği kararda tespit edilen ve yukarıda belirtilen eksiklik ve hatalar, dairemizce H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi kapsamında “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli bazı delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması” olarak nitelendirildiğinden, H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli, 2020/257 Esas ve 2021/307 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin olarak alınan istinaf karar harcının talebi halinde yatırana iadesine,
4-Davalının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.23.06.2022


Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
e-imzalıdır

*Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*