Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1198 E. 2022/788 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1198 – 2022/788
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1198
KARAR NO : 2022/788

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.04.2021
NUMARASI : 2020/131 Esas – 2021/329 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : 1 -…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 2-…

DAVALI : 3 -ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazm.)

BAŞVURU TARİHİ : 31.05.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 14.09.2021
KARAR TARİHİ : 18.05.2022
YAZIM TARİHİ : 20.05.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği, dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 08.04.2017 tarihinde davacının idaresindeki araç ile davalı … adına kayıtlı … tarafından kullanılan araç arasında yaşanan kaza nedeniyle davacının yaralandığını, aracında hasar oluştuğunu, kazadan sonra psikolojik travma ile araç kullanamadığını, sigorta şirketinin kayıtlarında davacının %100 kusurlu olarak gösterildiğini, kusur durumunun yanlış olduğunu beyan ederek davacının aracında oluşan toplam 10.297,12 TL maddi hasar tazminatı ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde, öncelikle görev itirazlarının bulunduğunu, kusur durumunun ve araçtaki değer kaybının tespit edilmesi gerektiğini, faizin hatalı talep edildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile 8.861,80 TL araç hasarına ilişkin maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 08.04.2017 tarihinden, diğer davalı Anadolu Anonim Sigorta A.Ş yönünden 01.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı sigorta şirketi için poliçe ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2.000,00 TL değer kaybına, 1.652,00 TL ikame araç bedeline ilişkin toplam 3.652,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 08.04.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı… vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme kararının maddi tazminata yönelik kararını tamamen mesnetsiz ve nesnel olmayan, ceza yargılaması sırasında trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ile zarar miktarına ilişkin makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen ana bilirkişi raporu ile onun satır satır tekrarı olan ek rapora dayandırıldığını, davalının orta şeritte ilerlerken sağdan gelen araçlara dikkat etmeden sağa kırdığı anda sağ şeritten gelen davacının kullandığı aracın sol yan kısımlarına kendi aracının sağ kısmı ile çarparak kazaya neden olduğu yönündeki tespiti kabul etmediklerini, gerçekte kazanın davacının davalının aracını sağdan geçmeye çalışması sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek davalının aracına sağ taraftan çarpması şeklinde meydana geldiğini, sigorta şirketinin tespitinde de davacının %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak bu durumun mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda tespiti yapılan ve yerel mahkeme tarafından kabul edilen maddi tazminat kalemlerinin miktarlarının da fahiş olduğunu, ikame araç bedeli olarak belirlenen miktarında hukuka aykırı olduğunu, kusura ilişkin tespiti hiçbir şekilde kabul etmemek üzere yerel mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, davacının manevi tazminat talebinin aynen kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 08.04.2017 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki araç ile davalıların sürücüsü,malik ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu ceza dosyasındaki bilgi ve belgelere göre davacı yaralanmış ve araçta maddi hasar meydana geldiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, makine mühendisi ve hesap bilirkişisinden alınan 01.02.2021 tarihli kusur ve hesap raporu istinaf eden davalıya tebliğ edilmiş ve davalı tarafça süresi içerisinde kusur oranına ve hesap raporuna itiraz edilmemiştir. Bu nedenle davacı lehine usuli müktesap hak oluşmuş ve davalı sürücünün davaya konu kazada %100 oranında kusurlu olduğu ve hesaplanan tazminat kalemleri işbu dosya açısından kesinleşmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi uyarınca bedensel bütünlüğü zedelenen kimse manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat miktarı belirlenirken tarafların sosyal ve ekonomik durumların yanında olayın sebebi oluş şekli karşı tarafın haksız tahrik oluşturacak eylemlerinin bulunup bulunmadığı ve varsa mahiyeti ile eylemin ve sonuçlarının mahiyetinin ve özellikle hakkaniyete uygunluğunun gözetilmesi gerekir.
Somut olayda; olay tarihi ve oluş şekli, kusur durumu, yaralanmanın niteliği ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın fazla olmadığı kanaatine ulaşıldığında davalı Kadir Palabıyık vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden incelenmiş olup, kararda esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı Kadir vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.04.2021 tarih ve 2020/131 esas, 2021/329 karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince davalı taraftan alınması gereken 1.196,36 TL harçtan peşin alınan 215,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 981,36 TL istinaf karar harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılardan…’ın istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, harcanmayan istinaf gider avansının yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç takibi ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18.05.2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

*Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*