Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1051 E. 2022/671 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BAM 3. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1051 – 2022/671
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1051
KARAR NO : 2022/671

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2021
NUMARASI : 2017/644 Esas – 2021/190 Karar

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : TÜRKİYE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasında Yaralanma Sebebiyle Açılan Tazminat
BAŞVURU TARİHİ : 18.06.2021
İSTİNAFA GELİŞ TARİHİ: 03.08.2021
KARAR TARİHİ : 20.04.2022
YAZIM TARİHİ : 20.04.2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyadaki tüm belgeler ve dairemiz üyesi tarafından hazırlanan raporlar incelendi. Davanın dairemizin görev alanına girdiği, ilk derece mahkemesi kararının kesin olmadığı, istinaf başvurusunun süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 24.07.2017 tarihinde işvereni tarafından servis/kurye aracı olarak tahsis edilen … plaka sayılı motorsiklet ile evine dönerken karşı yönden gelen ve davalı … tarafından kullanılan … plaka sayılı ticari taksinin yasak olan yerden U dönüşü yapmaya çalışırken davacının kullandığı motorsiklete çarptığını, kazada davacının savrularak 7 m kadar uçtuğunu, kazada sağ ayak bileğinin ezildiğini, sağ el baş parmağının içten parçalandığını, göğsünde kesiler oluştuğunu, kaza sonrası çalışamaz duruma geldiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 4.000,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, öncelikle görev itirazları bulunduğunu, dava konu kazanın oluşumunda davalının tek başına kusurlu olmadığını, davacının alkollü olduğunun kaza raporları ile sabit olduğunu, ayrıca kaza tutanaklarının hatalı olduğunu, dosyaya sunulan krokilerin gerçeğe aykırı olduğunu, davacının kaza sebebiyle uğradığı zararlar ve sağlık durumu da henüz belirlilik kazanmadığından yüklü miktardaki tazminat taleplerinin de hukuka uygun olmadığını, davacının hiçbir koruyucu malzeme kullanmamış olmasının da meydana gelen hasarın artmasına sebep olması nedeni ile bu hususun da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, öncelikle görev ve yetki itirazları bulunduğunu, dava konusu kaza nedeni ile davalı sigorta şirketine usulüne uygun bir başvuruda bulunulmadığını, davacının kaza sırasında kask takıp takmadığının araştırılması gerektiğini, 6111 sayılı yasa gereği tedavi giderlerinden SGK’nun sorumlu bulunduğunu, trafik iş kazası olması nedeniyle davacının maluliyetine ilişkin SGK tarafından davacıya yapılan bir ödeme olmuş ise; bunun yapılacak tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kaza nedeniyle alınan bilirkişi raporu ile Gebze 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/487 esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, tam ve birincil dereceden %100 kusurlu tarafın davalı … olduğunun tespit edildiğini, hal böyle iken yerel mahkeme tarafından davacının alkollü olduğunun kabulü ile tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik zararının maddi zararlar arasında yer aldığını, davacının kaza sonrasında 3 aya yakın istirahatli kaldığını, bu nedenle ATK 3. İhtisas Dairesinin istirahat süresi 3 haftaya kadar uzayabilir tespitiyle hesap yapılmasının da maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, davacıya bu süre için herhangi bir iş göremezlik ödeneği ödenmediğini, mahkemenin bu hususu SGK’ya sormadığını beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, 24.07.2017 tarihinde, davacının sevk ve idaresindeki motosikletle davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları araç çarpışmış, kaza sonucu davacı yaralanmıştır.
Mahkemece ATK 2.İhtisas Dairesinden alınan 19.08.2020 tarihli rapor kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik’e göre düzenlendiğinden hükme esas alınması yerindedir. Bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Dava dilekçesinde davacı vekilince kazadan kaynaklanan tüm maddi zararlar talep edilmesine karşın mahkemece davacı vekiline talepleri açıklattırılmayarak dava dilekçesinde davacı tarafın geçici iş göremezlik talebi olmadığı gerekçesiyle maddi tazminat davasının reddi hatalı olmuştur. Yapılması gereken davacı vekiline dava dilekçesindeki taleplerini açıklattırarak varsa geçici iş göremezlik talebi yönünden davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorularak sonucuna göre karar vermektir. Bu husustaki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi uyarınca bedensel bütünlüğü zedelenen kimse manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bu tutar adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan, özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında yalnızca davalı sürücü … kural ihlali verilmiştir. Mahkemece, yerinde keşifle trafik bilirkişisinden ve sonrasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporlarda da davalı sürücü %100 kusurlu bulunmuştur. Mahkemece, davacının kaza anında 0,64 promil alkollü olduğu gerekçesiyle manevi tazminat verilmemiş ise de, kusur raporlarına göre davacının alkollü olmasının kazanın oluşumunda etkisi olmadığı anlaşılmaktadır ve bu nedenle manevi tazminat davasının reddi hatalı olmuştur.
İlk derece mahkemesinin kararında tespit edilen ve yukarıda belirtilen eksiklik ve hatalar, dairemizce H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi kapsamında “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli bazı delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması” olarak nitelendirildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına anılan eksiklik ve hataların giderilerek hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.03.2021 tarih ve 2017/644 esas, 2021/190 karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin olarak alınan istinaf karar harcının talebi halinde yatırana iadesine,
4-Davacının istinaf başvurusu için yaptığı giderlerin esas hakkında verilecek kararda değerlendirilmesine, harcanmayan istinaf gider avansının davacıya iadesine,
5-Karar tebliği ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20.04.2022


Başkan …
e-imzalıdır

*Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

*İşbu evrak 5070 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince Güvenli Elektronik İmza ile imzalanmıştır*