Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/73 E. 2023/607 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/73 Esas – 2023/607
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/73 Esas
KARAR NO : 2023/607

BAŞKAN :…. …. ….
ÜYE : … ….
ÜYE : …. ….
KATİP : …. ….

DAVACI : …. ….
VEKİLİ : …. ….
DAVALI : …. ….
VEKİLİ : ….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2023
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın iddiaları: Davalı vekili tarafından davacı aleyhine …. …. . İcra Müdürlüğünün …. /…. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davacının davalıya herhangi bir borcu olmadığını, davacıdan zorla açık senet alındığını Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …. /…. Esas sayılı dosyası ile soruşturmanın başlatıldığını, taraflar arasında para alış verişinin olmadığını taraflar arasında ticari bir alış verişin de söz konusu olmadığını, senetteki yazı ve imzalarda farklılıklar bulunduğunu belirterek …. …. İcra Müdürlüğünün …. /…. Esas sayılı dosyasında davalı alacaklıya borcu olmadığının tespitini, takibin tedbiren durdurulmasını ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf; Davacının iddialarının doğru olmadığını, senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğunun yazılı belge ile ispatı gerektiğinin, suçlama sebebiyle takipsizlik kararı verildiğini, davalının davacıya gönderdiği mesaj içeriğinde alacak talebi olup, tehtit bulunmadığını, tanık dinletilmesine muvafakat etmediğini belirterek davanın reddini ve tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.
…. …. . İcra Müdürlüğünün …. /…. Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden incelenmiştir.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının …. /…. soruşturma sayılı dosyası ve …. …. . Sulh Ceza Hakimliğinin 31/05/2023 tarih ve …. /…. D.İş sayılı kararı incelenmiş, …. …. hakkında verilen takipsizlik kararının itirazın reddi ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık: …. …. . İcra Müdürlüğünün …. /…. Esas sayılı dosyasına dayanak -borçlusu …. …. alacaklısı …. …. düzenleme tarihi 01/11/2022 vade tarihi 14/11/2022 düzenleme yeri Sakarya olan 3.300.000,00 TL bedelli- senede konu borcun, iradenin tehditle fesada uğratılması sebebiyle bulunup bulunmadığı, davacının bu senet sebebiyle borçlu olup olmadığı ve tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarındadır.
Duruşmada dinlenen tanık …. …. beyanında “…davalı …. borçlu olan kişi benim, babamınn herhangi bir borcu yoktur, ben …. ile ortak bir coin işine girmiştim, …. parasını çalıştırıyordum ve ona kardan pay veriyordum, anlaşmamıza göre kar ve zarar ortaklığımız söz konusudur. 2022 Mayıs ayında coin piyasasındaki çöküş sebebiyle battım. Dolayısıyla …. parası da batmış oldu. Bu tarihten Kasım ayına kadar ben …. …. sürekli bu konu hakkında irtibattaydım, borcumu inkar etmedim, ancak …. benim bilgim dışında babamla irtibata geçmiş ve onu baskı altına alarak ve silahla tehtid ederek dava konusu senedi babamdan almış, babamın bu borçla bir ilgisi yoktur, ben senedin alındığını 18 Kasımda öğrendim, daha sonra …. aradım, kendisine bunu sordum, neden böyle yaptığını sordum, o da bana ben alacağımı aldım şeklinde cevap verdi. …. annesini de aradım, …. yaptığının doğru olmadığını ancak onu artık geri döndüremeyeceğini bana ifade etti. Senedin düzenlenmesi sırasında …. silahını annem görmüş, ancak babamın açısı doğrudan silah görmeye müsait değilmiş, annem silahı görünce fenalaşmış, olay yerinde bulunan …. kayınbiraderi …. …. ve …. babası …. …. …. üzerine çullanarak sen ne yapıyorsun diyerek müdahale etmişler, bu ortamda da babam senedi imzalamış…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık ” … Ben eski bir askerim ve bu sebeple de silahla gezerim, …. bunu bilir, …. beni 17 yıldır tanır, ailemin benim zayıf yönüm olduğunu bilir, ben borcumu inkar etmedim. …. bana yapamayacağını bildiği için babama yapmıştır, benim kendi üzerimde bir mal varlığım yoktur, benden icra yoluyla bir tahsilat yapamayacağını bilmektedir…” şeklinde cevap vermiştir. .
Tanık …. …. beyanında “… Davacı benim babamdır, …. abimin arkadaşı olması sebebiyle tanırım, …. ile abim bitcoin işine girmişler, burada zarar etmişler, bu sebeple …. babama sürekli telefonla arayarak ve mesaj göndererek rahatsız etmekteydi, babamdan borcu ödemesini istiyordu, ben senet düzenlenmesi anında yanlarında değildim, senet düzenlendiğini daha sonradan öğrendim, babamın …. ile buluştuğunu da bilmiyordum, babam …. işlettiği kafede bu senedi düzenlemiş, …. babamın önüne boş bir senet koymuş ve babamdan imzalamasını istemiş, babam ilk başta senet vermeyi kabul etmemiş ancak …. silaha sarılınca babam senedi imzalamış, babamın yanında annem varmış, …. yanında ise babası …. kayınbiraderi …. ve eşi varmış, …. silaha sarılınca babası ve kayınbiraderi müdahale etmiş ancak babam durumdan korkarak bu senedi imzalamış, daha sonra abim senedi …. geri almaya çalıştı ancak mümkün olmadı, babam da bunun üzerine şikayetçi oldu, babam ile …. arasında bir ticari alışveriş veya borç doğuracak bir ilişki yoktur. …. istediği alacak abimin borcudur …” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık”… Babam silahı bizzat görmemiş ancak annem görüp fenalaşınca babamda senedi imzalamış…” şeklinde cevap vermiştir.
Tanık …. …. beyanında “… Davalı ile oğlum …. arasında bir alışveriş kaynaklı alacak meselesi doğmuş, …. sürekli eşimi telefonla arayarak ve mesaj göndererek oğluma ait borcun ödenmesi konusunda eşimi rahatsız ediyordu, en son gönderdiği mesajdan sonra eşim bu böyle olmayacak gidip görüşelim dedi, niyeti arayı bulmaktı, bu amaçla bende eşimi yalnız bırakmamak maksadıyla davalının …. Kafe isimli iş yerine gittik, …. agresif birisi olduğunu mahalleden bildiğim için eşimi yalnız bırakmak istemedim, oğlum …… haber vermedik çünkü konunun daha da alevlenmesini istemedik, diğer oğlum da kendi işi olduğu için ona da haber vermedik, birlikte bu şekilde davalının yanına gittik, kafe içerisinde davalının babası eşi ve kayınbiraderi de bulunmaktaydı, eşim borcun kendisine ait olmadığını, …. ait olduğunu söylemesine rağmen davalı ısrarla parayı istedi ve hatta boş bir senet çıkartıp masanın üstüne sert bir şekilde koyup eşimden imzalamasını istedi, eşim kabul etmeyince tekrar tekrar ısrar etti, yine kabul etmeyince bu kez davalı bar kısmına doğru giderek bir silaha uzandı, ben silahı aldığını gördüm. Ancak eşim bulunduğu konum itibariyle silahı göremezdi, …. babası, kayınbiraderi ve eşi …. üzerine yüklenerek sen ne yapıyorsun dediler, ben o esnada korkup fenalaştım, eşime imzayı at yoksa biz burdan çıkamayacağız elinde silah var dedim. Eşim de bu şekilde korkarak bu senedi imzaladı. Senedi imzaladıktan sonra …. sakinleşti ve güzel konuşmaya başladı. Oradan ayrıldıktan sonra eşime polise gitmeyi söyledim, ancak eşim biraz bekleyelim belki senedi getirir, dedi. …. babası ben sakinleştiririm senedi getiririm diye söyleyince ilk başta biraz bekledik ancak sonuç alamadık. Bir kaç gün sonrasında da eşim şikayetçi oldu …” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tarafından…. …. …. numaralı telefonundan davacıya 10/11/2022 tarihli sms ile “…. abi siz neyin kafasını yaşıyorsunuz, bak arası arafı kalmadı bu işin, gel diyorum yol yapıyorsunuz, benim paramı getirin yada hatır sormak yok bu saatten sonra, sana terbiyesizlik yapmıyorum bana da yaptırmayın” şeklinde mesaj gönderdiği görülmektedir. …… Savcılık dosyasında yer alan ifade tutanağından telefon numarasının davalıya ait olduğu sabittir.
Dava , korkutma sebebiyle irade fesadına dayanan kambiyo senedine karşı menfi tespit talebine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Korkutma başlıklı 37. maddesi; ”Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir” hükmünü içermektedir.
Korkutmanın Koşullarını içeren 38. madde ise “Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.” şeklindedir.
“İrade bozukluğunun giderilmesi” başlıklı 39 uncu maddesinde ise; ”Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz” denilmiştir.
Sözleşme; hukuki bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile uyuşmasını ifade eder (Necip Kocayusufpaşaoğlu, Borçlar Hukukuna Giriş, İstanbul, Yedinci Baskı, 2017, s. 95).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda da (TBK) sözleşme; borç ilişkisinin kaynakları arasında sayılmış ve TBK’nın 1 inci maddesinde sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı hüküm altına alınmıştır.
İrade beyanı, irade ve beyan unsurlarından oluşur. Bir sözleşme yapılırken taraflardan birinin işlem iradesinin oluşum veya beyanı aşamasında ortaya çıkan sakatlıklara irade bozukluğu denir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara, Yirmi İkinci Baskı, 2017, s. 392).
Belirtmek gerekir ki, bir hukuki işlemin geçerli ve amacına uygun hukuki sonuçlar doğurabilmesi için o hukuki işlemi yapan kişi veya kişilerin sağlıklı bir şekilde oluşmuş iradelerinin bulunması ve yine bu iradelerinin istenilen hukuki sonuca uygun şekilde açıklanması gerekmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/1-814 Esas 2023/268 Karar)
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun; ”İspat yükü” başlıklı 6 ncı maddesi; ”Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” , ”Resmî belgelerle ispat” başlıklı 7 nci maddesi; ”Resmî sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, her hangi bir şekle bağlı değildir” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”İspat yükü” başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası; ”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”, ”Senetle ispat zorunluluğunun istisnaları” başlıklı 203 üncü maddesi; ”(1) Aşağıdaki hâllerde tanık dinlenebilir … ç) Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları….” şeklindedir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre;
Davacı taraf borçlusu göründüğü ve alacaklısı …. …. düzenleme tarihi 01/11/2022 vade tarihi 14/11/2022 düzenleme yeri Sakarya olan 3.300.000,00 TL bedelle senedin davalıdan sadır olan tehdit neticesinde düzenlendiğini ileri sürerek borçlu olmadığını belirtmiş ve menfi tespit talep etmiştir. TBK nun 39 maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmiştir.
Davalının davacıya gönderdiği SMS içeriği ve tanıkların anlatımları, özellikle senet düzenlenmesi anında olay yerinde bulunan tanık …. net anlatımları, dinlenen tanıkların beyanlarının birbirini ve davacıyı doğrulaması, davacının iddiasının ve tanık beyanlarının tehdit içerikli SMS ile örtüşmesi, davalının savcılık ifadelerinde borcun kaynağının davacının oğlu …. kendisine ait parayı coin piyasasında kaybetmesinden kaynaklı olduğunu belirtmesi ve davacı …. ile davalı arasında senet düzenlenmesini gerektiren bir alışveriş bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava konusu senedi davalının tehdidi sonucunda imzaladığı, davacının iradesinin fesada uğradığı ve bu suretle düzenlenen senet sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığı sonucuna ulaşılmış, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Savcılık soruşturmasının takipsizlik ile sonuçlanması mahkememiz açısından TBK 74 maddesi hükmüne göre bağlayıcı değildir.
Dinlenen tanıkların davacının eşi ve çocukları olması beyanlarına itibar edilmesine engel değildir. Kaldı ki tanıkların beyanları olayın gelişimi ve davalının gönderdiği mesaj içeriği ile de doğrulanmaktadır. Tanıkların beyanlarına itibar edilmiştir.
2004 sayılı İİK nun 72/5 maddesi gereğince menfi tespit hükmü ile birlikte icra takibi derhal durur ve ilamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.

Senedin davalıdan sadır olan tehdit üzerine düzenlenmiş olması ve davalının davacıdan alacaklı olmadığını ve iddia ettiği alacağının davacının oğlunun sorumluluğunda olduğunu bilmesine rağmen söz konusu senedi icra takibine konu etmiş olması sebebiyle kötüniyet tazminatı koşullarının oluştuğu değerlendirilmiş, icra takip konusu alacağın %20 si oranında hesaplanan 664.498,60 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ayrıca hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, …. …. . İcra Müdürlüğünün …. /…. esas sayılı dosyası ve bu dosyaya dayanak yapılan borçlusu …. …. alacaklısı …. …. düzenleme tarihi 01/11/2022 vade tarihi 14/11/2022 düzenleme yeri Sakarya olan 3.300.000,00 TL bedelle senet sebebiyle, davacı …. …. davalı …. …. borçlu olmadığının tespitine,
2-İİK 72/5 maddesi gereğince icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin kabulüne ve icra takip konusu alacağın %20 si oranında hesaplanan 664.498,60 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Dava değeri üzerinden hesaplanan 226.959,50 TL nispi harçtan peşin alınan 179.90 TL nin ve tamamlama olarak yatırılan 56.559,97 TL nin mahsubu ile bakiye 170.219,63 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 179.90 TL başvuru harcının, 56.739,87 TL peşin karar harcının ve 279,50 TL posta giderinin (toplam 57.019,37 TL yargılama giderinin) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 301.674,79-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kararın talep halinde taraflara tebliğine, tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, mahkememize verilecek yada başka yer asliye ticaret mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
08/11/2023

Başkan ….
e-imza

Üye ….
e-imza

Üye ….
e-imza

Katip ….
e-imza