Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/68 E. 2023/534 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/68 Esas – 2023/534
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/68 Esas
KARAR NO : 2023/534

HAKİM :….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. U….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirketten bir takım ürünler ve 180 adet palet malzemesi satın alındığını, ardından bu 180 adet palet davalı tarafa iade edildiğini, bu iadenin karşılığı olarak icra dosyasındaki takip dayanağı faturanın kesildiğini, sevk irsaliyesinden de iade edilen ürünlerin davalı firma tarafından teslim alındığının anlaşılacağını, fatura ve irsaliyeye konu olan iadenin, davalı tarafından alınmış olmasına karşın bedelinin müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2021/…. E. Sayılı dosyası ile toplam 9.558,00 TL fatura bedelinin tahsili için takip başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edilerek durdurulduğunu beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/…. Esas – 2022/…. Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosya aslı ile mahkememize gönderilmiş, mahkememizin iş bu esas (YENİ ESAS) sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defterlerinin bulunduğu adres olan “…. Mahallesi, …. Sokak, …. Blok, …. İn Maltepe No:3-5/…. …. – İstanbul” adresinde yerinde inceleme inceleme yapmak üzere görevlendirilen muhasebeci bilirkişisi …. …. yetki ve izin verilmiş olup, bilirkişiden; dava konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, fatura kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, hususunda rapor tanzimi ile ayrıca defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, ticari defterlerin birbirlerini doğrulayıp doğrulamadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi …. …. 15/06/2023 Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; “A) …. İnşaat Proje Taahhüt Madencilik ve Mühendislik Hiz. San. Ve Tic. Ltd. Şti şirketinde merkezi olan …. Mah, …. Sokak …. Maltepe No:3-5/9 Maltepe İstanbul adresine, 09/06/2023 tarihinde saat 14.00’da giderek gerekli incelemeleri bizzat yaptığını, mali müşaviri olan SMMM …. …. resmi defter kayıtlarının dökümlerini istediğinden eksiksiz olarak aldığını, kendisinin müteselsilen şirketin resmi defter bildirimlerinden sorumlu olduğunu, Yevmiye, kebir ve envanter tasdiklerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak, yasal süreler içinde yapılmış olduğunu, kayıtların birbirinin teyit ettiğinin görüldüğünü, B) …. İnşaat Proje Taahhüt Madencilik ve Mühendislik Hiz. 2021 yılında E fatura kullanıcı olarak kesmiş olduğu faturanın Temel Fatura olarak düzenlenmiş olduğunu, E faturalarda (elektronik fautralarda) hareketleri izlediğinde faturanın başarıyla …. …. Seramik İnşaat San. Tic. A. Ş. Yapılmadığını, Kep (elektronik posta) üzerinden iptal bildiriminin olmadığını, C) …. İnşaat Proje Taahhüt Madencilik ve Mühendislik Hiz. San. Tic. Ltd. Şti’nin 2021 yılı Nisan Ayı fatura bildirimini resmi olarak, SMMM …. ….z’ın imzası bulunan BS formunda da beyan ettiğini, 2021 Nisan Kdv beyannamesinde de fatura beyan edildiğini, D) Cari hesap kontrolü muavin defter incelemesinin yapılmış, …. …. Seramik İnşaat San. Ve Tic. A. Ş. Fatura tutarı + kalan bakiye = 9.789,15-TL borçlu olduğunu, Envanter Defter Onayı Kartal 3. Noter …. …. …., …. nolu, 29/12/2020, F) Fatura ekli irsaliye ile kesildiğini, irsaliyeye teslim imzasının alınmış, elektronik ortamda kayıtlı olan …. Vergi Numaralı ıd adresine ….. …. Seramik İnşaat San. Tic. A. Ş. ‘ye gönderilmiş, faturanın gönderiminin başarılı olarak kayıt edildiğini, Gelir İdaresinden gelen onayla sisteme düştüğünü, Fatura hususundaki tüm mükellefiyetlerin …. İnşaat Proje Taahhüt Madencilik ve Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. Tarafından eksiksiz, usulüne uygun olarak yerine getirildiği” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Davalı vekili 15/06/2023 Tarihli Bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu, 20/06/2023 Tarihli itiraz ve beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda yer alan aleyhe hususları ve ayrıca borcu da kabul etmediklerini, davacı tarafın mal tesliminin gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda bilirkişi raporunda eksik inceleme ve değerlendirmenin bulunduğunu, davalı şirketin, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, Her ne kadar davacı taraf, müvekkil şirketten alacaklı olduğunu iddia etse de müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, bu hususun davacı şirket defterlerinin incelemesi ile de ortaya çıkacağını, Cari hesap ilişkisinde faizin işlemeye başlaması için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekmektedir. Temerrüt için ise alacaklının borçluya ihtar çekmesi gerekmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle; bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmemekle birlikte, davacının iddia ve taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini, dosyanın, itirazlarımız doğrultusunda ek rapor alınmasına, mahkeme aksi kanaatte ise, dosyanın yeniden incelenmek üzere farklı bir bilirkişiye gönderilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekil olarak saygılarımızla talep ederiz.” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defterlerinin bulunduğu adres olan “…. mahallesi, …. Caddesi, No:…., Z2 (…. …. Plaza Üstü) Arifiye / Sakarya” adresinde yerinde inceleme yapmak üzere muhasebeci bilirkişisi …. …. yetki ve izin verilmiş olup; Bilirkişiden; davalı tarafın tutulması zorunlu 2021/2022 yılına ait ticari defterlerin incelenerek dava konusu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, fatura kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, hususunda rapor tanzimi istenilmesine, ayrıca defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, ticari defterlerin birbirlerini doğrulayıp doğrulamadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişi …. …. 14/06/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “V- SONUÇ: Genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri çerçevesinde yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Davalı …. Seramik Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ticari defterlerini dosyada mevcut fatura kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, hususunda rapor tanzim etmek üzere mahkemenin tarafıma vermiş olduğu yerinde inceleme yetkisi doğrultusunda inceleme talebimin davalı tarafından kabul görmediği, Ticari defter ve belgelerini incelemeye açmayacaklarını, davacının dosyaya sunmuş olduğu belgeler üzerinden inceleme ve değerlendirme yapılarak sonuca ulaşıldığı, davacının dosyaya sunduğu 1 adet Temel e-Fatura karşılığında 9.558,00TL davalıdan alacaklı olduğunu gösterir cari hesap dökümünü dosyaya sunmuş olduğu, dava konusu faturaya ait herhangi bir iade faturasının dosyada olmadığı, davacı tarafından davalıya kesilmiş olan Temel e Faturanın iptal edilmediği, iade faturası kesilmediği, davalının aşağıda yazılı olduğu gibi Temel e-Fatura İptal işlemlerini gerçekleştirmemiş olduğu, Temel e-Fatura, alıcının faturayı reddetme seçeneğinin olmadığı bir fatura sistemi olduğu, Temel e – Faturaların gönderici tarafından alıcıya direkt olarak ulaşabilmesi amacıyla gönderildiğini, bunun gibi özelliklerinden dolayı temel e-fatura iptali diğer e-Faturaların iptal işlemlerine göre daha farklı olduğunu, Temel e – Faturaların iptal edilmesi şu aşamalardan oluştuğunu: E-fatura iptal işlemlerini yapabilmek amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı tarafında yayınlanmış olan e- Fatura İptal Portatı sistemine giriş yapılacağının, Faturayı gönderen tarafın, fatura numarasını ve faturanın toplam tutarını belgeler ve bu belgeyi imzalanacağının, gönderici tarafından oluşturulan bu belge, alıcı tarafa iptal talebi olarak gönderileceğinin, sonrasında alıcının iptal talebini onaylanması bekleneceğinin, alıcının iptal talebini onaylaması durumunda e-Fatura iptal edilmiş olacağını, E – faturanın iptal edilip edilmediğinin e-Fatura İptal Portalı üzerinden görülebileceğinin, alıcı tarafın e-Fatura iptal talebini onaylamaması durumunda e-Fatura iptal edilmeyeceğini, iptal edilmeyene-
Fatura geçerliliğini korumaya devam edeceğinin, iptal talebini gönderen tarafın, e-Faturanın iptal edilip edilmediğini e-Fatura İptal Portalı üzerinden kontrol edebileceğini, sonuç olarak: taraflar arasında Ticari münasebetin olduğu, Davalı …. Seramik Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin davacı …. İnşaat Proje Taahhüt Madencilik Ve Mühendislik Hizmetleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ne 9.558,00 TL borçlu olduğu görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporlarına karşı sunmuş olduğu 15/06/2022 Tarihli beyan dilekçesinde özetle; “Bilirkişi raporlarındaki aleyhe hususları kabul etmediklerini, rapor doğrultusunda, davacının müvekkil şirkete 9.558,00 TL borcu olduğunun kabulü ile bu alacağın dava tarihi olan 01.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek aylık %3 faiz oranı ile davalıdan alınıp müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz.2 şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen fatura ile ilgili olarak İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2021/…. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 19.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 22.11.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 04.02.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talepli açılan iş bu davanın davacının 06.06.2022 tarihli dilekçesi ile tamamen ıslahı yapılarak talep alacak davası olarak ileri sürülmüş, davacının tamamen ıslah talebine karşı davalı tarafça beyanda bulunulmuştur.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki ticari satıma ilişkin 22.04.2021 tarih ve …. fatura numaralı 9.558,00 TL bedelli kesilen faturayı sunduğu, ayrıca cari açık hesap dökümünü sunduğu, bunları talep konusu alacağa dayanak kıldığı görülmüştür. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı/hizmet veren tarafından gönderilen faturanın alıcı/hizmet alan tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerin incelenmesi gerekli olmuştur. Bu hususta davalı tarafça 2021-2022 yılına ait ticari defterlerin incelenebilmesi için adresi bildirmiştir. Ancak bilirkişi raporunda bilirkişinin ticari defterleri inceleme yapmasına davalı tarafça izin verilmediği belirtilmiştir. Bu halde tutanak mahiyetinde olan 14.06.2023 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak davalı tarafın ticari defterleri ibraz etmekten kaçınmış varsayılmıştır. Dava konusu fatura içeriklerine yönelik olarak süresinde itiraz edildiğine dair delil de sunulmamıştır.
Dosya kapsamında alınan rapora göre, davalının ticari defterleri ibrazdan kaçınması ve davacının dayandığı faturada iade faturasının sunulmaması, dosyada ekli BA ve BS formalarına göre fatura matrahının bildirilmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturanın davalıya sevk irsaliyesi ile teslim edildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda dava konusu talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça talep konusu miktara dava tarihinden itibaren %3 oranın faiz işletilmesi yönünde talep ileri sürülse de söz konusu faiz miktarı hakkında taraflar arasında bir anlaşma olduğuna dair delilin olmaması, fatura üzerinde faize ilişkin belirtmenin davalıyı bağlamaması, zira faiz hususunda tarafların açıkça anlaştıklarının fatura üzerinden anlaşılamayacak olması nedeniyle davacı talebi yerinde görülmemiştir. Faiz talep oranı herhangi bir faiz ile uyumlu olmaması ve faiz türünün açıkça belirtilmemesinden dolayı yasal faize hükmedilmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ ile,
-9.558,00-TL alacağın davanın açıldığı tarih olan 04/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 652,90-TL harçtan daha önceden ödenen (başvurma, peşin, ıslah ve vekalet harcı) toplam 395,21-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 257,69-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
-Davanın tamamen ıslahı ile ileri sürülen talebin başlangıçta ileri sürülen talepten düşük olması dikkate alınarak fark bakımından 33,32 TL harcın talep halinde davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 9.558,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 139,01-TL Peşin/nisbi Harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 3.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 460,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.691,21-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulüne anlatıldı. 03/10/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı