Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/570 E. 2023/611 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/570 Esas – 2023/611
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİİLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/570 Esas
KARAR NO : 2023/611

BAŞKAN :…
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ :…

DAVALILAR : 1- …
2- …
DAVA : Tazminat (Trafik kazası sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 19/10/2023
KARAR TARİHİ : 03/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik kazası sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/07/2022 tarihinde gerçekleşen kazada davalı ….’ın kullandığı….cın arkadan çarpması sonucunda davacı …’a ait …. plakalı aracın hasarlanması sebebiyle emniyet otoparkına çekildiğini, davacının yediemin otopark ve çekici bedeli olarak 09/08/2023 tarihinde 32.000 TL ödediğini belirterek bu rakamın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte araç sahibi ve sürücü olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Dava trafik kazasında hasar gören araç sebebiyle oluşan dolaylı zararın tazmini talebine ilişkindir.
TTK nun 5. Maddesine göre “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
TTK nun 4/1 maddesinde yer alan bu genel kuralın yanında TTK’nın 4. maddesinin son cümlesindeki düzenleme nedeniyle yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale ve vedia gibi sözleşmelerden doğan davalarla fikri ve sınai haklara ilişkin davalar da ticari davadır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken, burada sayılan davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması yeterli görülmüştür.
Somut davada davacı tacir olmadığı gibi uyuşmazlık Borçlar Kanununda düzenlenen haksız fiilden sorumluluğundan kaynaklanmaktadır. Davalılar arasında sigorta şirketi bulunmadığından TTK hükümlerinin uygulanması da söz konusu değildir. Davalı araç malikinin tacir olması da davayı ticari dava haline getirmemektedir. Dolayısıyla eldeki bu dava ticari dava olmadığından görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
Davacı vekili tarafından dosyanın mahkememizde derdest 2022/… esas sayılı dosya ile birleştirilmesi talep edilmiş ise de asliye hukuk mahkemesinin görevine giren bir dava ile mahkememizdeki ticari davanın birleştirilmesi mümkün değildir. Zira asliye hukuk mahkemesi açısından bu dava yazılı yargılama usulüne tabidir. Mahkememize açılmış haliyle dava miktar itibariyle basit yargılama usulü uygulanacaktır. Görüldüğü üzere her iki mahkeme açısından uygulanacak usul farklılığı da birleştirmeye engel oluşturmaktadır.
Asliye hukuk mahkemesi tarafından somut davada yazılı yargılama usulünün uygulanması ve dilekçeler aşamasının replik ve düplik layihaları da içerir şekilde tamamlanması gerektiğinden, sonraki süreçte usuli eksiklik oluşmaması adına (dava değeri itibariyle mahkememiz nezdinde basit usule tabi bu davada) mahkememizce dava dilekçesi davalı tarafa tebliğe çıkarılmadan görev yönünden karar verilmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup dava şartlarındandır. HMK nun 138/1 maddesindeki ” Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.” hükmü ile aynı yasanın 320/1 maddesindeki “Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.” düzenlemesi ve “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır” şeklindeki HMK nun 115/1 maddesi ile usul ekonomisi nazara alınarak dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde tensiple mahkememizin görevsizliğine asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve kesin yetkili Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın resen ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı ve davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği hususunun İHTARINA,
4-HMK nun 321/2 maddesi gereğince kararın resen taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek yada aynı sürede başka yer Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, tensiben oybirliği ile karar verildi.02/11/2023

Katip …
e-imzalı

Başkan …
e-imzalı