Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/370 E. 2023/553 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/370 Esas – 2023/553
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/370 Esas
KARAR NO : 2023/553

BAŞKAN ….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av….
DAVALI : Ç….
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 20/03/2015
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2023

Davacı vekilinin 20/03/2015 tarihli dava dilekçesi ile rücu talepli olarak açtığı davasının Geyve Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2020/…. esas (eski 2015/…. esas) sayılı dosyasında yapılan yargılaması sırasında ; Hakimler ve Savcılar Kurulu 1.Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı kararı ile 01/09/2021 tarihi itibariyle Sakarya ilinde müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçtiği ve yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlendiği gerekçesiyle mahkemece 2021/585 Karar sayılı 06/10/2021 tarihli görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş , mahkememizin 2021/…. esas sırasına kaydedilen bu dosyada mahkememizin 10/01/2022 tarihli karar ile karşı görevsizlik verilerek kararın istinaf olmaksızın kesinleşmesi üzerine merci tayini için dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/…. esas 2023/…. karar sayılı kararı ile “Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/…. esas sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle kaldırıldığı ve bu aşamadan sonra davaya bakan Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsizlik kararı veremeyeceği, 6100 sayılı HMK’nın 23/2. Maddesi uyarınca Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin görevinin kesinleştiği ve davaya Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiği” belirtilerek merci tayini kararında mahkememiz görevli kabul edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin kararı tarihinde (12/11/2020) mahkememiz henüz kurulmamış ve hatta anılan kaldırma kararında Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinin yargılamayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yapması gerekliliğine değinilmiştir. Geyve Asliye Hukuk mahkemesi de 14/04/2021 tarihli duruşmada bu doğrultuda ara karar kurmuştur. Kaldı ki Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulup faaliyete geçtiği 01.09.2021 tarihinden önce Asliye Hukuk mahkemelerinde açılmış olan ticari davaların yargılamasına davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince ticaret mahkemesi sıfatıyla devam edileceği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2023/6-151 Esas 2023/367 Karar sayılı 26.04.2023 tarihli kararında açıkça belirtilmiştir. Yargıtay 5 ve 11. Hukuk Dairelerinin ve tüm istinaf dairelerinin de uygulaması bu yöndedir.
Yukarıda açıklandığı üzere eldeki dava açısından mahkememiz görevli olmamakla birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/3146 esas 2023/1585 karar sayılı kesin nitelikteki merci tayini kararı sebebiyle yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir.
Harç eksikliği ikmal ettirilmiş, aşamalarda toplanan deliller ve dosya incelenmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı sigorta şirketi 110951803 nolu poliçe ile trafik sigortalı davalının malik olduğu …. …. …. plakalı aracın 08/04/2007 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan dava dışı …. …. %18 oranında malul kaldığı ve hesaplanan iş göremezlik tazminatının kendilerince ödendiğini, ancak davalı işletene ait aracı kullanan …’in kaza anında alkollü olması nedeniyle ödenen 126.457,54 TL maddi tazimatın ödeme tarihi olan 03.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş, davanın dayanağı olan tazminat dosyasındaki bilirkişi raporunun eksik incelemeyle hazırlandığını, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile oluşmadığını, talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Sakarya 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/…. esas ve 2014/…. karar sayılı dosyası ve Sakarya 4 İcra Müdürlüğünün 2015/…. esas sayılı takip dosyası incelenmiştir. Sakarya 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/…. esas ve 2014/…. karar sayılı kararı ile sigorta şirketinin zarar gören kişiye poliçe limiti ile sınırlı olarak tazminat ödemesine hükmolunmuştur. Bu karar Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2015/6554 esas ve 2018/524 karar sayılı kararı ile bozulmuş ise de bozma kapsamı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemeye müessir değildir. Uyap üzerinden yapılan incelemeye göre; bozma kararı sonrasında Sakarya 3 Asliye Hukuk Mahkemesince yeniden verilen 2019/…. esas ve 2020/…. karar sayılı kararda da poliçe limitini aşan bir tazminata hükmolunarak sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, bu karar vekalet ücreti yönünden düzeltilerek Yargıtayca (4 HD 2021/19064 E. 2022/67 K.) onanmış, karar düzeltme talebi de reddedilerek hüküm kesinleşmiştir. Dolayısıyla davacı sigorta şirketinin zarar görene icra dosyasında yapmış olduğu ödemeyi davalı sigortalısından istemesinde hukuki bir engel bulunmamaktadır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur. 6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1.fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. HMK nun 14/1 maddesinde de bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir denilmektedir. Dava tarihinde davalı şirketin Geyve adresinde Sakarya Şubesi bulunmaktadır. Dava dilekçesi davalı şirkete Geyve adresinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir Davalı şirketin 11/05/2016 tarihinde merkez adresini de Geyve’ye taşıdığı ve mersis adresinin halen Geyve Sakarya olduğu kayıtlarla sabittir. Kazanın meydana geldiği yani sigorta şirketi açısından zararın oluştuğu yer de Sakarya sınırları içerisindedir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/3146 esas 2023/1585 karar sayılı kararı ile de mahkememiz yargılama merci olarak tayin edilmiştir. Bu sebeple davalı şirketin yetki itirazı kabul görmemiştir.
Geyve Asliye Hukuk mahkemesince alınan 07/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …. …. kazanın oluşmasında %100 oranında kusurlu olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü ve kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana geldiği, diğer araç sürücülerinin kazanın oluşmasında bir kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Kazada yaralanan davadışı kişiye ödeme yapan davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısı ile aralarında bulunan sözleşme ilişkisine göre rücu istemi ile açtığı davada uygulanması gereken zamanaşımı süresi 2 yıldır. (2918 sayılı KTK 109. maddesi) Davacı 03.02.2015 tarihinde zarar görene ödeme yaptıktan sonra 20/03/2015 tarihinde eldeki rücu davasını açmış olmakla zamanaşımı süresi geçirilmemiştir. Buna yönelik defi kabul görmemiştir.
Zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına zararın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda zararın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1409. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gereklidir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Yine Geyve Asliye Hukuk Mahkemesince nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan alınan 08.12.2015 tarihli raporda; olayın oluş şekli, yol, hava ve trafik durumu, savunma, kaza tespit tutanağı, sürücüde tespit edilen alkol durumu ve kusur durumuna nazaran kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiği belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.(Yargıtay 17.HD 08.06.2017 tarih 2017/1328 E. 2017/6547 K.sayılı ilamı)
Somut davada davacı şirket tarafından sigortalı, davalı şirketin malik olduğu …. …. …. plakalı araç sürücüsü …’in 1.03 promil alkollü halde iken yaptığı kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği ve zararın poliçe teminatı dışında olduğu, davacının Sakarya 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/…. esas ve 2014/…. karar sayılı kararına istinaden Sakarya 4 İcra Müdürlüğünün 2015/…. esas sayılı takip dosyasında poliçe limiti ile sınırlı olarak yapmış olduğu 03/02/2015 tarihli 126.457,54 TL ödeme sebebiyle davalı sigortalısına rücu edebileceği, aracın kamyon olması davalının da tacir olmasına nazaran ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talep edilebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulüne, 126.457.54 TL nin ödeme tarihi olan 03.02.2015 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 8.638,31 TL harçtan peşin alınan 216,00 TL harcın ve tamamlama olarak yatırılan 1.943,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.478,74 TL harcın davalı taraftan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan toplam 2.159,57 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca belirlenen 20.233,21 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 27.70 TL başvuru harcı ve 1035 TL posta gideri olamak üzere toplam 1.062,70 TL’nin davalı taraftan alınarak, davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
8-Gerekçeli kararın HMK 321/2 maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde , kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize verilecek yada aynı süre içinde başka yer ticaret mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/10/2023

Katip ….
e-imzalı

Başkan ….
e-imzalı