Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/292 Esas – 2023/609
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/292 Esas
KARAR NO : 2023/609
BAŞKAN : ….
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP :…
DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLLERİ …
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/05/2023
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Anonim Şirketi’nin %25 oranında pay sahibi olduğunu, %75 pay sahibi diğer ortak ….ı’nın 03.04.2019 tarihinden itibaren şirketin tek yöneticisi olduğunu, şirketin mevcut durumunun ortak ilişkisinin yürümesini imkansız kıldığını, ….’nın davacının paylarından doğan haklarını kullanmasına engel olduğunu ve şirket zararına ve dava dışı ….Ltd. Şti. lehine usulsüz işlemler yaptığını, davalı şirketin sahip olduğu geri dönüşüm tesisini bizzat işletmeyip….Şti’ne kullandırdığını, …. Şti’nin davalı ile aynı adreste kurulu bulunduğunu ve fiilen…. tarafından yönetildiğini, davalı şirketin tüm varlığının . şirketine tahsis edildiğini ve bu suretle davalı şirketin faaliyetsiz ve karsız bırakılarak … şirketi üzerinden … tarafından kazanç elde edildiğini, davalı şirketin kötüniyetle yönetildiğini ve iflas etme noktasına getirildiğini, hiçbir zaman kar dağıtılmadığını genel kurulların da yapılmadığını, davalı şirkete ortak olma sürecinde ve sonrasında … ve babası … tarafından suistimal edildiğini ve aldatıldığını, şirkete koyduğu ve bulduğu nakit desteğin kötü yönetildiğini, ortaklar arasında ve şirketle arasında mahkememizin 2022/…. E. Sayılı dosyasına yansıyan ihtilaflar bulunduğunu, şirketin tek malvarlığı olan taşınmazların da ipotekler sebebiyle 18.05.2023 tarihinde cebri icra yolu ile satıldığını, şirketin hiçbir ekonomik beklentisinin kalmadığını belirterek davalı …. AŞ’nin TK m. 531 çerçevesinde haklı sebeple feshine karar verilmesini aksi taktirde ortaklıktan çıkmasına ve payının ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili : davacının sermaye ödeme borcunu yerine getirmediğinden taraf ehliyetinin bulunmadığını ve bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, şirketin feshi koşullarının oluşmadığını, davacının dava dışı … … ile birlikte hareket ederek mahkememizin 2022/…. esas sayılı menfi tespit davasına konu yapılan şekilde şirketi haksız ve hukuksuz olarak borçlandırdığını ve şirketin varlıklarını ele geçirmeyi hedeflediğini, davacının ileri sürdüğü hususların haklı sebep teşkil etmediğini, ortaklar arasındaki uyuşmazlıkların fesih sebebi olamayacağını, sebep olarak gösterilen borçların davacı ve birlikte hareket ettiği …. tarafından yaratılan gerçek dışı borçlar olduğunu, davacının bu borçlar sebebiyle şirket aleyhinde icra takipleri başlattığını, Bu kişiler hakkında Sakarya CBS nezdinde suç duyurusunda da bulunulduğunu, … Ltd Şti ile davalı şirket ve yönetici …. arasında bir ilişki bulunmadığını, davacının şirketten her zaman bilgi alma imkanının bulunduğunu, taşınmazların satılmış olmasına rağmen davalı şirketin halen elinde bulundurduğu varlıkların know-how tecrübe ve iş çevresinin şirketin amaçlarını gerçekleştirebilecek durumda olduğunu, davacının kendi kusurlu ve kasıtlı eylemleri ile şirketi mali sıkıntılara soktuğunu, kendi kusuruna dayanarak bu davayı açamayacağını, şirketin şirketin faaliyetine devam ettiğini, şirkete ait fabrikanın kiraya verilmesi suretiyle kira geliri de elde edildiğini, davanın iyiniyetle açılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Uyuşmazlık: Davalı şirketin haklı nedenle feshi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, Şirketin feshi yerine farklı bir çözüm imkanının bulunup bulunmadığı , çıkma halinde ayrılma akçesinin miktarı hususlarındadır.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi üzerine 22/05/2023 tarihli ara kararla davalı şirkete onay ve denetim kayyımı atanmasına karar verilmiştir. Kayyım tarafından dosyaya 11/07/2023 ve 07/08/2023 tarihli iki rapor sunulmuştur.
Süreçte alınan kayyım raporları davanın esası hakkında karar vermeye yeterli bulunmuş, ayrıca bilirkişi incelemesi gerekli görülmemiştir.
04/10/2023 tarihli ön inceleme duruşması ara kararı ile işlemiş ve işleyecek iki aylık kayyımlık ücreti 30.000,00 TL ve posta ilan ücreti gibi diğer giderler için 1.000,00 TL olmak üzere 31.000,00 TL gider avansının mahkeme veznesine yatırılması amacıyla davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilmiş, iki haftalık kesin süre içerisinde istenen gider avansının yatırılmaması halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği hususu ihtar edilmiştir.
Davacı vekili 18/10/2023 tarihli yazılı beyanında dosyanın geldiği aşama itibariyle denetim kayyımı tedbirinin devamına ihtiyaç bulunmadığından kayyım ücretinin yatırılmayacağını belirterek sadece 1.000,00 TL sair gider avansını yatırmış, işlemiş kayyım ücretini ise kesin süreye ve ihtara rağmen yatırmamıştır. Kayyımın birikmiş ücreti ödenememiştir.
Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması dava şartlarındandır. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (HMK 114/1.g, 114/2) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. (HMK 120/1-2)
Kayyım ücreti yargılama giderlerindendir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/5790 Esas 2019/6754 Karar) Davacının talebi üzerine mahkemece atanan onay ve denetim kayyımının ücretinin sorumluluğu yargılama süresince davacı tarafa yüklenmiştir. Yargılamanın neticesine göre bu gider hakkında ayrıca bir karar verilecektir. Buna rağmen davacı tarafın dosyanın kapsamına göre artık kayyıma ihtiyaç kalmadığından bahisle işlemiş kayyım ücretlerini ihtara rağmen yatırmaması yargılama giderlerini karşılama yükümlülüğünün ihlalidir.
Açıklanan gerekçelerle gider avansı dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın HMK nun 114/1g ve 120/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Davalı şirkete onay ve denetim kayyımı atanmasına yönelik 22/05/2023 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, kayyım görevinin bugün itibariyle sonlandırılmasına, birikmiş kayyım ücreti alacağının saklı tutulmasına, bu durumun kayyıma bildirilmesine, şirkete kayyım atanmasına yönelik tedbirin kaldırıldığı ve kayyımın görevinin sonlandırıldığı hususlarının ticaret sicil gazetesinde ilanına,
3-Alınması gereken bakiye 89.95 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kararın HMK 321/2 maddesi gereğince talep aranmaksızın taraflara tebliğine,
7-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, mahkememize verilecek yada başka yer asliye ticaret mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 08/11/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye ..
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır