Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/250 E. 2023/425 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/250 Esas – 2023/425
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/250 Esas
KARAR NO : 2023/425

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2023
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirketten 14.270,00 Euro alacağı bulunduğunu, bu husus müvekkil şirketin ticari defter kayıtları ile de sabit olduğunu, , davalı borçlu hakkında Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün 2023/… Esas sayılı dosyası genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı borçlunun icra takibine yaptığı haksız ve kötü niyetli İtirazın İptalini, Sakarya ….İcra Müdürlüğü’nün 2023/… Esas sayılı dosya ile başlatılan icra takibinin devamını, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra dosyası incelendiğinde icra takibinde alacağın sebebi belirtilmediğini, teslim ve irsaliye belgeleri bulunmadığını, müvekkil şirketin davacı alacaklıya böyle bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında bir hizmet sözleşmesi olmadığını, davacı taraf yapmadığı hizmetin bedelini istediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sakarya …. İcra Dairesine müzekkere yazılmış, müzekkere cevabında, 2023/… esas sayılı takip dosyasında takip dayanağı belgenin bulunmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava Sakarya … İcra Müdürlüğünün 2023/… Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
“…İtirazın iptali davası müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Madde metninde de açıkça belirtildiği üzere takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı genel mahkemede açılır ve genel hükümlere göre görülür. Alacaklı bu davada genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.
İtirazın iptali davası itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı yan isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır.
Diğer taraftan, İİK’nin 67.maddesinin son fıkrasında alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açamamışsa umumi hükümler dairesinde alacağını dava etme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir. Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması hâlinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğunda ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
Genel hükümlere göre her türlü ispat olanağının varlığı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Denizli ……. İcra Dairesinin 2007/… E. sayılı takip dosyasında; dava dışı … A.Ş. tarafından borçlular … …. A.Ş. … … …, …aleyhine “kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” sebep gösterilmek suretiyle, toplam 12.614,71TL’nin tahsili için 18.09.2007 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmış, takip alacağı 29.09.2010 tarihli sözleşme ile … A.Ş. tarafından … Varlık A.Ş.’ye temlik edilmiş, davalı-borçlu tarafından 15.12.2011 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edilmiş ve takibin bu borçlu yönünden durduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Şu durumda bizatihi kendisi bir borç sebebi ve dayanağı teşkil eden ancak takipte dayanılmayan genel kredi sözleşmesinin itirazın iptali davasında kullanılması davanın yukarıda açıklanan niteliği ile bağdaşmamaktadır. Ayrıca takip talebinde “kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” yazmakta olup, ihtarname takip talebine eklenmiş ise de ihtarnamenin amacının genel olarak borcun varlığına delalet etmeyip, borçluyu temerrüde düşürmekten ibaret olduğu cihetle itirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılığın asıl olmasına göre kaynak belgeye (temel alacak-sözleşme) itibar edilmesi gerekmektedir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.02.2020 Tarih 2017/19-2076 Esas, 2020/117 Karar)
“…Bilindiği üzere, İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davaları icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olup bu davaların görülebilmesi, öncelikle, usulünce açılmış ve geçerli bir icra takibinin bulunmasına bağlıdır. Bir başka söyleyişle, itirazın iptali davaları bakımından, ortada geçerli bir icra takibinin bulunması, 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesi çerçevesinde, İİK’dan kaynaklanan bir dava şartı olup HMK’nın 115/1. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece gözetilmelidir. Öte yandan anılan nitelikteki dava şartının dava sırasında tamamlanabilir nitelikte olmadığı kuşkusuzdur. Bir başka deyişle, başlangıçta geçerli olarak başlatılmayan bir icra takibinin daha sonra, özellikle söylemek gerekirse itirazın iptali davası sırasında geçerli hale gelmesi yahut getirilmesi yasal olarak mümkün değildir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.12.2021 Tarih 2020/4496 Esas, 2021/6716 Karar)
“…İtirazın iptali davaları bakımından usulüne uygun bir ilamsız takibin yapılması ve bu takipte davalı-borçlu tarafından itiraz edilmiş olması bir dava şartıdır…” (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07.07.2020 Tarih 2019/1853 Esas, 2020/1348 Karar)
“…İtirazın iptali davası, Kanunda “İtirazın Hükümden Düşürülmesi” ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamını amaçlayan bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İİK’nun 58. maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmesi ve borç bir belgeye dayanıyorsa bu belgenin takip talebine eklenmesi gerekir. Anılan Kanun’un 60. maddesine göre de ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Ödeme emrini alan borçlu borcun sebebine ve takibin dayandığı belgeye göre aleyhindeki ilamsız icra takibine itiraz edebilir. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım, itirazın iptali davasının konusunu oluşturur…” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 01/06/2020 Tarih, 2017/1273 Esas 2020/1442 Karar)
“…İİK’nın 58. maddesinde; takip talebinin icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılacağı ile senet, senet yoksa borcun sebebinin belirtilmesi gerektiği, alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdiinin mecburi olduğu hususu düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 61. maddesinde ise takibin belgeye dayanması halinde, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emrine bağlanacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; ödeme emrinde söz konusu mevzuata uygun şekilde borcun sebebinin belirtilmediği anlaşılmakla İİK md. 58 ve 61 hükümlerine göre usulüne uygun ödeme emri düzenlenmediğinden davanın usulden reddi gerekmekte olup davalı itirazında haklıdır. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 25.12.2017 Tarih, 2015/25167 Esas, 2017/9220 Karar)
Yukarıda yer verilen Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere itirazın iptali davası takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olup, takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İİK’nın 58. Maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmesi ve borç bir belgeye dayanıyorsa bu belgenin takip talebine eklenmesi gerekir. İtirazın iptali davalarında alacaklı takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Somut olayda Sakarya …. İcra Dairesinin 2023/… Esas sayılı takip dosyası ile davacı tarafından başlatılan takipte borcun sebebi kısmında “alacak 14.270,00EUR” açıklamasının yer aldığı, Sakarya …. İcra Dairesinin 05.05.2023 tarihli müzekkere cevabında takibin ilamsız olarak başlatıldığı ve takibe dayanak herhangi bir belgenin eklenmediğinin bildirildiği, Sakarya …. İcra Müdürlüğünün 2023/… Esas sayılı takip dosyasının UYAP sistemi üzerinden ilgili dosya olarak eklendiği ve icra dosyasının incelenmesinde takip dayanağı olarak herhangi bir belgenin gösterilmediği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde davacının davalı şirketten 14.270,00 Euro alacağının bulunduğu, ticari defter kayıtları ile bu durumun sabit olduğu, davalının borcunu ödemediği belirtilerek icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali talep edilmiştir.
İİK’nın 58. Maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmemesi halinde usulüne uygun bir takip talebi olmadığından, takibe itiraz halinde açılacak itirazın iptali davasının usulden reddedilmesi gerekir. Ayrıca İİK’nın 61. maddesinde takibin belgeye dayanması halinde belgenin bir örneğinin ödeme emrine eklenmesi gerekir. Davacının takip talebine hiçbir dayanak belge eklemediği, borcun sebebi “alacak 14.270,00EUR” açıklaması ile borcun neden kaynaklandığı hususunun açıkça belirtilmeyerek icra takibinin başlatıldığı, davalının cevap dilekçesi ile icra takibinde alacağın sebebinin belirtilmediğini, teslim ve irsaliye belgelerinin bulunmadığını, davacıya borçlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği, Sakarya …. İcra Dairesinin 05.05.2023 tarihli cevabi yazısından takibe dayanak herhangi bir belgenin gösterilmediği anlaşılmış, İİK md. 58 ve 61. maddesine göre takip talebinde borcun açıkça gösterilmemesi, takip dayanağı belgelerin takip talebine ve ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle usulüne uygun bir takip talebinin ve ödeme emrinin bulunmadığı, itirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli dava şartlarından birisi olan geçerli ve usulüne uygun başlatılmış bir icra takibinden somut olayda bahsedilemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.525,93-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Arabulucuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 3.120,00-TL ücretin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davacı tarafa ait ticari defterlerin mahkememizde işi bitmekle davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı