Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/233 E. 2023/382 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/233 Esas – 2023/382
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/233 Esas
KARAR NO : 2023/382

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI :….
….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2023
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ile davacı arasında abonelik sözleşmesi imzalandığını, elektrik fatura borcu bedeli olan 21.604,76-TL üzerinden Sakarya ….. İcra Müdürlüğünün …./…. nolu dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun itirazının üzerine takibin durduğunu, borçlunun itirazından haksız olduğunu, arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını, itirazın iptalini, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen ticari avans faiziyle ödemeye ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davalının sözleşmenin tarafı olmadığını, davalının …. …. garson olarak çalıştığını, hiç bir zaman yetkili bir personel olmadığını, atılan imzaların davalıya ait olmadığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, ayrınca görev ve yetki itirazları olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sakarya ….. İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyası sistem üzerinden celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava konusu abonelik sözleşmesi dava konusu döneme ait faturalar ile tüm bilgi ve belgeler celp edilmiş, Vergi Dairesinden , Ticaret Sicil Müdürlüğünden Ticaret Sanayi odası ve Esnaf Sanatkarlar Odasından davalının tacir olup olmadığını ilişkin bilgi ve belgeler dosya arasına alınmış, gelen cevap yazılarından davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda; Davalının gerçek kişi olduğu görülerek Gelir İdaresi Başkanlığının entegrasyon ekranından yapılan sorgulamada davalının “Diğer Lokanta ve Restoranların (İçkili ve İçkisiz) Faaliyetleri (Garson Servisi Sunanlar ile Self Servis Sunanlar Dahil, İmalatçıların ve …. …. Tesislerin Faaliyetleri ile Seyyar Olanlar Hariç)” açıklamasıyla vergi kaydının bulunduğu görülmüştür. Ancak dosyaya gelen davalı Maşallah (….) …. vergi kayıtlarına göre davalının 30.04.2014 tarihinde ticari faaliyetine son verdiği, davalı Maşallah (….) …. dava tarihi itibariyle ve davaya konu 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait fatura dönemlerine ilişkin gelir getirici bir vergi kaydının bulunmadığı, ayrıca SGK kayıtlarına göre de, davalının 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait fatura dönemlerinde garson, aşçı ve beden işçisi inşşaat meslekleri adı altında çalışmasının bulunduğu, davalının dava tarihi itibariyle ve davaya konu 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait fatura dönemlerinde tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda eldeki davanın elektrik abonelik sözleşmesi kapsamındaki fatura alacağının tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkin olduğu, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının tacir olmaması nedeniyle de davanın nisbi ticari dava da olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın resen ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı ve davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği hususunun İHTARINA,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek karar verildi.22/06/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı