Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/188 E. 2023/226 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/188 Esas – 2023/226
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2023/188 Esas
KARAR NO : 2023/226

BAŞKAN : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 03/04/2023
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalı şirket ile 26/11/2013 ve 28/11/2013 tarihlerinde 2 ayrı devre mülk satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, bu kapsamda Sakarya İli, Taraklı İlçesi, Yukarı …. Mevkii, ….-…. adanın …. parsellerinde inşa edilecek …. ….dedo B Blok 2. Kat 201, 1+1 taşınmazının 26 Nisan-10 Mayıs ve 7 Kasım-21 Kasım dönemlerinde müvekkiline kullandırılması ve bu şekilde tapuya kaydı tesis edilmesinin vaat edildiğini, sözleşmelerde teslim tarihi 30/06/2014 olarak belirlendiği ve sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca ek süre sonunda 30/12/2014 tarihinde teslim edileceğinin vaat edildiğini, ancak davalı şirketin devre mülkleri teslim etmediği gibi tapu kaydında da devre mülk hakkını tesis ettirmemiş ve bu nedenle müvekkilinin elde etmiş olduğunu haktan sözleşme tarihinden bugüne kadar yararlanamadığını, davacının sözleşme gereğince bütün edimini ifa ettiğini, borçlarını ödediğini ancak davalı şirketin edimini ifa etmediğini, taşınmazı teslim etmediği gibi tapu kay dı ile devre mülk hakkının tesisini de sağlamadığını ve böylece müvekkilinin sözleşmeden cayma hakkını kullanma olacağını doğduğunu, açıklanan nedenlerle edimin ifa edilmemesi ve aldatma sebebiyle davalı şirket ile davacı arasında 26/11/2013 ve 28/11/2013 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmelerinin yargı kararı ile geçersiz sayılması neticesinde davalı şirket nezdinde sebepsiz zenginleşmeye sebep olan alacağın denkleştirici adalet ilkesi ve munzam zarar hesaplaması yapılarak şimdilik 10.000 TL’sinin ilk dava tarihi olan 15/10/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava, devre mülk satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 73/1. maddesi; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda, davacı taraf davalı ile yapılan devre mülk satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmemesi nedeniyle tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Davalıya sigortalı aracın kullanım amacı hususidir. Dava, sözü edilen Yasa’nın yürürlüğünden sonra açılmıştır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, davacının UYAP entegrasyon ekranından alınan Gelir İdaresin Başkanlığı kayıtlarına göre gelir getirici bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, davalının satıcı davacının ise tüketici sıfatına haiz olduğu O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. Bu durumda mahkememizce, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirmiştir.
Görev dava şartlarından olup mahkemece resen her aşamada değerlendirilmelidir. HMK nun 138. Maddesi düzenlemesine göre görev dava şartının dosya üzerinden yapılan inceleme ile değerlendirilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın resen ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı ve davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği hususunun İHTARINA,
Dair; tarafların yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek karar verildi.05/04/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı