Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/171 E. 2023/549 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/171 Esas – 2023/549
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/171 Esas
KARAR NO : 2023/549

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2023
KARAR TARİHİ : 10/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıdan iphone 12 mini marka telefon satın aldığını, arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını, davacının telefon bedelini ödediğini ancak davalının telefon teslimini gerçekleştirmediği için davalı hakkında takip başlatıldığını, başlatılan takibe davalı tarafın haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi vermediğinden ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davacının davalıdan telefon satın alıp almadığı, almış ise bedelini ödeyip ödemediği ödemiş ise davalının teslim borcunu yerine getirip getirmediği dolayısıyla davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşıldı.
Hitit Vergi Dairesi 05/04/2021 tarihinden itibaren ” Bilgisayar Programa Faaliyetleri” ile uğraştığı ve gelir vergisi mükellefi olduğu; basit usulde vergilendirilmediği, son bildirdiği beyanname olan 2021 yılına ait gelir vergisi beyannamesinde vergi matrahının 21.1255,80-TL olduğu, bilanço usulüne göre defter tuttuğu ve tacir olarak nitelendirildiğinin anlaşıldığı, 2021 yılına ait gelir vergisi beyannamesi ve mükellefe ait sicil bilgisini sunmuştur.
Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü davalının ticaret sicili unvanının…de Bilişim Mühendislik, ticaret sicil numarasının …., ticaret sicili durumunun aktif , firma adresinin …., …: 6/2 …/Ankara olduğunu bildirmiştir.
Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği davalının sicil kaydına rastlamadıklarını bildirmiştir.
Ankara Sanayi Odası davalının oda kaydının bulunmadığını bildirmiştir.
Yeminli Mali Müşavir bilirkişi özetle; davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 10.000,00-TL alacaklı olduğu, davacı defterlerinde cep telefonu alınmasına karşılık gönderilen paranın geri gönderildiğine dair bir kayıt bulunmadığı, cep telefonunun teslim edildiği yönünde bir kayıt bulunmadığı, davacının dönem sonunda davalıdan avans hesabında bulunan tutar kadar alacağının devam ettiği şeklinde rapor düzenlemiştir.
Mahkememizin 10/10/2023 tarihli duruşmasında davacı tanığı …” Davacı şirket sahibi …. adlı kişinin sekreteri olurum, dava konusu telefonu şirket adına satın almıştık, parayı ödememize rağmen telefon bize teslim edilmedi, dedi. Tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
Davacı tarafından davalı aleyhine davaya konu faturalardan kaynaklı alacak istemi ile Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası ile10.000,00 TL asıl alacak ve 1.156,44 TL işlemiş faizi üzerinden ilamsız takip başlattığı, takip sebebinin “TESLİM EDİLMEYEN I PHONE 12 MINI 256 MAVİ TELEFON BEDELİ İÇİN ÖDENEN 10.000 TL NİN İADESİ 10.000,00 TL” şeklinde olduğu, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilmeden 17.12.2021 tarihinde davalı tarafça mını takibe itiraz edildiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, takibin 17.12.2021 tarihinde durduğu, eldeki bu davanın 24.03.2023 tarihinde süresinde açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile araların dekontu sunulan ödemeden kaynaklı alacağa dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiştir. İhtaratlı süre içerisinde davacının ticari defterlerini ibraz ettiği, davalı tarafın ticari defterleri ibraz etmediği görülmüştür. Davacının ticari defterlerini inceleyen 10.07.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 10.000,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında alınan 10.07.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının ticari defterinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davalının TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının dekont içeriklerini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre davacının ticari defter kayıtları nedeniyle; taraflar arasında takibe konu dekont nedeniyle davacının davalıdan 10.000,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturaya ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmıştır. Dava asıl alacak miktarı olan 10.000,00 TL üzerinden açıldığı ve harçlandırıldığı, takibe başlamadan önce de davalının ihtar ile temerrüte düşürüldüğüne dair delil ileri sürülmemesi nedeniyle takibe yönelik itirazın sadece asıl alacak miktarı yönünden iptaline karar vermek gerekmiştir. Davalının likit olan asıl alacak bedeli yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan asıl alacak miktarı yönünden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 10.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Koşulları oluşmakla hüküm altına alınan miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 2.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihindeki yargı harçları tarifesine göre alınması gereken 683,10-TL karar harcının peşin alınan 179,90-TL harçtan mahsubu ile kalan 503,20-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 179,90-TL başvuru harcı, 179,90-TL peşin harç ve 25,60-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 385,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.089,75-TL yargılama giderinin; kabul oranına göre 1.873,04-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 3.120,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Karar tebliğ giderleri karşılandıktan sonra kalan gider avansının karar kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı taraf yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır