Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/137 E. 2023/555 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/137 Esas – 2023/555
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/137 Esas
KARAR NO : 2023/555

HAKİM : ….
KATİP ….

DAVACI : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2023
İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/02/2023 Tarih ve 2022/324-Esas 2022/533 Karar sayılı yetkisizlik kararı Mahkememize gelmiş olmakla, Mahkememizde 20223/137 Esas sırasına kaydı yapılmakla davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili faturadan kaynaklı alacağı nedeniyle davalı şirkete İstanbul 8.İcra Müdürlüğünün 2021/…. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından İstanbul 8.İcra Müdürlüğünün 2021/…. esas sayılı dosyasına borca ve ferilerine itirazda bulunduğunu, davalı tarafından yapılan itiraz sonucu icra takibinin durdurulduğunu, İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/…. Başvuru ve 2022/…. Arabuluculuk numaralı dava şartı arabuluculuk başvurusunda yapılan müzakereler neticesinde taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını beyan ederek; davalı şirketin İstanbul 8.İcra Müdürlüğünün 2021/…. E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, tüm alacak yönünden takibin kaldığı yerden devamına ve %20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/…. E. Sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emri ile birlikte müvekkiline yalnızca “….” numaralı bir fatura tebliğ edildiğini, ödeme emrinde yer alan vade tarihi ve miktar ile fatura da uyuşmadığını, davacı tarafça takip öncesi için 6.453,99TL tutarında işlemiş faiz ve sonrası için yüzde 16,75 oranında faiz isteminde de bulunulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; takip öncesi işlemiş faiz yönünden müvekkiline usulüne uygun bir ihtarname gönderilmeden ve müvekkili usulünce temerrüde düşürülmeden işlemiş faiz isteminde bulunulması hukuka aykırı olduğunu, hangi oran üzerinden ve hangi tarihler arasında işlemiş faiz uygulandığının belirtilmemesi de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın ikame edildiği tarihte müvekkili şirketin faaliyet adresinin Serdivan/SAKARYA olduğunu, davanın yetkisiz mahkemelerde açıldığını, yetkili mahkemelerin Sakarya Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu savunarak, dava hakkında yetkisizlik kararı verilmesini talep etmişir.
İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2021/…. esas sayılı icra takip dosyası Uyap’tan eklenerek incelenmiştir.
Davacı vekili arabuluculuk son oturum tutanağı dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğünde davacı ve davalıya a ait BA (Beyyaname Alış) ve BS (Beyyanname Satış) formlarının mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;stanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2021/…. Esas sayılı icra dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra takibi kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Mahkememizce Yeminli Mali Müşavir …. …. ‘a bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi mahkememize biraz etmiş olduğu 03/07/2023 tarihli raporlarında “…. Davacı …. Bilişim Teknolojileri San.ve Tic.A.Ş.nin yasal defterlerinin incelenmesi sonucunda, davalı, …. YAPI VE YATIRIM A.Ş.ne yapmış olduğu yazılım hizmetleri karşılığı olarak, düzenlenen faturalardan bedelini tahsil edemediği, faturaların toplam tutarının Katma Değer Vergisi dahil tutarı, 22.381,00 TL. olup, bu faturaların, temerrüd faizi ise 8.223,35 TL. Olduğu, Davacı firmanın toplam alacağı, temerrüd faizi, dahil (22.381,00+8.223,35=) 30.604,35 TL. olduğu, bu tutara kanuni faizin dahil olmadığı,… ” yönünde raporlarını Mahkememize ibraz etmişlerdir.
Mahkememizce Yeminli Mali Müşavir …. …. ‘ya bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi mahkememize biraz etmiş olduğu 19/07/2023 tarihli raporlarında “…. Davalının 2019. 2020 Yılları Ticari defterlerin H.M.K. 222. maddesinde belirtilen ticari defterlerin İbrazı ve Delil olma şartlarını taşıdığı, Davalının Davacı …. Bilişim Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketinden satın almış olduğu hizmet bedellerine dair faturaların, Davalı …. Yapı Ve Yatırım Anonim Şirketine ulaştığı 13 adet faturaya tekabül eden 71.027.57TL tutarları 2019, 2020 yıllarında Ticari defterlerine kayıt etmiş olduğu, Davalının bahse konu olan faturalar karşılığında davacıya 1.648,40TL hizmet indirimi aldığı, Davalının 2019,2020 yılarında davacıya 46.998,15 TL ödeme yapmış olduğu, Davalı …. Yapı Ve Yatırım Anonim Şirketi’nin 2019, 2020 yılları Ticari defter kayıtlarının tetkiki neticesinde yevmiye kayıtlarında ve cari hesap ekstrelerine göre 22.380,86.TL Davacı …. Bilişim Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne borçlu gözüktüğü, Sonuç olarak dava konusu firmalar arasında Ticari münasebetin olduğu, Davacı …. Bilişim Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin Davalı …. Yapı Ve Yatırım Anonim Şirketinden (71.027,57- 1.648,40446998,15) — 22.380,96. TL alacak bakiyesine takibin başlatıldığı 15.12.2021 tarihine kadar tarafımca hesaplamış olan faiz tutarının 6.453,99 TL olduğu toplamda 28.834,95 TL alacağının olduğu…” yönünde raporunu Mahkememize ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; İcra takibine itiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı taraf isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa; davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 4 adet fatura ile ilgili olarak Sakarya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2021/…. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin tanzim tarihinin 15.12.2021 olduğu, ödeme emrinin 21.12.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 21.12.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 24.05.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki 4 adet faturaya dayanarak eldeki takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 19.07.2023 tarihli bilirkişi raporu ve 03.07.2023 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında faturaya dayalı bir ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu, her iki tarafın ticari defterlerine göre davaya konu edilen faturanın her iki tarafın defterlerine de işlendiği, davalının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 22.380,86-TL alacaklı olduğunun, davacının ticari defterlerinde davacının davalıdan 22.381,00-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde 71.027,57-TL tutarlı icra takibine de konu yapılan faturaların yer aldığı 13 adet faturanın davalının 2019 ve 2020 yılına ait ticari defterlerine kaydının yapıldığı, davalının faturalar karşılığında 1.648,40-TL hizmet indirimi aldığı, davalının 2019 ve 2020 yıllarında davacıya 46.998,15-TL ödeme yapmış olduğu sonuç olarak( 71.027,57 TL – 46.998,15 TL – 1.648,40 TL) =22.381,02 TL davalının ticari defterlerinde davacıya borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Dosya kapsamında alınan raporlara göre, her iki tarafın ticari defterlerinin birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması, davacının dayandığı faturanın davalının ticari defterlerine işlenmesi ve BA formuyla da beyan edilmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle davacının icra takibine dayanak yapılan 4 adet faturadan dolayı taleple bağlılık kuralı gereği davalıdan 22.380,96-TL takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kanaatine varılmış, faturalar üzerinde vade tarihlerinin de yer aldığı, davacının faturalarda yer alan vade tarihlerinden icra takibinin başlatıldığı 15.12.2021 tarihine kadar takip öncesi işlemiş faiz talep edebileceği, bilirkişi raporlarıyla takip talebinde talep edilen faiz tutarının yerinde olduğu tespit edilmiş, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğu ve itirazın iptali gerekmiş olup, davalının takip dosyasına haksız olarak itiraz ettiği de nazara alınarak 2004 sayılı yasanın 67. maddesi gereği davacı alacaklı lehine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının İstanbul 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/…. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davalı itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 22.380,96-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.969,72-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 348,26-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.621,46-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 348,26-TL Peşin/nisbi Harcı, 3.360,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.788,96TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Ara buluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
7-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek karar verildi. 12/10/2023

Katip ….
e-imza

Hakim ….
e-imza