Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/981 E. 2023/258 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/981 Esas – 2023/258
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/981 Esas
KARAR NO : 2023/258

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI …
VEKİLİ : ..
DAVALI :…

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın davaya konu edilen çekleri davalı ile yapılan sözleşme gereği avans olarak davalıya teslim ettiklerini, teslim anında ortaklardan birisinin çeki imzaladığını, diğer ortağın mal tesliminden sonra çeki imzalayacağı hususunda anlaşıldığını ancak davalı tarafın edimini ifa etmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığını ayrıca davalının mallar teslim edilmediği halde teslim edilmiş gibi fatura düzenlediğini, düzenlenen faturaya süresi içerisinde davacı tarafça itiraz edildiğini, anılan nedenlerle çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı süresinde cevap dilekçesi vermediği, dolayısıyla ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememizin 05/12/2022 tarihli tensip tutanağında davacı vekilinin çeklerle ilgili açılacak takiplerin durdurulması talebinin %15’i oranında teminat karşılığı kabulüne, ödemeden men talebinin reddine karar verilmiş bu hususta 05/12/2022 tarihli gerekçeli ara karar oluşturulmuştur.
Mahkememizin …/… Esas sayılı dosyasının bir sureti dosya arasına alınmıştır.
Pamukova İcra Dairesinin… ve …. İcra dosyası, Pamukova İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyalarının bir suretleri celp edilmiştir.
Ziraat Bankası Pamukova/Sakarya Şubesi … ve… nolu çeklerin başka banka takastan sorulduğu, … İnşaat yetkilisinin bankalarına vermiş olduğu, dilekçeye istinaden ödeme yapılmadığı, Pamukova Cumhuriyet Başsavcılığına kayıp bildiriminde bulunulduğunu bildirmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi …özetle; davacının… ve … numaralı çeklerin 159. Verilen siparişin avansalrı hesabının borcuna kaydederek avans çeki şeklinde defterlerine kaydettiği, çeklere ilişkin kısmi ya da tam ödeme yapılmadığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, kayıtların birbirini doğrular şekilde tutulduğu, defter tasdiklerinin süresinde yapıldığı şeklinde rapor düzenlemiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1- Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).
2- Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
3- Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
4- Kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde -şart olmamakla birlikte- genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Böyle bir borçlandırıcı işlem yoksa senedin hatır için verildiği varsayılır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur.
5- Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgililerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin; kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmî ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur. (Hukuk Genel Kurulu2021/(19)11-659 esas 2022/82 karar)
6-6102 sayılı TTK’nın 792.maddesine göre; Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Anılan düzenlemeden anlaşılacağı üzere, istirdat taleplerinin çeki elinde bulunduran son hamile karşı yöneltilmesi gerekmektedir.
Somut olayda;
7-Davacı taraf davaya konu edilen keşidecisi müvekkil şirket, lehtarı davalı taraf olan Ziraat Bankası Pamukova şubesine ait ;
-30/10/2022 keşide tarihli, 75.000 TL bedelli, … çek numaralı
-20/11/2022 keşide tarihli, 75.000 TL bedelli, … çek numaralı çeklerdeki imzaların tek temsilci tarafından atıldığını, davacı şirketin çift imza ile temsil edildiğini, davalının anlaşma gereği teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğinde ikinci imzanın atılmadığını, çeklerin avans çeki olduğunu beyan etmesi karşısında, mahkememizce öncelikle davaya konu çeklerdeki imzalar incelenerek, keşide tarihi itibariyle davacı şirketin müştereken temsil edilip edilmediği üzerinde durulmuştur.
8-Dosyaya gelen 06.12.2022 tarihli Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabına ve Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre, davacı şirketin 10.11.2021 tarihinden itibaren müştereken temsil edileceğinin kararlaştırıldığı, imza itirazının herkese karşı ileri sürülebileceği, davacı şirketin çift imza ile temsil edildiğinin imza ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarından anlaşıldığı, çekteki davacı şirket imzasının tek imza ile yapılmış olması nedeniyle davacı şirketi bağlamayacağı, (Benzer yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/20221 esas 2018/1757 karar sayılı ilamı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/3649 esas 2016/6193 karar sayılı ilamları) ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/05/2000 tarihli ve 2000/3708 esas, 2000/4376 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; imza eksikliğine rağmen çeklerin ticari defterlere kaydedilip, kısmen veya tamamen ödenmesi ve bu şekilde benimsenmesi halinde menfi tespit talebinin dinlenmeyeceği anlaşıldığından, davacının ticari defterleri incelenmiş, dosyaya gelen 21.02.2023 tarihli rapor ve 15.12.2022 tarihli muhattap banka yazısına göre çeklerin ticari defterlere kaydedildiği ancak ödeme yapılmadığı bildirildiğinden anılan çeklerin benimsenmediği, dolayısıyla davacının davaya konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır.
9-Davacı taraf menfi tespit talebiyle birlikte çeklerin istirdadını da talep etmiş ise de; dosyaya gelen Pamukova İcra Müdürlüğünün…. esas ve… esas sayılı takiplerinde bulunan dava konusu çekler incelendiğinde, çeklerin davalı tarafından dava dışı …’a ciro edilerek verildiği, … tarafından takibe konuldukları anlaşılmıştır. Yukarıda 6 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere 6102 sayılı yasanın 792.maddesi düzenlemesine göre istirdat talebinin son hamile karşı yöneltilmesinin gerektiği, davalının çekleri ciro ederek elden çıkardığı, bu nedenle son hamil olmadığı anlaşılarak, istirdat talebi yönünden davalıdan talepte bulunulamayacağı anlaşılarak bu talep yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının menfi tespit talebinin kabulü ile, keşidecisi … A.Ş. Lehtarı…olan… A.Ş. Pamukova Şubesine ait ;
-30/10/2022 keşide tarihli, 75.000,00-TL bedelli,… çek numaralı,
-20/11/2022 keşide tarihli, 75.000,00-TL bedelli,… çek numaralı çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Çeklerin iadesi yönündeki talebin reddine,
3-Alınması gerekli 10.243,50-TL ilam harcından peşin olarak alınan 2.561,63-TL harç düşüldükten sonra bakiye 7.684,87-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 2.561,63-TL peşin harç ve 37,10-TL toplam vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 2.276,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ne göre 23.500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin e-duruşma vasıtasıyla yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/05/2023
Katip …
e-imzalıdır

Hakim…
e-imzalıdır