Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/977 E. 2023/207 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/977 Esas – 2023/207
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2022/977 Esas
KARAR NO : 2023/207

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : …

DAVALILAR : 1-…
2- …
3- …
VEKİLİ :…
DAVA : Ticari Şirket (Şirket hisse devrinin iptali)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Hisse Devrinin İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın iddiaları: Davacı taraf murisi …’in… Tic. Ltd. Şti’ nin %98 oranında hissedarı iken vefatı ile hisselerin 1/4 payının miras yoluyla kendisine intikal ettiğini, diğer %2 hissenin eşit olarak davalılara ait olduğunu, 02.08.2019 tarihli ve 2019/1 nolu Genel Kurul Kararında veraset yoluyla intikal eden şirket hisselerinden feragat ederek paylarını davalı …e devretmiş göründüğünü, ancak bu genel kurulun yasal şartları taşımadığından yok hükmünde olduğunu, davacının anılan genel kurul kararını davalıların şirketle ilgili işler için atılması gereken bir imza olduğunu söyleyerek aldatmaları ile evde imzaladığını, usulünce genel kurula davet ve genel kurul toplantısı yapılmadığını, davacının miras payı olan hisseleri için ticaret sicilinde davacı adına tescil edilmediğinden davacının şirket ortağı olarak genel kurula katılmasının ve hisseler üzerindeki hakkından davalı lehine vazgeçmeye ilişkin genel kurul kararı alınmasının da mümkün olmadığını, şirket hisselerinden davalı lehine vazgeçme iradesinin bulunmadığını, miras yoluyla intikal eden şirket hisselerinin usulünce tescil edilmediğini, şirket hisselerindeki miras payının devri hususunda noterden yapılmış bir devir ya da bizzat ticaret sicilinde verilmiş bir muvafakat bulunmadığını, kendisi tarafından da TTK 595 maddesine uygun resmi şekilde davalıya hisse devri de gerçekleştirilmediğinden yapılan işlemin yasaya aykırı batıl ve geçersiz olduğunu, butlanın ileri sürülmesinin zaman aşımına ve hak düşürücü süreye bağlı olmadığını, genel kurul kararına dayanılarak ticaret sicil gazetesinde yapılan ilanın da yasaya aykırı olduğunu zira muris hayatta imiş gibi devir yapıldığının ilan edildiğini belirterek … Ltd.Şti’nin 2019/1 Karar sayılı 02.08.2019 tarihli genel kurul kararının butlanına /butlanının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı taraf; Davalılar vekili; genel kurul kararının yasaya ve usule uygun olduğunu, davanın yasal üç aylık süresi içinde açılmadığını, mirasçının hissesini diğer mirasçıya devretmesinin noterde resmi şekilde yapılması şartının bulunmadığını, davacının serbest iradesiyle şirket hissesinden feragat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık: Davacının muristen intikal eden şirket hisselerini dava konusu yapılan genel kurul kararı kapsamında diğer mirasçıya ivasız olarak devretmesi ve bu hisseler üzerindeki miras payında davalı lehine vazgeçmesi işleminin geçerli olup olmadığı, davacının iradesinin sakatlanıp sakatlanmadığı, mirasçılar arasındaki hisse devrini konu edinen genel kurul kararının batıl olup olmadığı ve iptalinin gerekip gerekmediği hususlarındadır.
Ticaret Sicil Müdürlüğünden ….Ltd.Şti’nin pay devrine ilişkin kayıtlar getirtilmiştir. Dava konusu yapılan genel kurul kararı, miras payı devir sözleşmesi, mirasçılık belgesi, ticaret sicil kayıtları incelenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 33. maddesinde yer alan “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” ilkesi uyarınca maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak hâkime ait bir görevdir. Hukuksal nitelendirmenin yapılabilmesi için bir yandan dava dilekçesinde öne sürülen maddi olgular tespit edilmeli, bir yandan da davacının talebi ve davayı açmaktaki amacı doğru bir şekilde değerlendirilmelidir
6102 sayılı TTK’nın 596/1. Maddesine göre limited şirket esas sermaye payının, miras yoluyla geçmesi hâlinde tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye yani mirasçıya geçer. Buradaki intikal miras sebebiyle külli intikal hali olup yasanın 595 maddesinde düzenlenen şekil şartı aranmamaktadır. Miras yoluyla intikal eden şirket paylarının ticaret sicilde tescili için de bir genel kurul kararı alınması gerekmemekte TTK nun 598 maddesinde düzenlendiği gibi şirket müdürünün müracaatı yeterli olmaktadır. Yapılacak tescil de açıklayıcı niteliktedir.
Murisin vefatı ile terekeye dahil olan mal ve haklar üzerinde mirasçıların paylaşmaya kadar terekeye dahil belirli bir mal ve hak üzerindeki miras paylarını diğer mirasçılara devretmesi mümkündür. Dolayısıyla mirasçıların külli halefiyet yoluyla edindikleri şirket hisseleri üzerindeki miras paylarını diğer bir mirasçıya devretmeleri mümkündür. Devir terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde yapılabilir. (TMK 677/1) Bu kapsamda terekeye dahil şirket hissesindeki miras payı da devredilebilecektir.
Miras payının devri sözleşmesinin hangi şekil şartına bağlandığının tespiti için, devrin diğer bir mirasçıya ya da üçüncü kişiye yapılmasına göre ayrım yapmak gerekir. Buna göre, miras payı diğer bir mirasçıya devrediliyorsa, devir sözleşmesi yazılı şekilde yapılmalıdır (TMK. m. 677/f. I). Yazılı şekil şartı, adi yazılı şekil olup, geçerlilik şartıdır. Sözleşmeyi tarafların imzalaması yeterlidir. Devir ivazsız ise sadece payını devredenin imzalaması da yeterli olacaktır. Şunu da belirtmek gerekir ki, devredilenler arasında limited şirket hissesi bulunsa dahi, devir sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılmış olması yeterlidir. TMK. m. 677/f. I, özel bir şekil şartı getirmiş olduğundan, bu durumda TTK nun 595 maddesindeki şekil şartı ve genel kurul onayı aranmaz.
Somut olayda ; … Ltd. Şti’ nin %1 oranında hissesinin davalı …’a %1 oranındaki hissesinin davalı …’a ve kalan %98 oranında hisseninde muris …’e ait iken …in 30/01/2019 tarihinde vefat ettiği, … geriye mirasçı olarak eşi …ile çocukları davacı .. ve davalılar … ile … kaldığı, her bir mirasçının terekede ve dolayısıyla şirketin %98 hissesinde 1/4 oranında mirasçı olarak pay sahibi olduğu, yukarıda belirtildiği üzere %98 oranındaki bu şirket hisselerinin herhangi bir şekil şartına yada genel kurul onayına gerek kalmaksızın mirasçılara intikal etmiş olduğu, mirasçıların ölüm tarihinden itibaren bu şirket üzerindeki miras paylarında tasarruf imkanının bulunduğu, bu kapsamda mirasçının şirket hissesindeki payını TMK nun 677/1 maddesi gereğince diğer mirasçılara ivazlı yada ivazsız devretmesinin mümkün olduğu, bunun da TTK nun 595 maddesinde düzenlenen şekil şartına bağlı olmayıp adi yazılı şekilde yapılabileceği, taraflar arasında şirket genel kurul kararı olarak düzenlenen 02/08/2019 tarihli yazılı belgenin miras payının diğer mirasçıya devri niteliğinde olup geçerlilik taşıdığı, bu tarih itibariyle murisin mirası paylaşılmamış olduğundan terekeye dahil şirket hissesi üzerindeki miras payının bu suretle mirasçılar arasında adi yazılı şekilde devrinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yapılan miras payı devri işlemi limited şirket genel kurul kararı şeklinde yapılmış ise de şirket genel kurul toplantısının yapılmasını lüzumlu kılan ve amaca göre bu toplantıda alınması gereken bir karar bulunmadığından ve ayrıca miras payının ivazsız devri konulu bu metin tüm taraflarca imzalandığından TMK nun 677/1 maddesi anlamında bir miras payı devir sözleşmesi niteliğindedir. Dolayısıyla çağrı olmadan usule aykırı genel kurul toplantısı yapıldığı gerekçesiyle bu sözleşmenin geçersiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Kaldı ki şirketin tüm ortaklarının genel kurul kararı başlıklı bu belgede imzasının bulunduğu dolayısıyla çağrısız genel kurul şartlarının da oluştuğu açıktır.
Davacı iradesinin sakata uğradığını ve şirket hisselerindeki miras payını devrettiğini bilmediğini savunmuş ise de bunu ispata yarar bir delil sunmamış, tanık deliline de dayanmamıştır. Bu sebeple irade sakatlığı vakıası ispatlanamamıştır.
Davacı… şirket hisselerindeki miras payını davalı ….’a ivazsız olarak devretmesine karşılık diğer mirasçı ortak…. aleyhinde de dava açmıştır. Davalı … annesinin şirketteki miras payını devraldığı görülmektedir. Dolayısıyla davalı … açısından eldeki davada taraf sıfatı da bulunmamaktadır.
Ticaret sicil gazetesinde yapılan ilan metninde muris hayatta iken davalılara hissesini devir yapmış gibi ifadeler kullanılmıştır. Davamızın konusu ticaret sicil tarafından yapılan ilanın iptali değildir. İlan açıklayıcı nitelikte olduğundan sonuca da etkili değildir. Ticaret sicil müdürlüğünün işlemi olan ilana yönelik itiraz ve başvuru hakkı da sadece şirket yetkililerine aittir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 99,20-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
6-Gerekçeli kararın HMK nun 321/2 maddesi gereğince talep aranmaksızın taraflara tebliğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçeyle İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/03/2023

Başkan…
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı