Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/925 E. 2023/186 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/925 Esas – 2023/186
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/925 Esas
KARAR NO : 2023/186

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Sakarya …. İcra Müdürlüğü aracılığıyla başlatılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun …/… Esas sayılı icra takibinin öncelikle dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız yahut mahkeme tarafından mağduriyete yol açmayacak uygun görülecek bir teminat karşılığında tedbir yoluyla durdurulmasını, davanın kabulüne karar verilerek borçlu olmadıklarının tespit edilmesi taleplerinin kabulü ile davalı ile arasında mevcut ve geçerli bir hukuki ilişki bulunmadığının, borçlu bulunmadığının tespitini ve takibin iptalini, Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı haksız icra takibinin durdurulmasını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, bu dava sebebiyle uğramış oldukları zararların yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyetli davalıdan alınarak tarafına verilmesini, vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 25/11/2022 Tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddi ile %20’den az olmamak kaydıyla inkar tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ise davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkememizce … Müdürlüğüne,…, …Odasına davacının tacir veya esnaf kaydı olup olmadığının, ticari işletmesinin bulunup bulunmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmıştır.
Mahkememizce Sakarya Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi’ne davacının dava tarihi olan 07/11/2022 Tarihi itibariyle; Gelir vergisinden muaf olup olmadığı, Basit Usulde Götürü Usulde vergilendirilip vergilendirilmediği, Son bildirdiği vergi matrahının ne olduğu, İşletme usulünde defter tutup tutmadığı, tutuyorsa yürütülen faaliyetinin VUK’nun 177/l. Maddesinin 1 ve 3. Bendindeki limitlerinin yarısını veya 2. Bentteki limitin tamamını aşıp aşmadığının davacı tarafın tacir olarak nitelendirilip nitelendirilmediği hususlarının önemle araştırılarak, buna ilişkin oluşturulacak tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş bu hususta gerekçeli ara karar oluşturulmuş ve ara kararın taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
2-Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
3- Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla ya da bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da iddiası paralelinde ispat yükünü de üstlenecektir. Buna senedin ta’lili denmektedir. Bu anlamda ta’lil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir.
4- Nihayet, “malen” ibaresi bulunan bir bonoda malın teslim alındığı, borçlu tarafından ikrar edilmiştir. Alacaklının teslim ettiğini kanıtlamak yükümlülüğü yoktur. Yazılı ikrarın aksini diğer bir deyişle, malın teslim edilmediğini borçlu kanıtlamak yükümlülüğündedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/(19)11-122 esas 2022/400 karar)( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2015 tarihli ve 2013/19-1622 E., 2015/1238 K. sayılı kararı)
5-Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir (YİBK’nın 12.4.1933 gün ve 1933/30-6 sayılı ilamı).
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirilirse;
6- Davacı, Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasına konu edilen 10.01.2022 düzenleme tarihli 15.05.2022 ödeme tarihli 34.114,00 TL bedelli davalının lehtar, davacının keşideci olduğu bono ile ilgili olarak menfi tespit talebiyle eldeki davayı açmıştır.
7- Yukarıda 3,4 ve 5 numaralı paragraflarda detaylandırıldığı üzere; üzere bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Davaya konu edilen bonoda “malen” kaydı bulunmakta olup, yazılı ikrar olan bu beyanın aksini, yani talil nedenini değiştiren davacının iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Dosyaya sunulan deliller göz önüne alındığında davacı iddiasını yazılı bir şekilde ispat edememiş olup, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
8-Her ne kadar davacı tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de, davanın kambiyo senedinden kaynaklandığı, alacak miktarının tanıkla ispat sınırının üzerinde olduğu anlaşılarak, tanık dinletme talebinin HMK’nın 200 ve 201.maddeleri gereği reddine karar vermek gerekmiştir.
9-Davacının delilleri arasında davalının ticari defter kayıtları yer almış olsa da,Takip konusu bononun davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmaması veya defterlere göre davalının davacıdan alacaklı olduğu anlaşılmasa dahi kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereği davalının ticari defterinin incelenmesine gerek duyulmamıştır. (Benzer yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/997 – 2019/5542 kararı)
10-Davacının deliller arasında yemin delilinin de bulunduğu, 21.03.2023 tarihli duruşmada yemin teklif edip etmeyeceği sorulmuş, davacı asil davalıya yemin teklif etmeyeceğini beyan etmiştir.
11-Her ne kadar davalı taraf %20 oranında tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacı hakkında başlatılan takibin durdurulmadığı, takibin devam ettiği anlaşılarak şartları oluşmayan talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 443,91-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
21/03/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı