Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/904 E. 2023/337 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/904 Esas – 2023/337
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/904 Esas
KARAR NO : 2023/337

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ :…

DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2023

Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/09/2022 Tarih ve …/…-… Eve K sayılı görevsizlik kararı Mahkememizin …/… Esas sırasına kaydı ile Mahkememizde yapılan bitirilen açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin makina imalat, onarım ve bakım işleri ile iştiğal etmekte olduğunu, davalıdan, 19/02/2022 tarihli … belge numaralı 29.954,30 TL bedelli faturadan kaynaklı bakiye alacağı bulunduğunu, Şirketin fatura konusu mal ve hizmetleri davalıya sağlayıp bunu fatura ettiği halde hak etmiş olduğu fatura konusu bedelin bir kısmını alamadığını, müvekkil şirketin tüm taleplerine rağmen davalının bu bedeli ödemediğini ve ödememekte ısrar ettiğini, arabuluculuk sürecinin de olumsuz sonuçlandığını bildirmekle müvekkil şirketin davalıdan alacaklı olduğunun tespitine ve bu alacağın doğduğu tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücreti ve arabulucuda temsil vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul Anadolu … İcra …/… sayılı takibe faturaya konu hizmet ayıplı ifa edildiğinden tamir edildiği iddia edilen makine tamir edilemediğinden itiraz edildiğini, süresinde iade faturası kesilerek takibe itiraz edildiğini, Makine tamir edilemediği halde fatura bedelinin yarısı için iade faturası kesildiğini, hizmet faturasına itiraz edildiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu…. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasından UYAP üzerinden incelenmiş, tarafların vergi kayıtları Bs Ba formları celp edilmiştir.
Mahkememizin 10/01/2023 tarihli duruşma ara kararı gereği; tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişilerden rapor aldırılmıştır.
15/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacının dava konusu faturaları düzenlediği 2022 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, davaya konu edilen faturaların davacının kayıtlarında bulunduğunu, davalının iddia ettiği iade faturasının davacının kayıtlarında bulunmadığını, faturalara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı kayıtlarına göre davacının ticari ve cari hesap kayıtlarına göre 24/05/2022 takip tarihi itibari ile davalıdan 14.954,30 TL asıl 587,21 TL hesaplanan fazi ile birlikte 15.541,51 TL toplam alacaklı bulunduğunu rapor etmiştir.
31/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davalının kendi ticari defterlerinde davacıya 3.000,00Tl borcunun olduğunu rapor etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir. Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
2-TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
3-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
4-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
5-Davacı taraf, davaya konu edilen 19/02/2022 tarihli … numaralı 29.954,30 TL bedelli faturaya bedelinin kısmen ödendiği, bakiye bedel olan 14.954,30 TL’sinin ödenmediğinden bahisle eldeki davayı açmıştır.
6-Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı/sağlayıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı/sağlayıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 31.01.2023 tarihli bilirkişi raporu ve 15.03.2023 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında davaya konu faturaya dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu, her iki tarafın ticari defterlerine göre davaya konu faturanın her iki tarafın defterlerine de işlendiği bildirilmiştir.
7-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Dosya kapsamında alınan raporlara göre, tarafların ticari defterlerinde 2 kayıt yönünden çelişki olduğu görülmüştür. Kalan kayıtların birbirlerini doğruladıkları anlaşılmıştır. Çelişkili kayıtlardan ilki, davalı tarafından 18.01.2022 tarihinde 5.000,00 TL tutarında yapılan ödemenin davcı kayıtlarında yer aldığı, davalı kayıtlarında yer almadığı, yine davalı tarafın kayıtlarında yer alan iade faturasının davacının defterlerinde yer almadığı anlaşılmıştır. Mahkememizce hangi kayıtlara itibar edileceği üzerinde durulmuş, davalı kayıtlarında yer almayan ödemenin davacı kayıtlarında olması ve anılan bedelin davacı tarafından, borca ilişkin yapıldığının kabul edilmesi (dava açılırken bu bedel düşülerek açılmıştır.), yine yukarıda 1 numaralı paragraftaki YİBGK kararında detaylandırıldığı üzere fatura; Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir. Davalı tarafından düzenlenen iade faturasının bu kapsamda bir satış veya hizmet verilmesi karşılığında düzenlenmediği, dolayısıyla fatura mahiyetinde olmadığı, anılan iade faturasının davacıya tebliğ edilmediği ve davacının kayıtlarında olmadığı, yine anılan iade faturasının davacıya tebliğinin de ispat edilememesi de nazara alındığında davalı defter kayıtlarına bu nedenlerle itibar edilemeyeceği anlaşılarak, davacının defter kayıtlarına itibar edilmiş, buna göre taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, davaya konu faturanın davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği davacının faturagereği davalıdan 14.954,30 T alacaklı olduğu kanaatine varılmış ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
9- 6098 sayılı yasanın 117.maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği, davalının davadan önce anılan faturaya ilişkin başlatılan takip olan İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı dosyasının açılmasıyla temerrüt oluştuğundan, takip tarihi olan 20.05.2022 tarihinden itibaren temerrüt oluştuğu anlaşılarak, faize bu tarihten itibaren hükmetmek gerekmiştir.
10-Davalı tarafa dava dilekçesinin görevsizlik öncesi 25.09.2022 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesi verme süresinin 6100 sayılı yasanın 127.maddesi gereği, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta olduğu, buna göre cevap dilekçesi verme süresinin 10.10.2022 tarihinde sona erdiği, davalı vekilinin ise 14.11.2022 tarihinde cevap dilekçesi verme süresi geçtikten sonra davaya cevap verdiği, dolayısıyla cevabın süresinde olmadığı, 6100 sayılı yasanın 128.maddesi gereği davacı tarafından ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiş sayıldığı anlaşılarak, savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olan ayıp iddiası yönünde bir araştırma yapılmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KABULÜ ile; 14.954,30-TL’nin 20/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 1.021,53-TL ilam harcından peşin olarak alınan 255,39-TL harç düşüldükten sonra bakiye 766,14-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 255,39-TL peşin harç ve 11,50-TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.586-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL ücretin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ne göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-HMK 321/2. Maddesi gereğince gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğine,
9-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı