Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/893 E. 2023/468 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/893 Esas – 2023/468
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/893 Esas
KARAR NO : 2023/468

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2022
KARAR TARİHİ : 07/09/2023
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı tarafından Sakarya …. İcra Müdürlüğünün 2022/… E. numaralı dosyası kapsamında tebliğ edilen icra ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine Sakarya İcra Müdürlüğünce 22.08.2022 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız ve yersiz olduğunu, davacının hurda işiyle uğraştığını, davalı ile Eylül 2020 tarihinde hurda alım satımı ile ilgili aralarında anlaştıklarını, davacının o tarihlerde aralarındaki anlaşma bedeli olan 147.106,00 TL’yi TR…IBAN numaralı Akbank hesabından TR… IBAN numaralı … Bankası … … ( davalı ) hesabına gönderdiklerini, davacı tarafından anlaşma bedelinin ödendiğini, davalının fatura kesmediğini, anlaşma gereği göndermesi gereken hurda malzemeyi de göndermediğini, bu sebeplerle davalı borçlu tarafından haksız, usul ve yasaya aykırı, kötü niyetli bir şekilde yapılmış olan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, davalının haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davacı alacaklı lehine %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … davaya cevap vermemiş ve davalının ileri sürmüş olduğu tüm vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Sakarya…. İcra Müdürlüğünün 2022/… sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı vekili arabuluculuk son oturum tutanağı aslını yasal süresinde dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraflar arasında anlaşmazlık; Sakarya …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra takibi kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu , icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Mahkememizce ilgili kurumlardan vergi kayıtları ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kayıtları celp edilmiştir. Kayıtlar incelendiğinde davacının ve davalının bilanço esasına göre defter tuttukları ve tacir oldukları anlaşılmıştır.
Davacı vekili 04/05/2023 tarihli duruşmada davalıya yemin teklifinde bulunmuş, davalıya yemin davetiyesi tebliğ edilerek 13/07/2023 tarihli duruşmada davalı asil “…Davacı taraf ile aramızda hurda alım satımına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır, davacı taraf ile ticari ilişkim bulunmamaktadır, davacı benden daha öncesinde elden para almıştı, yaklaşık elden verdiğim para miktarı 100.000,00-TL kadardı, miktarını tam hatırlamıyorum, davacının sunmuş olduğu dekontlar elden verilen borca karşılık olan ilişki kapsamındadır, ben hurda alım satım işi yapıyorum ayrıca e-ticaret ile ilgileniyorum, davacı benim babamın arkadaşı olur, davacı ile aramızda ticari ilişki yoktur…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;
Dava Sakarya…. İcra Müdürlüğünün 2022/… Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamına ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen banka dekontları ile ilgili olarak … …. İcra Dairesinin 2022/… Esas sayılı dosyası ile 147.106,00TL asıl alacak, 23.525,36 TL faiz olmak üzere toplam 170.631,36 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, icra takibine yapılan yetki itirazı üzerine dosyanın Sakarya …. İcra Müdürlüğüne gönderildiği, Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… esas sayılı takip dosyası ile 147.106,00TL asıl alacak, 23.525,36 TL faiz olmak üzere toplam 170.631,36 TL üzerinden ilamsız takibin devam ettiği, takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 15.08.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 22.08.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa 10.07.2022 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki bu davanın 25.10.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Yerleşik içtihatlara göre havale, kural olarak bir ödeme vasıtasıdır. Bir başka anlatımla, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı karineten kabul edilir ve bu karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.09.2021 Tarih 2017/3-1772 Esas, 2021/1011 Karar sayılı kararı)
Davacı davalı ile aralarında Eylül 2020 tarihinde hurda alım satımı ile ilgili anlaşma sağlandığını, anlaşma bedeli olan 147.106,00 TL’yi davalının hesabına gönderdiğini, ancak davalı tarafından fatura kesilmediğini, davalının anlaşma gereği göndermesi gereken hurda malzemeyi de göndermeyerek sözleşmeye aykırılıktan doğan, gerekse sebepsiz zenginleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu belirtilmiştir. Davacının iddia ettiği gibi taraflar arasında hurda alım satımı ile ilgili sözleşme ilişkisinin bulunduğunun ve havalelerin bu kapsamda yapıldığının davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Bu hususta icra takibine dayanak yapılan ve dava dilekçesine ekli banka dekontları incelenmiştir. Dekontlar incelendiğinde davalı Baran Kaba’nın hesabına farklı tarihlerde “FATURA BEDELİ” açıklaması ile havaleler yapıldığı görülmüştür. Hurda alım satımına ilişkin dekontlar üzerinde bir ibare bulunmamaktadır.
Dosyaya gelen vergi kayıtlarına göre davacının ve davalının tacir oldukları nazara alındığında, ticari defterlerin taraflar yönünden delil olabileceği anlaşılmıştır. Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Bu bağlamda davacı ve davalı tarafın defterlerinin sunulması için davacı ve davalı tarafa 26.01.2023 tarihli duruşmada kesin süre verilmiş, davacı vekili 13.02.2023 tarihli dilekçesi ile davalı tarafından fatura kesilmediğini, müvekkilinin yapılan ödemeye ilişkin faturayı ticari defterlerine işlemediğini, yapılan ödemenin ticari defterlerde bulunmadığını bildirir dilekçe sunmuştur. Davalı tarafa ticari defterlerini 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyaya sunması için 23.03.2023 tarihli muhtıranın çıkartıldığı, muhtıranın 04.04.22023 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının kesin süre içerisinde ticari defterlerini dosyaya sunmadığı ve bulunduğu yere ilişkinde bildirim yapmadığı anlaşılmıştır. Davacı ve davalı tarafından verilen kesin süreye rağmen ticari defterler dosyaya sunulmamıştır.
Davacı tarafından tanık dinletilmesi talep edilmiş ise de davaya konu uyuşmazlığın miktarı, davalı tarafın tanık dinletilmesine açık muvafakatinin bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı vekilinin tanık dinletilmesine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulun dekontların üzerinde fatura bedeli açıklaması yazmasına rağmen davacı vekilinin davalı tarafından fatura kesilmediğini ve yapılan ödemeye ilişkin faturanın ticari defterlere de işlenmediğini beyan etmesi, davalının ticari defterlerini dosyaya sunmaması, davacı vekilinin dosyaya dekont dışında başkaca bir delil sunamayışı dikkate alındığında davacı, davalı ile aralarında hurda alım satımına ilişkin sözleşme bulunduğunu ve icra takibine konu havalelerin davalıya bu kapsamda yapıldığını ispatlayamamıştır. İcra takibine konu havalelerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı kabul edilmiştir.
Davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla 04/05/2023 tarihli celsede davalıya yemin teklif edip etmeyecekleri davacı vekilinden sorulmuş, davacı vekilinin davalıya yemin teklif ettiklerini beyan etmeleri üzerine davalıya Sakarya …. İcra Müdürlüğünün 2022/… esas sayılı icra takibine konu dekontlar kapsamında davacı şirkete borcunuzun bulunup bulunmadığı, davacı ile aranızda hurda alım satımına ilişkin sözleşme bulunup bulunmadığı, davacı tarafından hurda alımına ilişkin tarafınıza para gönderilip gönderilmediği hususnda HMK’nın 228. Maddesi uyarınca yemin davetiyesi çıkartılmıştır. Davalıya yemin davetiyesi yemin konusunu içerir bir şekilde tebliğ edilmiştir. 13.07.2023 tarihli celsede davalı hazır bulunmuş “Davacı taraf ile aramızda hurda alım satımına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır, davacı taraf ile ticari ilişkim bulunmamaktadır, davacı benden daha öncesinde elden para almıştı, yaklaşık elden verdiğim para miktarı 100.000,00-TL kadardı, miktarını tam hatırlamıyorum, davacının sunmuş olduğu dekontlar elden verilen borca karşılık olan ilişki kapsamındadır, ben hurda alım satım işi yapıyorum ayrıca e-ticaret ile ilgileniyorum, davacı benim babamın arkadaşı olur, davacı ile aramızda ticari ilişki yoktur.” şeklinde beyanda bulunarak dekontların daha öncesinde elden verilen borç ilişkisi kapsamında olduğunu ifade etmiştir. Davalı davaya konu paranın kendisine gönderildiğini kabul etmiş ancak bunun davacı tarafından ileri sürülen nedenle değil daha önceden elden verilmiş paranın borç ödemesi olduğunu savunmuştur. Burada davalının savunması vasıflı ikrar(gerekçeli inkar) niteliğindedir ve ispat yükü davacı üzerindedir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.09.2021 Tarih 2017/3-1772 Esas, 2021/1011 Karar sayılı kararı)
Sonuç olarak ispat yükü üzerinde olan davacı alacak iddiasını yemin delili ile de ispat edememiş ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6325 sayılı Arabuluculuk Kanununun 18/A-11. Maddesindeki “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” hüküm gereği davalı Baran Kaba arabuluculuk toplantısına katılmadığından arabuluculuk dosyasında yapılan ve hazine tarafından ödenen 1.600,00 TL arabuluculuk masrafının davalı … … alınarak hazineye gelir kaydedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 2.242,36-TL’nin yatıran tarafa iadesine
3-6325 sayılı Arabuluculuk Kanununun 18/A-11. Maddesi gereği arabuluculuk dosyasında yapılan ve hazineden ödenen 1.600,00 TL masrafın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin (e – duruşma vasıtasıyla) ve davalı asilin yüzünde verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek karar verildi. 07/09/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza