Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/88 E. 2022/1198 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/88 Esas – 2022/1198
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/88 Esas
KARAR NO : 2022/1198

BAŞKAN : …
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Avv

DAVALILAR : …
VEKİLİ : Av…

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/08/2021 tarihinde davalı … Uluslararası Nak.İhr.İth.Tic.San.Ltd.Şti adına kayıtlı ve davalı … … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı davalı şirkete ait … plakalı Römork cinsi aracın …., Nis …,… adresinde bulunan … … Tır parkında park halinde iken freninin boşalması sebebiyle yaklaşık 100 metre gideride duran müvekkili … Uluslararası Nak. Firmasına ait olup sürücü … … idaresindeki … plakalı çekiciye ön tarafından çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, mezkur kazanın oluşumunda taraflarca tanzim edilen 15/08/2021 tarihli kaza tespit tutanağına tevfikan,… plaka sayılı aracın sürücüsü davalı … … beyanında …. tır parkında aracının park halinde iken frenin boşalması suretiyle 90 metre geri akarak… plakalı park halindeki çekiciye vurmasıyla beraber maddi hasarlı kaza meydana geldiğinin söylendiğini, davalıların söz konusu kazanın oluşumunda gerekli önlemleri almadığı için tam kusurlu olduklarını, mezkur kaza hasebiyle müvekkilinin firmasına ait…plakalı çekicinin kullanılamaz hale geldiğini, müvekkiline ait araç taşıma römorkunun tamirinin mümkün olması durumunda tamir süresi boyunca müvekkilinin bu araç ile alakalı kazanç kaybına uğrayacağının aşikar olduğunu, davalıların kusuru nedeniyle müvekkilinin uzun bir süre nakliye hizmeti veremeyeceğini, müvekkili firmanın…plakalı çekiciyi kendi imkanları ile … … İli … İlçesine çekici vasıtası ile getirdiğini, müvekkilinin bu işlem için iki farklı firmaya çekici ücreti ödemek mecburiyetinde kaldığını, ayrıca … plakalı çekicinin arkasında bulunan… plakalı römorkun içinin müşterilere ait ürünlerle dolu olmasından dolayı nakliyeyi tamamlayabilmek amacıyla müvekkili firmanın … ilinden … çekici araç yollamak durumunda kaldığını ve bu işlemler için de masraf yaptığını, izah edilen nedenlerle davalılar adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mal varlıkları ile davalıların üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacakları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini, bu doğrultuda davalılar adına kayıtlı araçlarına EGM sistemi üzerinden ihtiyati haciz şerhi konulmasını, davalılar adına kayıtlı kayıtlı gayrimenkullere TAKBİS sistemi üzerinden ihtiyati haciz şerhi konulmasını, üçüncü kişi konumundaki tüm bankalar, şirketler ve şahıslar nezdinde bulunan davalılara ait hak ve alacaklara ihtiyati haciz şerhi işlenmesini, müvekkili açısından telafisi imkansız ve güç zararların tezahür etmemesi için müvekkili firma adına kayıtlı … plaka sayılı araçtaki zararın derhal tespit edilmesini, mezkur trafik kazası cihetle davalı müvekkili firma adına kayıtlı…plaka sayılı araçta oluşan maddi hasar, değer kaybı, kazanç kaybı ve çekici masrafları hasebiyle, şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden 15/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ikame edilen işbu davanın davacının tüm talepleri yönünden belirsiz alacak davası olarak açıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maddi hasara ilişkin talebinin zarara uğradığı iddia edilen aracın tamir edildiği de göz önünde bulundurulduğunda faturalandırılmış ve belirli halde geldiğini, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete ait olan aracın tüm bakımlarının zamanında ve eksiksiz olarak yaptırıldığını, davacının iş bu dava tarihi itibariyle talep edebileceği bir alacağı da olmadığını, zira bu geçersiz alacak iddiasının sigorta şirketi tarafından davadan önce tazminat edildiğini, izah edilen nedenlerle davacının haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli davasının reddini talep etmiştir.
Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/560 Esas 2021/894 Karar sayılı gönderme kararı ile dosyasının mahkememize gönderildiği anlaşıldı.
Mahkememizin 24/03/2022 tarihli tensip ara kararı gereği davacı tarafa arabuluculuk son tutanağını sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, aksi halde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği ihtarını içerir muhtıra çıkartıldığı anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde;
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; 6102 sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “ Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmündedir.
Yine 6325 sayılı HUAK’ın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesine göre; “ İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmündedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamında; “30… Aynı Kanunun 3. maddesinde düzenlenen arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda soru işareti bulunmamaktadır. Çünkü kanun koyucu 3. maddede “Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde açık düzenleme yaparak bireysel iş uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda iradesini net olarak ortaya koymuştur.” şeklinde tespitte bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114/2.maddesinde, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğunun düzenlendiği, aynı yasanın 115/2.maddesi 1.cümlesi düzenlemesine göre ise mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davanın, 6102 sayılı yasanın 5/A maddesinin yürürlüğe girdiği 01.01.2019 tarihinden sonra, 23.09.2021 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle arabuluculuğun dava şartı olduğu, 6102 sayılı yasanın 5/A maddesinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının arandığı, Yine 6325 sayılı HUAK m.18/A’ya göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamında haklı olarak tespit edildiği üzere, 6325 sayılı HUAK m.18/A ile; “… Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindeki düzenlemeyi içeren 7036 sayılı Kanun’un 3.maddesi için, kanun koyucunun arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda iradesini net olarak ortaya koyduğunu belirttikleri, bu nedenle 7036 sayılı Kanun’un 3.maddesi ile aynı düzenlemeyi içeren HUAK m.18/A için de aynı hususun geçerli olduğu, dolayısıyla anılan dava şartı eksikliğinin sonradan giderilemeyeceği, yine özel kanun ile genel kanunun ayrı düzenlemeler içermesi halinde özel kanunun uygulanacağı ilkesine göre 6100 sayılı yasaya göre daha özel nitelikte olan 6325 sayılı HUAK’ın somut olayda uygulanmasının gerektiği, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesinin 2. cümlesinin somut olayda uygulanamayacağı anlaşılarak;
Eldeki olay bakımından dava tarihi olan 23.09.2021 tarihi itibariyle davacının arabuluculuğa başvurmadığı, arabuluculuğa dava açıldıktan sonra, 29.09.2021 tarihinde başvurduğu ve anılan başvurunun 15.10.2021 tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığı, bu nedenlerle ve yukarıda detaylandırıldığı üzere; 6102 sayılı yasanın 5/A, 6325 sayılı yasanın 18/A, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamı da nazara alınarak, eldeki davanın 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın 6102 Sayılı yasanın 5/A, 6325 sayılı yasanın 18/A ve 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 Maddeleri gereği DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihindeki yargı harçları tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 90,08- TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin 1/2’si olan 2.550 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı