Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/834 E. 2023/432 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/834 Esas – 2023/432
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/834 Esas
KARAR NO : 2023/432

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin 2022 yılının başında sipariş ettiği malzemenin temin edilmesi açısından davalı tarafın talebi üzerine henüz mal kendisine sevk edilmeden ve fatura düzenlenmeden evvel siparişine ilişkin olmak üzere keşidecisi davacı şirket olan …. Şubesi olan ; E1-… Seri Nolu 30.10.2022 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli -E…Seri Nolu 30.12.2022 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli-… Seri Nolu 15.01.2023 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli lehdarı davalı … Ltd.Şti. olan çekleri teslim ettiğini, çeklerin teslim edilmesinin üzerinden 8-9 ay geçmiş olmasına ve çeklerin vadesi yaklaşmasına rağmen davalı taraf siparişe esas malı temin edip göndermemiş ve taraflar arasındaki sözlü anlaşmanın kendisine yüklediği edimi yerine getirmediğini, davalı tarafından çeklere ilişkin düzenlemiş olduğu bir fatura teslim etmiş olduğu bir mal düzenlemiş olduğu bir irsaliye bulunmadığını, davalı tarafından edimini yerine getirmediğini, davalı tarafın kötü niyetli olup ve malın teslim edilmeyeceğinin tespit edilmiş olması sebebiyle davacı tarafından dönem hakkını kullanmak ve çeklerin iadesini taleple dava etmiştir.
Davalı süresinde cevap dilekçesi vermediği, dolayısıyla ileri sürülen tüm vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememizin 20/12/2022 tarihli ara kararı gereği ”Davacı vekilinini tedbir talebinin kabulü ile; Dava değerinin %15 ‘i (72.000,00 TL) oranında teminat mukabilinde dava konusu … Şubesine ait; E1-…. Seri Nolu 30.10.2022 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli, E1-… Seri Nolu 30.12.2022 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli, E1-…. Seri Nolu 15.01.2023 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli lehdarı … Ltd.Şti.olan çeklerin Davalı ….ŞİRKETİ tarafından ibraz edilmesi halinde muhatap banka tarafından ÖDEME YAPILMAMASINA ” şeklinde karar verilmiş, davacı vekilinin 26/12/2022 tarihli talep dilekçesi ile dava konusu çeklerden E1-… seri nolu, 30/10/2022 keşide tarihli, 160.000,00 TL bedelli çekin keşide tarihi geçmesi sebebiyle tarafından ödendiğini, keşide tarihi yaklaşmakta olan 30/12/2022 ve 15/01/20223 tarihli tarihli 2 adet çek için tedbir talep ettiği ve teminat bedelinin yeniden belirlenmesini talep ettiği etmiş ve Mahkememizce davacı vekilinin talebi kabul etmiş olup, Davacı vekilinin 26/12/2022 tarihli tedbir talebinin kabulü ile (48.000,00 TL) oranında teminat mukabilinde dava konusu … Adapazarı Bosna Şubesine ait; E1-… Seri Nolu 30.12.2022 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli-E1-…. Seri Nolu 15.01.2023 Keşide Tarihli 160.000TL Bedelli …Ltd.Şti.olan çeklerin Davalı…Şirketi tarafından ibraz edilmesi halinde muhatap banka tarafından ödeme yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmiştir.
Davacı vekili 31/01/2023 Tarihli talep dilekçesi ile tedbir talebinden vazgeçmiştir.
… Bosna Şubesinin 04/04/2023 tarihli yazıları ile …-… seri numaralı çek için keşideci ve hamil arasında anlaşma olduğunu çekin bedelini alınınca çeki keşideciye iade ettiğini ve çekin şubeye gelmesi ile iptal kodu atandığı bildirilmiştir.
… Bosna Şubesine ait …-… seri nolu için 05/04/2023 Tarih ve 2681-2023 tarihli … Bank yazısında çekin takas işlemi gördüğü ve çekin tahsil olduğunu beyan etmiştir.
… Bosna Şubesine ait …-… seri nolu için 10/04/2023 Tarih ve 2023-… sayılı …. AŞ yazısında çekin ibraz edildiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış , bilirkişi mahkememize ibraz etmiş olduğu 23/05/2023 tarihli raporunda özetle; Davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 350.997,61 TL alacaklı olduğu, Davacı ticari defterlerinde …-…-.. numaralı çeklere ilişkin kayıtların 320. Satıcılar hesabında izlendiği ve dönem sonunda hesap bakiyesinin verilen şipariş avansları hesabına aktarıldığı, şeklinde raporunu Mahkememize ibraz etmiştir.
Olaya İlişkin Yasal Düzenlemeler ve Yargı İçtihatları Değerlendirilecek Olursa;
1-İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 170/b maddesinin aynı Kanun’un 72. maddesine yaptığı yollama gereğince kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de menfi tespit davası açılabileceği açıkça anlaşılmaktadır. İİK’nin 72/1 maddesi, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü haizdir. Buna göre borçlu, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi yokken alacaklıya karşı borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği gibi aleyhine icra takibine başlanmasından sonra da menfi tespit davası açması mümkündür.
2- Kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde, şart olmamakla birlikte, genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Böyle bir borçlandırıcı işlem yoksa senedin hatır için verildiği varsayılır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nin 133/2 maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’iler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.
3-Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı TBK) 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’ini dermeyan etme hakkını vermektedir.(HGK 2017/11-40 esas 2021/542 karar ) Davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/1653 esas– 2020/1339 karar sayılı ilamı)
4- Özel borç ilişkilerinden olan satış sözleşmeleri somut olayda uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 212.maddesine göre; Satıcının temerrüdü hâlinde, borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır. Zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda, satıcı temerrüde düşerse alıcının, devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini istediği kabul edilir. Alıcı, satılanın devredilmesini isteme niyetinde ise, belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya hemen bildirmek zorundadır.
5- Yeri gelmiş iken Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesinde tanımı yapılan satış sözleşmesi hakkında da birtakım açıklamalar yapılmalıdır. Madde aynen;“Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir.” açıklamalarını içermektedir. Bu madde hükmüne göre; aksi kararlaştırılmadıkça alım-satım ilişkilerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır. O hâlde meselâ alım satım akdine konu malı teslim almadan satıcıya çeki verdiğin iddia eden menfi tespit davacısı, aslın hilafını iddia ediğinden (ettiğinden) bu iddiasını ispat yükü altındadır (Muşul, T: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, İstanbul, 2016, s:323 vd).
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
6-Dosyaya sunulan davalının imzasını içeren “Protokoldür” başlıklı yazılı belgeye göre; davalı tarafından davacıya 630.000,00 TL bedelli kum, çakıl ve mil malzemelerinin satışının yapıldığı, anılan sözleşmeye göre davalının malzeme teslimini 30.04.2022 tarihine kadar yapacağının düzenlendiği, satış bedelinin davaya konu edilen çeklerin de aralarında bulunduğu toplam 5 adet çekle ödeneceğinin kararlaştırıldığı; davaya konu edilen,
-keşidecisinin dosyamız davacısının olduğu, … Bosna/Adapazarı Şubesine ait …-… seri numaralı, 15.01.2023 keşide tarihli 160.000 TL bedelli çek,
-keşidecisinin dosyamız davacısının olduğu, … Bosna/Adapazarı Şubesine ait …-… seri numaralı, 30.12.2022 keşide tarihli 160.000 TL bedelli çek,
-keşidecisinin dosyamız davacısının olduğu, … Bosna/Adapazarı Şubesine ait …-… seri numaralı, 30.10.2022 keşide tarihli 160.000 TL bedelli çeklere karşılık mal teslimi yapılmadığı iddiasıyla eldeki eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
7-Yukarıda 2 ve 3 numaralı paragraflarda detaylandırıldığı üzere; kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davalarında ispat yükünün davacıda olduğu, davacının iddiasını yazılı delillerle ispat etmesinin gerektiği, dosyaya sunulan davalının imzasını içeren “Protokoldür” başlıklı yazılı belgeye göre taraflar arasında kum, çakıl ve mil satışı karşılığı davaya konu çeklerin avans mahiyetinde verildiğinin anlaşıldığı, bu şekilde davacının taraflar arasındaki satış sözleşmesini ve davaya konu çeklerin bu sözleşme kapsamında teslimden önce avans mahiyetinde verildiğinin yazılı olarak ispat edildiği anlaşılmıştır.
8-6098 sayılı TBK’nın 207.madde hükmüne göre; aksi kararlaştırılmadıkça alım-satım ilişkilerinde alıcı ile satıcının edimlerini aynı anda eda etmeleri esastır. O hâlde meselâ alım satım akdine konu malı teslim almadan satıcıya çeki verdiğin iddia eden menfi tespit davacısı, aslın hilafını iddia ediğinden (ettiğinden) bu iddiasını ispat yükü altındadır. Az yukarıda 7 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere davacı taraf dava konusu çeklerin mal tesliminden önce davalıya teslim edildiği iddiasını yazılı olarak ispat ettiği nazara alındığında, davalı satıcının da mal teslimini ispat etmesi gerekecektir. Bu kapsamda davacının ticari defterleri incelenmiş ve 23.05.2023 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Anılan rapora göre davacının dava konusu satış sözleşmesi nedeniyle davalıya 5 adet çek ve 1 adet fatura ile toplam 631.000,05 TL ödeme yaptığı, buna karşılık davalının davacıya 2 adet fatura karşılığı mal teslimi yaptığı, teslim edilen toplam mal bedelinin 280.002,44 TL olduğu, bu kapsamda davacının davalıdan 350.997,61 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, açılış tasdiklerinin bulunduğu ancak süresi henüz dolmadığından kapanış tasdiklerinin bulunmadığı bildirilmiştir. Bu şekilde davalı tarafından davacıya 2 adet fatura ile teslimat yapıldığı, davacının bu faturaları defterine kaydettiği, fatura içeriklerine itiraz ettiğine dair bir delilin dosyaya sunulmadığı, dolayısıyla davacının fatura içeriklerini kabul ettiği de nazara alındığında fatura bedellerinin mahsubunun yerinde olduğu, bu nedenlerle davacının davalıdan 350.997,61 TL alacaklı olduğu, çeklerden dolayı bu bedelde davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır.
9-Taraflar arasındaki protokolde teslim tarihinin açıkça yazması, davalının bu tarihe kadar edimini yerine getirmemesi ve davacının sözleşmenin devamını istediğine dair teslim tarihinden hemen sonra bir bildirimde bulunmaması da nazara alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin 6098 sayılı yasanın 212/2.maddesi gereği devir isteminden vazgeçmiş sayıldığı ve zararını isteyebileceğinin kabule edildiği, sözleşmenin anılan hüküm gereği sona erdiği anlaşılarak mevcut olayda 6102 sayılı yasanın 18.maddesi kapsamında ayrı bir fesih beyanına gerek olmadığı anlaşılmıştır.
10-Dava devam ederken menfi tespit edilen 3 çekin bedellerinin davacı tarafından ödendiği anlaşılarak eldeki dava İİK’nın 72/6 maddesi uyarınca istirdat istemine yani bedele dönüşmüştür. Nitekim davacı vekili de bu beyanını 17.01.2023 ve 04.04.2023 tarihli duruşmalarda mahkememize bildirmiştir.
11-Davalı tarafa ticari defterlerini sunması veya yerini bildirmesi için iki haftalık kesin süre verilmiş, bu hususta davalıya muhtıra çıkartılmış, davalıya bu muhtıra 22.01.2023 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen verilen kesin sürede davalı tarafından ticari defterler mahkememize sunulmadığı gibi yerleri de bildirilmemiştir. Bu nedenlerle, muhtırada da belirtildiği üzere 6100 sayılı yasanın 223/3 maddesi gereği davalı defter ibrazından kaçınmış sayılmış ve davacının usulüne uygun defter kayıtları hükme esas alınmıştır.
HÜKÜM. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile, davacının davalıya
-Keşidecisinin dosyamızın davacısı olan … A.Ş Bosna/Adapazarı Şubesine ait, E1-… seri numaralı, 15/01/2023 keşide tarihli 160.000,00-TL bedelli çek
-Keşidecisinin dosyamızın davacısı olan … A.Ş Bosna/Adapazarı Şubesine ait, E1-… seri numaralı, 30/12/2022 keşide tarihli 160.000,00-TL bedelli çek
-Keşidecisinin dosyamızın davacısı olan … A.Ş Bosna/Adapazarı Şubesine ait, E1-… seri numaralı, 30/10/2022 keşide tarihli 160.000,00-TL bedelli çekler nedeniyle 350.997,61-TL borçlu olmadığının tespitine, 2004 sayılı yasanın 72/6 Maddesi gereği 350.997,61-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 23.976,65-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 8.197,20-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 15.779,45-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 52.140,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 8.197,20-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 8.277,90TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
5-Davacı tarafından yapılan; 1.500,00-TL Bilirkişi ücreti, 171,75-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.671,75-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.222,46-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı asilin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/07/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza