Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/83 E. 2022/1131 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/83 Esas – 2022/1131
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/83 Esas
KARAR NO : 2022/1131

BAŞKAN : ….
KATİP :….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Tazminat (Cezai Şart)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
G. KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ;Davalı ile 14/04/2021 tarihli taşeronluk sözleşmesi düzenlediklerini, davalının sözleşme gereğince yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine ………….. Noterliğinin …. yevmiye numaralı …. tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedilerek sözleşmenin 8.3 maddesinde ön görülen 500.000,00 TL cezai şartın ödenmesinin talep edildiğini, davalının ödeme yapmadığını belirterek 500.000,00 TL cezai şartın 09/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; Davacının sözleşmeyi feshinin haklı nedenine dayanmadığının cezai şart talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirketin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, cezai şart koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Sakarya Arabuluculuk Bürosunun 17/12/2021 Tarih ve …./…. nolu arabuluculuk dosyası incelenmiş, davalının davete rağmen ilk oturuma katılmaması sebebiyle taraflar arasında anlaşamama tutanağı düzenlendiği görülmüştür. Arabulucu Av. …. …….. ‘den davalının arabuluculuk toplantısına çağrılmasına ilişkin bilgiler ve kayıtlar sorulmuş, davalının yapılan davete rağmen ilk toplantıya katılmadığı anlaşılmıştır.
…….. Noterliğinin 08/06/2021 Tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesinin aslı dosyamız arasına alınmış, ……..Sulh Hukuk Mahkemesinin …./…. D.iş dosyası fiziki olarak celp edilmiştir.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından 08/06/2021 tarihli ihtarname ile feshi üzerine sözleşmenin 8.3 maddesinde ön görülen cezai şartın talep edilip edilemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Cezai şart borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle cezai şart, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan fer’î bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının şümulünü ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Akman, Sermet/Burcuoğlu, Halûk/Altop, Atillâ/ Tekinay, Selahâttin Sulhi: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 358-359).
Cezai şartın esas itibariyle iki temel amacı (işlevi) bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri ise, borcun ihlali hâlinde borçlu tarafından ödenecek tazminatı önceden ve götürü olarak belirlemektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın (ceza koşulunun) diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme/fesih cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır (Kocaağa, Köksal: Ceza Koşulu (Sözleşme Cezası), Ankara 2018, s. 31-33).
Türk Borçlar Kanunun 179. Maddesinin 1. ve 2 fıkrası ” (1) Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. (2) Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” şeklindedir.
Maddenin birinci fıkrasında seçimlik cezai şart düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hâlinde ödenmek üzere cezai şart vaad edilmiş ve aksi de sözleşmede öngörülmemiş ise alacaklı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir. Seçimlik cezai şartta alacaklı seçimlik bir yetkiye sahiptir. Buna göre o şartın gerçekleşmesi yani borçlunun asıl edimi hiç veya gereği gibi ifa etmemesi durumunda ya asıl edimin ifasını ister ya da bundan vazgeçerek cezai şartın ödenmesini talep eder. Seçimlik cezai şartta alacaklı hem asıl edimin ifasını hem de cezai şartın ödenmesini isteyemeyecektir. Alacaklı ancak ya asıl borcun ifasını ya da ceza koşulunun ödenmesini isteyebilir; alacaklı aynı anda hem asıl borcun ifasını hem de ceza koşulunun ödenmesini kural olarak isteyemez.
İkinci fıkrada düzenlenen ifaya ekli cezai şartta ise alacaklı, açıkça feragat etmiş veya ifayı kayıtsız şartsız kabul etmiş olmadıkça, hem sözleşmenin ifasını hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilir.
Cezai şartın öngörüldüğü sözleşmenin 8.3 maddesinde “İşveren ve taşeron her iki taraf da haksız olarak iş bırakma veya bıraktırma iş yavaşlatma veya yavaşlattırma gibi durumlara itibar edip uygulamaya koyması durumunda mesul taraf cezai müeyyide olarak 500.000 TL ödemeyi taahhüt eder ” ifadeleri yazılmıştır. Sözleşmede; davalının kendisine ait taş ocağında madenin üstündeki toprak hafriyatı kaldırarak ve patlayıcılarla büyük taşları kırıp işlenmek üzere davacıya tesliminin öngörüldüğü, buna karşılık davacının da bu ham maddeyi yüklemeyi ve işlemeyi üstlendiği, bu haliyle cezai şart maddesinde tanımlanan iş bırakma bıraktırma yada iş yavaşlatma yavaşlattırma ifadelerinin tarafların belirtilen faaliyetlerinin aksamasının önlenmesine yönelik olduğu ve cezai şartın ifaya ekli cezai şart niteliğinde bulunduğu değerlendirilmiştir. Burada seçimlik cezai şart söz konusu değildir.
Türk Borçlar Kanunun 179/2 maddesine göre borçlunun borca aykırı davranışı hâlinde, alacaklı hem aynen ifayı hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilecektir. Bu nedenle burada ceza koşulunun aynen ifaya ilave olarak (kümülatif) talep edilebilmesi olanaklıdır. Sözleşmenin feshi halinde ifaya ekli cezai şartın istenmesi mümkün değildir.
Somut olayda sözleşmede yeralan ve ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olan cezai şartın sözeşmenin davacı tarafça feshedilmiş olması sebebiyle talep imkânı bulunmamaktadır. Bu husus hâkim tarafından re’sen dikkate alınacaktır. Davanın bu sebeple reddi gerekmiştir.
Davalı taraf zorunlu arabuluculuk görüşmesine çağrıldığı halde ilk toplantıya mazeretsiz olarak katılmadığından zorunlu arabuluculuk faaliyeti sonlandırılmıştır. Bu husus arabuluculuk son tutanağında belirtilmiştir. Bu durumda dava reddedilmiş olmasına rağmen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11. fıkrası gereği arabuluculuk masrafları dahil tüm yargılama giderinin tamamından davalının sorumlu tutulması gerekmiş ve ayrıca davalı lehine vekalet ücretine hükmolunmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihindeki yargı harçları tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 8.538,75-TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 8.458,05- TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 50.50 TL posta gideri ile 80.70TL başvurma harcı ve 80,70-TL maktu peşin harç ile 11.50 TL vekalet harcı toplamı 223,40 TL yargılama giderinin 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11. fıkrası gereği davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11. fıkrası gereği davalı lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
5- Arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden yapılan arabuluculuk giderlerinin (2021 yılı tarifesi gereğince 1320 TL) 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. ve 14. fıkraları gereği davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesi uyarınca talep halinde gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2022

Katip ….
e-imzalı

Başkan ….
e-imzalı