Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/799 E. 2023/515 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/799 Esas – 2023/515
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/799 Esas
KARAR NO : 2023/515

HAKİM :….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…

DAVALI :….
VEKİLİ : Av…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :23/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Sakarya …. İcra Dairesi’nin 2022/…. Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacıdan faturaya konu herhangi bir vinç hizmeti almamış olması nedeniyle davacı tarafa iade fatura düzenlendiğini, bu fatura, tıpkı davacı tarafın düzenlemiş olduğu fatura gibi itiraza uğramadan kesinleştiğini, bu husus müvekkil şirketin ve davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağını, davacı tarafından kesilen faturaya ilişkin davacı taraftan herhangi bir hizmet alınmamış olması, davacı tarafa herhangi bir borcumuz olmadığı gibi aksine alacaklı halde olmamız nedeniyle işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi …. ….bilirkişi raporunda özetle;
Davacının 2022 yılı açılış fişi muhasebe kayıtlarına göre davalıdan alacağı 47.200,00 TL. Davacının, davalıdan tahsil ettiği 30.000,00 TL. tutarında çek düşüldükten sonra kalan tutar 17.200,00 TL.dır Davalının muhasebe kayıtlarına göre davacıya ait cari hesabın bakiyesi (0,00 TL.) dir. TTK.nun 1530. maddesi uyarınca temerrüt faizinin hesaplanması; – Anapara 47.200,00 TL.’nin temerrüt faizi; 1 yıllık temerrüt faizi 47.200,00 TL. X %18,25= 8.614,00 TL. 1 günlük temerrüt faizi 8.614,00 TL. / 365 = 23,60 TL. Faiz; 154 Gün X 23,60 TL. = 3.634,40 TL. Anapara + Faiz = 47.200,00 TL. + 3.664,40 TL. = 50.834,40 TL.dır – Anapara 17.200,00 TL.’nin temerrüt faizi; 1 yıllık temerrüt faizi 17.200,00 TL. X%18,25= 3.139,00 TL. 1 günlük temerrüt faizi 3.139,00 TL. / 365 = 8,60 TL. Faiz; 154 Gün X 8,,60 TL. = 1.324,40 TL. Anapara + Faiz = 17.200,00 TL. + 1.324,40 TL. = 18.524,40 TL.dır. Şeklinde rapor sunmuştur.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10- HGK’nın 2017/(6)3-2222 esas, 2021/760 karar sayılı ilamına göre, araç kiralama yanında insan gücü temini sözleşme konusu ise, bu durumda karma bir sözleşmeden bahsedileceği, hizmet alım ve kira sözleşmesinin karma bir şekilde olaya konu olduğu, bu durumda davaya Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılamayacağı, yine tarafların tacir olması ve olayın tarafların ticari işletmelerini ilgilendirmesi nedeniyle nispi ticari dava olup, bu uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
11- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 1 adet fatura ile ilgili olarak Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün 2022/…. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 28.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine tebliğden önce 23.03.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 23.09.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
12-Fatura içerikleri ve tarafların iddia ve savunmaları nazara alındığında taraflar arasında vinç kiralaması yanında hizmet alımı da olduğu, yukarıda 10 nolu paragrafta detaylandırıldığı üzere; karma bir sözleşmeden bahsedileceği, hizmet alım ve kira sözleşmesinin karma bir şekilde olaya konu olduğu, bu durumda davaya Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılamayacağı, yine davalının tüzel kişi tacir olduğu, dosyaya gelen 11.10.2022 tarihli …. Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü’nün yazı cevabına göre davacının işletme esasında defter tuttuğu, incelenen gelir vergisi beyannamelerinden davacının faaliyetlerinin VUK’nun 177/1. Maddesindeki limitleri aştığı, dolayısıyla davacının da gerçek kişi tacir olduğu, faturaların tarafların ticari işletmelerini ilgilendirdiği anlaşılarak, eldeki davanın 6102 sayılı yasanın 4.maddesindeki ticari davalardan olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılarak esasa geçilmiştir.
13-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki 13.09.2021 Tarih …. numaralı 47.200,00-TL tutarlı faturaya dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı/hizmet veren tarafından gönderilen faturanın alıcı/hizmet alan tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 13.07.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, faturanın davalı tarafın ticari defterlerine kayıt edildiği bu nedenlerle taraflar arasında takibe konu faturaya esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
14-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan raporlara göre, her iki tarafın ticari defterlerinin takibe konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturanın davalının ticari defterlerine de işlenmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturanın davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
15-Tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde davalı tarafından davacı adına 04.01.2022 tarih …. nolu “1 adet vinç çalışma bedeli” açıklaması ile “…. no’lu faturaya istinaden düzenlenmiştir. Faturanız konusu iş gerçekleşmemiştir.” dip notu ile 47.200,00 TL bedelli e – arşiv iade faturası düzenlendiği, iade faturasının davacının ticari defterlerinde yer almadığı, davalının defterlerinde yer aldığı görülmüştür. Öncelikle ilgili hususun açıklığa kavuşturulması için iade faturasının niteliğinin değerlendirilmesi gerekmiştir. Dosyaya sunulan 13.07.2023 tarihli rapora göre, davalının defterlerine kaydedilen anılan iade faturasının, davacı tarafından gönderilen 13.09.2021 tarih …. nolu fatura yönünden iade olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Yukarıda 3,4 ve 5 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olup, Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir. Anılan iade faturasının bir satış veya ifa edilen hizmet karşılığında düzenlenmediği nazara alındığında V.U.K. 229.maddesinde düzenlenen faturalardan olmadığı,dolayısıyla 6102 sayılı yasanın 21.maddesindeki düzenlemenin bu iade faturası yönünden uygulanmayacağı anlaşılmış, yine anılan iade faturasının 13.09.2021 tarih …. nolu faturaya istinaden düzenlendiği nazara alındığında, 8 günlük itiraz süresi geçtikten sonra düzenlendiği de nazara alındığında ve bu faturanın davacının ticari defterlerinde yer almadığı da nazara alındığında, açıklanan nedenlerle iade faturasına itibar edilmemiş ve mahsup işlemi yapılmamıştır.
16-Yukarıda, 13,14 ve 15 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre mahkememizce itibar edilmeyen iade faturası dışındaki kayıtlar yönünden birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle davacının faturalar gereği davalıdan 47.200,00 TL, takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın asıl alacak yönünden haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olması, asıl alacağın likit olması nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesi gereği davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
17- Dava değerinin açıkça takipteki asıl alacak miktarı olan 47.200,00 TL üzerinden gösterilip, davanın bu bedel üzerinden harçlandırılarak açıldığı dikkate alınıp, takibe vaki itirazın 47.200,00 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline karar verilmesi gerekmiştir. (Benzer yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi2021/7702 esas 2022/683 karar)
18- Her ne kadar davalı vekili davacıdan vinç ya da herhangi bir hizmet alınmadığını, davalı şirkete ait bir kamyonetin motorunda yatak sarması denilen bir arızanın meydana geldiğini, bu arıza ile ilgili davacı ve davacının eşi … … ile anlaştıklarını, kamyonetin tamir edilmesi için davacı ve davacının eşi …. …. teslim edildiğini, söz konusu iş karşılığında 40.000,00-TL’ye anlaşıldığını, 30.000,00-TL için çek verildiğini ve kalan 10.000,00-TL’nin davacının banka hesabına EFT yapıldığını belirtmiş ise de; bu hususta mahkememizde davalı tarafından dava açıldığı ve 2022/851 Esas sayılı dosyada yapılan yargılamada Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik verildiği, davalının yaptığını belirtiği ödemelerden 10.000,00-TL miktarlı EFT’nin açıklamasında “mercedes yenileme ve tamir için … …” ifadesinin yer aldığı, 30.000,00-TL miktarlı çek üzerinde de davaya konu fatura karşılığında verildiği hususunda açık atıf olmadığı, davacı tarafından gönderilen 13.09.2021 Tarih …. numaralı 47.200,00-TL tutarlı “vinç çalışma bedeli” açıklamasını taşıyan faturanın davalı defterlerine kayıtlı olması nedeniyle taraflar arasında davaya konu faturaya ilişkin ticari ilişkinin kurulduğu, davalının iddia ettiği hususların dava konusu dışında araç tamirine ilişkin farklı bir ticari ilişki kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Davalı davacıdan vinç ya da herhangi bir hizmet alınmadığı iddiasında bulunmuş ise de, iddiasını dosyaya sunulan delillerle ispat edemediği, faturanın davalının ticari defterlerine kayıt edildiği ve süresinde faturalara itiraz edilmediği, davalının ticari defterlerinde yukarıda belirtilen açıklamalar da dikkate alındığında faturaya ilişkin bir ödemenin de kayıtlı olmadığı anlaşılmış davalının beyanlarına itibar edilmemiştir. Sonuç olarak anılan ödemelerde faturalara açık atıf olmadığı gibi, davacı tarafın ticari defterlerinde de faturaya ilişkin ödeme yapıldığına yönelik kayıt olmaması nedeniyle bu savunmalara itibar edilmemiş, davalının diğer savunmalarına ise fatura içeriklerine yasal sürede itiraz edilmemiş olması, faturaların davalının defterlerine de işlenmesi, itiraz edilmeyen fatura içeriklerinin 6102 sayılı yasanın 21.maddesi gereği aynen kabul edilmiş sayılması nedeniyle bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiş, davalı yemin deliline de dayanmamış, bu şekilde davalı tarafından iddia edilen hususların dava konusu faturaya ilişkin olmadığı anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Sakarya … İcra Müdürlüğünün 2022/…. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 47.200,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine,
2-Asıl alacak miktarı olan 47.200,00-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 3.224,23-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 550,00-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.674,23-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 550,00-TL Peşin/nisbi Harcı, 79,50-TL Tebligat, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.210,20-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
7-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek karar verildi.21/09/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı