Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/785 E. 2023/254 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/785 Esas – 2023/254
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/785 Esas
KARAR NO : 2023/254

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI :…
VEKİLİ : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı şirket ile davalı arasında ticari işlerden kaynaklı cari hesaba konu alacak doğduğu ve bu alacağı Akyazı icra Dairesi …./… E.No’lu takibine konu edildiğinin, davalı borçlunun kötü niyetli olarak takibe itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunu, arabuluculuğa müracaat edildiği fakat anlaşmanın sağlanamadığı, davalının; Akyazı icra Dairesi …/… E. Sayılı dosyasında yaptıkları takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiği ve takibi durdurmuş olduğu, davalı borçlu tarafından davacı şirkete verilen zararın alacağın tahsil edilememesi sebebiyle her gün artmakta olduğu, davalının kötü niyetli yaptığı bu itiraz için İİK gereği %20den az olmamak üzere tazminat ödemeye yükümlü tutulması gerektiğinin, davacı şirkete ait fatura ve ticari defterlerin incelenmesiyle icra takibinde haklı oldukları, borçlunun kötü niyetli olduğu ve işbu davaya konu taleplerinde de haklı olduklarının anlaşılacağı, tüm bu nedenlerle; fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile; davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına haksız itiraz sebebiyle İİK m. 67/2 uyarınca davalı aleyhine icra takibine itiraz tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmak sureti ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine; yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 20/10/2022 Tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davalıya yöneltilen eldeki davanın haksız ve hukuka aykırı olmakla reddinhın gerekmekte olduğu, davacı tarafın, davalı aleyhine 17.608,51 TL alacak iddiasıyla Akyazı İcra Dairesi …/… E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatmış olduğu, davalının iddia edildiği gibi bir borcu bulunmaması sebebiyle taraflarınca süresinde itiraz edilmiş olduğu, iddia edilen borcun varlığına dayanak olarak davacı tarafça cari hesap sunulduğu ancak davalının faturada belirtilen tutarda borcu olmadığı tarafların usulüne uygun tutulmuş kayıtları incelendiğinde ticari defter ve kayıtları incelendiğinde görüleceğinin, davalının alacaklı iddiasında olan davacı tarafa, icra takibinde bahsedilen miktarlarda borcunun bulunmadığı, bu kapsamda tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını ve taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin hesap edilmesini talep ettikleri, tüm bu nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Akyazı Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu takibe dayanak edilen açık hesap ilişkisinde kayıtlı faturaların davacı…Limited Şirketi’nin Beyanname Satış (BS) formunda olup olmadığı hususlarının önemle araştırılarak, buna ilişkin oluşturulacak tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Kocaeli Alemdar Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu takibe dayanak edilen açık hesap ilişkisinde kayıtlı faturaların davalı…nin Beyanname Alış (BA) ve Beyanname Satış (BS) formunda olup olmadığı hususlarının önemle araştırılarak, buna ilişkin oluşturulacak tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 10/11/2022 Celse Tarihli (5) nolu ara kararı uyarınca; “Dosyanın muhasebeci bilirkişiye tevdii edilerek davacı ve davalı tarafın tutulması zorunlu 2021 yılına ait ticari defterlerinin incelenerek dava konusu icra takibine konu cari hesap ekstresi kapsamında inceleme yapılarak, faturaların davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, icra takibi kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, ayrıca defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, ticari defterlerin birbirlerini doğrulayıp doğrulamadığı hususlarında rapor tanzimin istenmesine, bilirkişi için 1.000,00-TL ücret takdirine, masrafın davacı tarafça karşılanmasına, eksik olması halinde tamamlanmasının istenmesine, aksi halde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesine,” şeklinde karara verilmiş olup, bu hususta davacı tarafın ticari defterlerini incelenerek muhasebeci bilirkişisi …’na istenilen hususlarda rapor hazırlamak üzere dosya aslı 06/02/2023 tarihinde tevdi edilmiştir.
Muhasebeci bilirkişisi… 03/03/2023 Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; “SONUÇ VE KANAAT: Davacının 2021 yılı Ticari defterlerin H.M.K. 222. maddesinde belirtilen ticari defterlerin İbrazı ve Delil olma Şartlarını taşıdığı, davacının Ticari defterlerinin Genel kabul görmüş muhasebe standartlarına, ticari defterlerindeki kayıtları Tek düzen hesap planına uygun olarak kaydedilmemiş olduğu, davacının dava konusu olan 3 adet 151.608,49T1L fatura yerine 2 adet 149. 608,98TL faturayı Ticari defterlerine kaydetmiş olduğu, davacının 19.08.2021 Tarihli … numaralı 1.999,51TL tutarındaki faturanın Ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının dava konusu olan 3 adet 151.608,49-TL tutarındaki faturaları Ticari defterlerine kaydetmiş olduğuna dair kanaatin dosyada mevcut Kocaeli Alemdar Vergi Dairesi’ni dava dosyasına sunmuş olduğu … Anonim Şirketi’ne ait BA formlarından teyit edilmiş olduğu, davacının, Davalı … Şirketi’ne kesmiş olduğu; 11.08.2021 Tarihli … numaralı 65. 349,98 TL tutarındaki faturayı, 11.08.2021 Tanhli… numaralı 84.259,00 TL tutarındaki faturayı nakit olarak tahsil edilmiş gibi kasa hesabının borcuna yazmış olduğu, Tevsik kanununa uygun olmadığı, davacının dosyaya sunmuş olduğu Cari Hesap Ekstresinin firmanın kendi bünyesinde tutuğu muhasebe kayıtlardan almış olduğu, davacının Ticari defterlerinde fatura bedellerinin nakit tahsil edilmiş gibi işlenmiş olduğu, davalıya ait borcun kayıtlara intikal ettirilmemiş olduğu, 2021 yılı Ticari defterlerinde davalıdan herhangi bir alacağının olduğuna dair kayda rastlanılamadığı, davacı … Limited Şirketi’nin 2021 yılında davalı …Şirketi’mden alımmış olduğu çekleri Ticari defterlerine intikal ettirmemiş olduğu, davacının bahse konu olan faturalar karşılığında davalıdan 134.000,00TL – toplam tutardaki almış olduğu çekleri Ticari defterlerine kaydetmemiş olduğu, Sonuç olarak dava konusu firmalar arasında Ticari münasebetin olduğu, davacının 2021 Yılı Ticari defterlerinin Genel kabul görmüş muhasebe standartlarına uygun olmadığı, davacının defterleri, dosyaya sunulan belgeler, faturalar üzerinden yapmış olduğu hesaplamalar neticesinde Davacı … Malzemeleri … Limited Şirketi’nin Davalı…Ticaret anonim Şirketi’nden 17.608,49-TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defterlerinin bulunduğu adres olan “… Merkez / Bolu” adresinde yerinde inceleme yapmak üzere muhasebeci bilirkişisi …a yetki ve izin verilmiş olup, duruşma zaptı 10/11/2022 celse tarihli duruşma zaptı ara kararında davalı tarafın ticari defterleri incelenerek istenilen hususlarda rapor düzenlemek üzere görevlendirilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi … 14/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Sonuç: Dava dosyasında yer alan iddia ve savunmalar doğrultusunda davalının ekte bir örneği sunulan (Defter-i Kebir, Muavin Defter ve BA) belgelerden de anlaşılacağı üzere davacıya 17.608,51-TL cari hesap borcunun bulunduğunun tespit edildiği, görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporlarının dosyaya sunulduğu, raporların taraf vekillerine tebliğ edildiği, rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflara usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/09/2019 tarihli 2017/19-919 E. 2019/886 K. sayılı “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen cari hesap ekstresi başlıklı belgeye dayanarak Akyazı İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyası ile 18.294,73 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı,başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 31.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 04.01.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 15.09.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Davalı tarafından Akyazı İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiğinden, öncelikle yetki sorununun çözülmesi gerekmiştir. Davalı tarafından Akyazı İcra Müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın, dava konusunun para alacağı olması nazara alındığında; 6100 sayılı yasanın 10. ve 6098 sayılı yasanın 89.maddeleri gereği para borcunun götürülecek borçlardan olması, dolayısıyla alacaklının ikametgah yeri mahkemesinin yetkili olması, davacının adresinin Sakarya/Akyazı olduğu nazara alındığında Akyazı İcra Müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz yerinde görülmemiştir.
Davacının takibe dayanak ettiği belgenin cari hesap ekstresi olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda detaylandırıldığı üzere; cari hesap sözleşmesi hükümlerinin uygulanabilmesi için 6102 sayılı yasanın 89.maddesi uyarınca taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi anlaşmasının bulunmasının gerektiği, somut olayda taraflar arasında böyle bir sözleşmenin bulunmadığı, dosya kapsamı ve 10.paragraftaki ilkeler nazara alındığında önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumu şeklinde bir ilişki olduğu anlaşılarak taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu (benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Daresinin 2020/387 esas 2021/914 Karar) anlaşılmış ve yargılama açık hesap ilişkisine göre yürütülmüştür.
Taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi incelendiğinde; taraflar arasında faturaya dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların tüzel kişi tacir olduğu, faturaların tarafların ticari işletmelerini ilgilendirdiği anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla davacının delil olarak dayandığı taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi gerekmiştir. Davacı tarafından ticari defterler incelemeye hazır hale getirilmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 02.03.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının ticari defterlerinde fatura bedellerinin nakit tahsil edilmiş gibi işlenmiş olduğu, davalıya ait borcun kayıtlara intikal ettirilmemiş olduğu, 2021 yılı ticari defterlerinde davalıdan herhangi bir alacağının olduğuna dair kayda rastlanmadığı, davacının 2021 yılında davalıdan almış olduğu çekleri ticari defterlerine intikal ettirmemiş olduğu, davacının 134.000,00 TL toplam tutardaki almış olduğu çekleri ticari defterlerine kaydetmemiş olduğu, davacının 2021 yılına ait ticari defterlerinin genel kabul görmüş muhasebe standartlarına uygun olmadığı, davacının defterleri, dosyaya sunulan belgeler ve faturalar üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı şirketin davalı şirketten 17.608,49 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde dosyaya sunulan 14.02.2023 tarihli bilirkişi raporunda davalının 2021 yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, yasal süresi içerisinde yaptırılmadığı, defteri kebir, muavin defter ve BA belgelerinden davalının davacıya 17.608,51 TL cari hesap borcunun bulunduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, davaya konu cari hesap ekstresine konu faturaların davalının ticari defterlerine kayıtlı olduğu, BA formuyla bildirildiği, davacının ticari defterlerinde 11.08.2021 tarihli … numaralı 65.349,99-TL bedelli ve 11.08.2021 tarihli … numaralı 84.259,01-TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, 19.08.2021 tarihli … numaralı 1.999,51-TL bedelli faturanın ticari defterlerde kayıtlı olmadığı ancak cari hesap ekstresine konu 3 faturanın BS formuyla bildirildiği bu nedenle taraflar arasında takibe konu açık hesaba kayıtlı faturalar nedeniyle ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan 14.02.2023 ve 02.03.2023 tarihli bilirkişi raporlarına göre, davacının 2021 yılı ticari defterlerinin genel kabul görmüş muhasebe standartlarına uygun olmaması, davacının 2021 yılında davalıdan almış olduğu çekleri ticari defterlerine intikal ettirmemiş olması, 19.08.2021 tarihli … numaralı 1.999,51-TL bedelli faturanın ticari defterlerde kayıtlı olmaması, 11.08.2021 tarihli … numaralı 65.349,98-TL bedelli ve 11.08.2021 tarihli … numaralı 84.259,00-TL bedelindeki faturayı nakit olarak tahsil edilmiş gibi kasa hesabının borcuna yazmış olması nedeniyle davacının ticari defterlerine itibar edilmemiştir. Davalının 2021 yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmaması nedeniyle HMK 222/4 maddesi uyarınca davalı tarafın ticari defterlerinin aleyhine delil teşkil edeceği, davaya konu faturaların davalının ticari defterlerine kayıtlı bulunduğu, faturaların davacının BS ve davalının BA formunda bildirildiği, bu şekilde taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturaların davalı tarafından BA olarak bildirilmesi ve TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz edilmemesi dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davacının ticari defter kayıtlarına itibar edilmemiş ise de davaya konu faturaların davacının BS formunda, davalının BA formu ile beyan edilmesi, davalının 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmemesi, faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması. davalının ticari defterlerinde davalıya 17.608,51 TL cari hesap borcunun bulunması, düzenlenen bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edilmesine rağmen raporlara karşı itirazda bulunulmaması birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında takibe konu açık hesaba kayıtlı faturalar nedeniyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.608,51 TL alacaklı olduğuna kanaat getirilmiş, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın asıl alacak yönünden haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu, davacının dava dilekçesinde 17.608,51 TL yönünden itirazın iptalini talep ettiği, anlaşılmakla Akyazı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen alacağa davalının yapmış olduğu vaki itirazın iptali ile takibin 17.608,51-TL Asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, Akyazı İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen alacağa davalının yapmış olduğu vaki itirazın iptali ile takibin 17.608,51-TL Asıl alacak üzerinden devamına,
2-Davalı itirazında 17.608,51-TL Asıl alacak yönünden haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 17.608,51-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Yürürlükte Bulunan Yargı Harçları Tarifesine göre dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.202,84-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 209,24-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 993,60-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 209,24-TL Peşin/nisbi Harcı, 2.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 196,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.486,44-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-HMK 321/2. Maddesi gereğince gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğine,
8-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı