Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/745 E. 2022/1337 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/745 Esas – 2022/1337
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/745 Esas
KARAR NO : 2022/1337

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI ….

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 06/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait ….Plakalı araç ile davalı şirkete ait…. Plakalı araç arasında gerçekleşen 16/06/2021 tarihli kaza nedeniyle davacının aracında oluşan ve zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçe limitleri dışında kalan 15.233,01-TL tutarındaki değer kaybı bakiye zararının davalı şirketten tahsili için davacı tarafça …. …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. Esas sayılı dosyasına konu takibin başlatılmış olduğunu, davalı şirket tarafından takibe süresi içerisinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davacının aracında yukarıda bahsi geçen kaza nedeniyle 27.500,00-TL değer kaybının oluşmuş olduğunu, bu zararın 12.266,99-TL’sinin davalı şirketin sigortalısı olduğu …. …. Anonim Şirketi tarafından ödenmiş olduğunu, geriye kalan tutarın tahsili için …. …. Anonim Şirketi aleyhine yapmış oldukları Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunun sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olması nedeniyle 11/06/2022 tarihinde reddedilmiş, kararın gerekçesinde bakiye zarar olan 15.233,01-TL’nin araç sahibinden istenilebileceğinin belirtilmiş olduğunu, davacı tarafça davalı şirket aleyhine icra takibinin başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından bahse konu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olduğunun, davacının alacağının garanti altına alınması açısından davalı şirket adına kayıtlı bulunan ve müvekkilin değer kaybı alacağının oluşmasına neden …. Plakalı aracın kaydına bahse konu aracın üçüncü kişilere devrinin önlemesi amacıyla dava sonuna kadar ihtiyati tedbir şerhi konulmasını talep etmiş, tüm bu nedenlerle; davanın kabulünü, itirazın iptaline ve takibin devamını, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı şirket adına kayıtlı bulunan …. Plakalı aracın kaydına dava sonuna kadar ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava,…. İcra Müdürlüğünün …./…. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı 16.06.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle aracında oluşan değer kaybını davalı şirketten tahsil etmek amacıyla …. ….. İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatmıştır.
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 15.08.2022 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davada, davacının UYAP entegrasyon ekranından yapılan sorgulamasında “kendine ait veya kiralanan gayrimenkullerin kiraya verilmesi veya leasingi” açıklamasıyla vergi kaydının bulunduğu anlaşılmış, Gümrükönü vergi dairesine yazılan müzekkere cevabında davacı Muammer Sarı’nın 01/01/2020 tarihinden itibaren gayrimenkul sermaye iradı yönünden mükellefiyet kaydının bulunduğu, basit usul ticari kazancının bulunmadığı belirtilerek davacının 2021 yılına ait gelir vergisi beyannamesi mahkememize gönderilmiştir. Vergi dairesinden gelen cevabi yazıda davacının defter tuttuğuna ilişkin bir bilgiye yer verilmemiştir. İncelenen gelir vergisi beyannamesinde yürütülen faaliyetlerin VUK’nin 177 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bentte yazılı nakdi limitin tamamını aşmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki davacının vergi beyannamesinde menkul sermaye iradı adı altında gelir vergisi beyanında bulunduğu, bu kazançlarının ticari kazanç olarak değerlendirilemeyeceği bu nedenle davacının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Vergi dairelerinden gelen cevabi yazılardan davacının tacir sıfatına haiz olmadığının anlaşıldığı, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davanın haksız fiilden kaynaklı değer kaybına ilişkin olduğu, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davacının tacir olmaması nedeniyle de davanın nisbi ticari dava da olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmış 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsizliğine yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın resen ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı ve davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği hususunun İHTARINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin ve davalının yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) Hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek karar verildi. 06/09/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı