Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/714 Esas – 2023/572
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/714 Esas
KARAR NO : 2023/572
HAKİM : ….
KATİP :….
DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :03/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu …. Müh. İnşaat Turizm Petrol Ltd.Şti.’nin aleyhine Sakarya …. İcra Dairesi’nin 2022/…. E. sayılı esası üzerinden icra takibine başlanılmış, ödeme emri 23.06.2022 tarihlinde tebliğ edildiğini, Davalı-borçlu aleyhine yürütülen icra takibe (icra dairesinin yetkisine, icra takibine, borca, ödeme emrine faiz oranına ve işlemiş faize, ferilerine) 24.06.2022 tarihli dilekçesi ile itirazda bulunulmuş, ancak itiraz dilekçesi ekinde ödeme yaptığını kanıtlayacak nitelikte bir belge-dekont örneği de sunmadığını, bu sebeple Sakarya… İcra Dairesinin 2022/…. E. Dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, bu sebeple takibin devamı ile itirazın iptaline ve davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı hükmedilmesini taleple dava etmiştir.
Davalı mahkememize ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, Karşı dava olarak Davacı-karşı davalı ile yapılan anlaşmaya ilişkin tutanakta tarafımızca ön ödeme yapıldığı günden itibaren 15 işgünü sonunda teslim edileceği belirtilmiş olup ön ödemenin kendilerine yapılmış ise de, 15 işgünlük süre sonunda araç hatasız ve eksiksiz olarak tarafımıza teslim edilmediğini, araç hatasız ve eksiksiz olarak teslim edilmediğinden yasaklı hale gelmiş ve geçen sürede aracın kullanılamaması nedeniyle davalı – karşı davacının zarara uğradığını, öncelikle; yetki itirazımızın kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, asıl davanın reddine, davacı-karşı davalı aleyhine iik’na göre %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karşı davamızın kabulü ile 15.000,00 tl cezai şartın temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak ticari temerrüt faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, Asıl ve karşı dava yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Sakarya 2. İcra dairesinin 2022/…. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı, usulüne uygun açılmış bir karşı dava bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
Davalının Sakarya … İcra Dairesinin 2022/…. Esas sayılı dosyasında yetki itirazında bulunduğu görülmüş, TBK’nın 89. Maddesi uyarınca davalının icra takibinde yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ili mahkememizin yetkisine itiraz etmiş, TBK’nın 89. Maddesi uyarınca davalının yapmış olduğu yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Sakarya… İcra Müdürlüğünün 2022/…. esas sayılı icra takip dosyası Uyap’tan eklenerek incelenmiştir.
Davacı vekili arabuluculuk son oturum tutanağı dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce Sakarya Vergi Dairesi Müdürlüğünden ve Tuzla Vergi Dairesi Müdürlüğünden davacı ve davalıya a ait BA (Beyyaname Alış) ve BS (Beyyanname Satış) formlarının mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Yeminli Mali Müşavir Bağımsız Denetçi …. …. …. ‘a Davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi mahkememize biraz etmiş olduğu 10/02/2023 tarihli raporlarında “…. Dava ve icra dosyası ile ticari defterlerinin tetkiki sonucunda, rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, her türlü hukuki değerlendirme ve nihai kararın Sayın Mahkemenize ait olduğu işaret edilerek özetle,
Davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 10.000,00 TL alacaklı olduğu, ) …. nolu faturanın Davacı tarafından Bs formu ile davalı tarafından Ba formu ile beyan edildiği, … ” yönünde raporunu Mahkememize ibraz etmişlerdir.
Mahkememizce Mali Müşavir …. …. ‘a davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi mahkememize biraz etmiş olduğu 10/07/2023 tarihli raporlarında “…. Davalının kendi ticari defterlerinde davacıya 10.000,00 TL borçlu olduğu,
…. nolu faturanın Davacı tarafından Bs formu ile davalı tarafından Ba formu ile beyan edildiği … ” yönünde raporlarını Mahkememize ibraz etmişlerdir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı taraf isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa; davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen fatura ile ilgili olarak Sakarya 2. İcra Müdürlüğü’nün 2022/8645 esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin tanzim tarihinin 22.06.2022 olduğu, davalının ödeme emrine 28.06.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 28.07.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki 100.000,00-TL bedelli faturaya dayanarak faturadan bakiye kalan 10.000,00-TL alacağa iilişkin takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 10.07.2023 tarihli bilirkişi raporu ve 10.02.2023 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arsında faturaya dayalı bir ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu, her iki tarafın ticari defterlerine göre davaya konu edilen faturanın her iki tarafın defterlerine de işlendiği, davalının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 10.000,00-TL alacaklı olduğunun, davacının ticari defterlerinde davacının davalıdan 10.000,00-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Dosya kapsamında alınan raporlara göre, her iki tarafın ticari defterlerinin birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturanın davalının ticari defterlerine de işlenmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle davacının 06.09.2016 tarihli 100.000,00-TL’lik faturadan dolayı davalıdan 10.000,00-TL takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğu ve itirazın iptali gerekmiş olup, davalının takip dosyasına haksız olarak itiraz ettiği de nazara alınarak 2004 sayılı yasanın 67. maddesi gereği davacı alacaklı lehine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Davalı her ne kadar talep edilen 10.000,00-TL’nin aracın eksiksiz ve kusursuz olarak taraflarına teslim edilmediğini, davacı yanın malın eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edildiğine ilişkin belge sunamadığını, 4-3 düşürücü ve hortumların teslim edildiğine ilişkin davacı yanca bir belge sunulamadığı belirtilmiş ise de; davalı tarafından davaya konu faturanın ticari defterlerine kaydedildiği, süresi içerisinde faturaya itiraz edilmediği, davalının aracın eksiksiz teslim edilmediği şeklindeki iddiaların dinlenemeyeceği, davalının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü yerine getirmediği, alıcının faturaları kendi ticari defterlerine kaydetmesinin fatura içeriği malları teslim aldığına karine olduğu, aksinin alıcı tarafından ispat edilmesi gerektiği anlaşılmış, davalı tarafın iddialarına itibar edilmemiştir.
Davalının davacının aracı kusursuz olarak teslim etmediği yönündeki iddiasının değerlendirilmesinde; Ticari satış ve mal değişimi başlıklı 6102 sayılı TTK 23/1 maddesinde; Maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı buna göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK 223/2 madde hükmü incelendiğinde; alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Davalının 20.06.2022 tarihli tutanak ile aracın ayıplı olduğunu öğrendiği, davalıya durumun Kartal 23. Noterliğinin 08.07.2022 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihbar edildiği, davalının 8 günlük süre sonrasında ayıbı davalıya bildirdiği süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı anlaşılmış davalı tarafın ayıplı teslime ilişkin iddialarının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının Sakarya…. İcra Müdürlüğünün 2022/…. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davalı itirazında haksız olduğundan asıl alacak miktarı olan 10.000,00-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın re’sen taraf vekillerine tebliğine,
4-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 683,10-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 120,78-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 562,32-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 120,78-TL Peşin/nisbi Harcı, 3.124,50-TL bilirkişi ,Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.325,98TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
8-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 19/10/2023
Katip ….
e-imza
Hakim ….
e-imza