Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/704 E. 2023/213 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/704 Esas – 2023/213
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2022/704 Esas
KARAR NO : 2023/213

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ :…

DAVALI :…
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davacı ile davalı borçlu… A.Ş. arasında bir kısım güneş paneli ve diğer ürünlerin alım satımı noktasında ticari ilişki bulunduğunu, icra takibine dayanak faturaların davalı borçlu firmaya gönderildiği ve karşılığında bir kısım ödemeler alındığını, ancak, cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere bakiye 11.665,65 USD borcun halen ödenmediğini, bu sebeple Sakarya …. İcra Müdürlüğün… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatılmış, takipte ödeme emri 02.08.2021 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalı borçlu, borcunu ödemediğini 05.08.2021 tarihinde takip konusu alacağa, ferilerine ve yetkiye haksız itiraz ederek takibi durduğunu, bu sebeplerle davalı borçlunun Sakarya … İcra Müdürlüğün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalıya alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödettirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesini taleple dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin adresinin Bursa olduğunu, işin yapıldığı yerin de Bursa olduğunu, yetki hususunda itirazlarını tekrar ettiklerini, davanın Yetkili Mahkeme olan Bursa İline gönderilmesi gerektiğini, Davalının … ilinde Ustaoğlu Teksti firması ile güneş enerjisi paneli kurulumu konusunda anlaşma imzalandığını, Bu anlaşma doğrultusunda yapılacak hizmet için davacı firmadan bir kısım güneş paneli vs ürünlerin alımı konusunda anlaşıldığını, anlaşma doğrultusunda dilekçemizin ekinde sunulan teklif formunda belirtilen şekilde… miktarlık panel alımı konusunda anlaşıldığını, davacı tarafından ödemeler yapıldığını, bir süre sonra tedarik konusunda sıkıntılar yaşandığını, firmanın başka bir firma ile anlaşma yapmak zorunda kaldığını, davacının kötü niyetli olarak icra takibi yaptığını davanın reddine karar verilmesini taleple dava etmiştir.
Sakarya …. icra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasının bir sureti Uyap Sistemi Üzerinden mahkememiz dosyası arasına alınmış, Bursa Vergi Dairesinden …Vergi Dairesinden BS BA kayıtları celp edilmiştir
Mahkememizce; davacı ve davalının ticari defterlerinin incelenerek Sakarya …. İcra dairesinin …. esas sayılı takip dosyasına konu faturaların davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, faturalara ilişkin ödeme yapıp yapılmadığı, ticari defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, açılış kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarını içerir şekilde rapor tazmin edilmek üzere dosya muhasebeci bilirkişisi… ve …. ‘tan raporlar alınmıştır.
SMMM Bilirkişisi …08/11/2022 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Davalı …. A.Ş.’nin 2020 yılında aldığı fatura toplamı 4.056.334,69 TL, ödediği 2.332.963,99 TL, aradaki farkın 1.723.370,70TL olduğu, bu tutardan 31.158,17 TL iade faturası ve 60.682,24 TL toplam 91.840,41TL nin düşülmesinden sonra 31.12.2020 bakiyesinin 1.631.,530,29 TL alacak olarak gerçekleştiği, 2021 yılında yapılan ödeme tutarının 494.347,50 TL olduğu, 1.367 adet gelmeyen panelin iade faturasının kesilmesi ile 1.084.440,44 TL nin cari hesaptan düşüldükten sonra 31.12.2021 bakiyesinin 52.742,35 TL alacak olarak gerçekleştiği, Davalı… A.Ş.’nin 2020-2021 yılı yevmiye Defterinde faturaların kayıtlı olduğunun görüldüğü, Davacı….Anonim Şirketi’nin Davalı ….A.Ş.’den 30.06.2022 tarihi itibariyle 52.742,35 TL alacaklı olduğu, kur değerlemesi yapılması nedeniyle 136.666,00 TL Kambıyo Zararından kaynaklı 189.408,35 TL olarak Davacı…. Şirketi’nin alacak bakiyesinin oluştuğu, Davalı … A.Ş.’nin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun yapıldığı,Davalı ….A.Ş.’nin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu…” yönünde raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
SMMM Bilirkişisi …31/10/2022 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “… Davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 148.364,36 TL alacaklı olduğu, Davacı defterlerinde yer alan alacak tutarının 31.12.2021 tarihli merkez bankası alış kuru ile 11.432,43 USD olduğu, döviz cinsinden yapılan hesaplamada alacak tutarının 11.665,65 USD iken yapılan düzeltme kaydı ile bu tutarın 233,22 USD azaltıldığı,…” şeklinde raporunu Mahkememize ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
Davacı tarafından davalı aleyhine faturadan kaynaklı alacak istemi ile Sakarya…. İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı takip dosyası ile 11.665,65 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 02.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 05.08.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62. maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 25.07.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Davalı tarafından her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de takibin faturaya dayalı başlatılması, para alacaklarında TBK 89/1 maddesi uyarınca alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olması, davacı şirketin adresinin …/Sakarya olduğu dikkate alındığında davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de TBK 89/1 maddesi uyarınca alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olması dikkate alındığında yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturalardan kalan bakiye alacağa dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 31.10.2022 havale tarihli, 08.11.2022 havale tarihli bilirkişi raporları ve 17.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 148.364,36 TL alacaklı olduğu, davacı defterlerinde yer alan alacak tutarının 31.12.2021 tarihli merkez bankası alış kuru ile 11.432,43 USD olduğu, davalının ticari defterlerinde icra takibine konu davacının düzenlediği faturaların kayıt edildiği, davacının 13/07/2021 tarihi itibariyle icra takibine konu alacak bakiyesinin 11.392,16 USD olduğu, davalının davacıya 11.392,16 USD borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan 31.10.2022 havale tarihli, 08.11.2022 havale tarihli bilirkişi raporları ve 17.01.2023 tarihli ek bilirkişi raporuna göre, her iki tarafın ticari defterlerinin takibe konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması, davacının dayandığı faturaların davalının ticari defterlerine işlenmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davalının TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriklerini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları nedeniyle; davalının defterlerine kayıtlı olan 8 adet 545.851,25 USD bedelli fatura kapsamında davalının 384.124,25 USD tutarında ödemede bulunduğu, 150.334,84 USD tutarında iade faturası düzenlediği, davalının faturalar kapsamında toplam 534,459,09 USD ödemede bulunduğu, taraflar arasında takibe konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 11.392,16 USD alacaklı olduğu icra takibine konu faturaların süresinde iade edilmediği, tarafların incelenen ticari defterleri doğrultusunda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 11.392,16 USD alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın 11.392,16 USD tutarındaki asıl alacak yönünden haksız olduğu, tarafların defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmıştır. Davalı yapılan itirazında kısmen haklı çıktığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekil tarafından her ne kadar tanık dinletilmesi talebinde bulunmuş ise de davanın itirazın iptali davası olması ve takibin faturalara dayandığı, alacak miktarının tanık ve ispat sınırını aştığı, davacı tarafın tanık dinletilmesine açık muvafakatinin olmaması nedeniyle davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı ayıplı mal iddiasında bulunmuş, ayıplı üretimden kaynaklanan zararın telafi edilmesi için davacı yana Bursa…. Noterliğinin 01.02.2022 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini belirtilmiş ise de; icra takibine konu faturaların tamamının davalı tarafından ticari defterlere kayıt edildiği, faturalara 8 günlük süre içerisinde herhangi bir itirazın bulunmadığı, davalının davacı şirketten güneş paneli ve ürünlerini satın aldığı, faturaların ticari defterlere kayıt edilmesi ve itiraz edilmemesi nedeniyle faturalara konu malların davalıya teslim edildiği, davalının malların teslim edilmesinden sonra TTK 23/1-c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün içinde, açıkça belli değil ise malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu süre içinde satıcıya ihbarda bulunmasının gerektiği, davalının faturaları ticari defterlerine 2020 yılı içerisinde kaydettiği ve 01.02.2022 tarihinde malların teslim alınmasından uzun bir süre sonrasında ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmakla davalının ayıp iddiasının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜNE, Sakarya…. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 11.392,16-USD asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı takibe yapılan itirazda kısmen haklı çıktığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 13.898,55-TL ilam harcından peşin olarak alınan 3.050,59-TL harç düşüldükten sonra bakiye 10.847,96-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 3.050,59-TL peşin harç ve 11,50-TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.993,50-TL yargılama giderinden kabul oranına göre (%97,65 kabul); 1.946,65-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL masrafın kabul-ret oranına göre;1.288,98 TL’sinin davalıdan, 31,02 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ne göre 31.484,80-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 4.884,49-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ücretin kabul-ret oranına göre; 1.288,98-TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına; 31,02-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
12-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı (e-duruşma vasıtasıyla), davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
30/03/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı