Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/696 E. 2022/1312 K. 25.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/696 Esas – 2022/1312
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/696 Esas
KARAR NO : 2022/1312

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : …
DAVALI : …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 25/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ticari faaliyetleri kapsamında davalı kurumun Akyazı Ortaokulu 24 Derslik Yeni Bina İkmal İşi yapımı için açılan 2020/307970 ihale kayıt numaralı ihalesine katılım sağlayarak ihaleyi kazandığını, ihalenin alınmasının akabinde taraflar arasında davaya konu 20/08/2020 tarihli anahtar teslim götürü bedel sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme bedelinin taraflarca 9.699.999,00 TL olarak kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanmasının ve inşaat yerinin tesliminin akabinde müvekkili şirketin derhal üstlendiği inşaat işi için çalışmalara başladığını ancak yaşanan ekonomik kriz nedeniyle davacı şirketin yapımına başladığı inşaat işini tamamlamakta ve üstlendiği edimleri yerine getirmekte güçlük çekmeye başladığını, davaya konu sözleşmeye dayalı inşaat işi kapsamında belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasının imkansız hale geldiğini ve sözleşmeye aynı şartlarla devam etmenin müvekkili şirket açısından katlanılamaz hale geldiğini, izah edilen nedenlerle davacı müvekkili şirket ile davalı kurum arasında akdedilen Akyazı Ortaokulu 24 Derslik Yeni Bina İkmal işine ait 20/08/2020 tarihli anahtar teslimi götürü bedel sözleşmesinin davacı yüklenici lehine ödenmesi gereken bedel ve işin yapım süresi yönünden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 137 maddesi gereğince uyarlanmasına ve uyarlanacak bedelin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davacı müvekkile ödenmesini, işbu uyarlama talebi mümkün görülmez ise Türk Borçlar Kanunu 480. Ve 138. Madde doğrultusunda sözleşmeden dönme hakkı kapsamında sözleşmenin feshine karar verilmesini, davalı kuruma verilen teminat ve teminat mektuplarının irat kaydedilmesinin durdurulması ile ceza miktarlarının tahsilinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 22.07.2022 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda; davalı Milli Eğitim Bakanlığı- Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü kamu idaresi, davacı taraf ise ticari firmadır. Görev hususunu düzenleyen HMK’nın 1 ila 4. maddeleri ile TTK’nın 3,4 ve 5.maddeleri bir arada değerlendirildiğinde davacı Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün tacir olmadığı, davalı İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kamu hizmeti gayesi ile hareket eden kamu idaresi konumunda bulunduğu, somut olayda davacı şirketin davalı kurum ile arasında akdedilen sözleşmenin davacı yüklenici lehine ödenmesi gereken bedel ve işin yapım süresi yönünden uyarlanması talebinde bulunduğu, eldeki davanın mutlak veya nispi ticari dava olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu ve 6100 Sayılı yasanın 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın resen ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı ve davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği hususunun İHTARINA,
4-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesi uyarınca talep halinde gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek yada aynı sürede başka yer Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, tensiben karar verildi. 25/07/2022

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı