Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/695 E. 2023/158 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/695 Esas – 2023/158
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/695 Esas
KARAR NO : 2023/158

BAŞKAN :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hendek İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi yapıldığı davalının icra takibine itiraz ettiği, davalının yapmış olduğu itirazın haksız ve yersiz olduğunu bu sebeple itirazın iptali ile davalı ile davacı arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacının davalıdan 17.504,89-TL tutarında alacağı olduğunu, davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın tek amacının icra takibini durdurmak ve davacının haklı alacağının tahsilini imkansız hale getirmek olduğunu, davacının daha da büyük ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetler doğmaması amacıyla davalı aleyhine, öncelikle teminatsız; mahkemenin aksi kanaatte olması halinde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Hendek İcra Müdürlüğünün … (İcra Dosyası) sayılı dosyasının tamamının UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına eklenmiştir.
Mahkememizce…i Müdürlüğü ile… Müdürlüğü’ne davaya konu edilen faturanın davacının ve davalının…, davalının …formunda olup olmadığının bağlı oldukları hususunda mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasına, Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına davacının ve davalının tacir veya esnaf kaydı olup olmadığının, ticari işletmesinin bulunup bulunmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce Hendek Vergi Dairesi Müdürlüğü ile Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı’na dava tarihi olan 22/07/2022 dava tarihi itibariyle; Gelir vergisinden muaf olup olmadığı, Basit Usulde Götürü Usulde vergilendirilip vergilendirilmediği, Son bildirdiği vergi matrahının ne olduğu, İşletme usulünde defter tutup tutmadığı, tutuyorsa yürütülen faaliyetinin VUK’nun 177/l. Maddesinin 1 ve 3. Bendindeki limitlerinin yarısını veya 2. Bentteki limitin tamamını aşıp aşmadığının davacının ve davalının tacir olarak nitelendirilip nitelendirilmediği hususlarında mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Kadıköy 10. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 07/03/2022 tarihli ihtarnamesinin dosya arasına sunulması için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememize davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş olup, bu hususta gerekçeli ara karar oluşturulmuş ve iş bu ara kararın talep eden vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın tutulması zorunlu 2021-2022 yıllarına ait ticari defterlerin incelenerek dava konusu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, icra takibi kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, temerrüt tarihi olan 14/03/2022 tarihinden itibaren TTK 1530. maddesi uyarınca faiz miktarının ne kadar olduğu hususlarında rapor tanzimin istenmesine, ayrıca defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, ticari defterlerin birbirlerini doğrulayıp doğrulamadığı hususlarında rapor tanzim edilmek üzere dosya aslının muhasebeci bilirkişi … 14/10/2022 tarihinde tevdii edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi …03/11/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “SONUÇ VE KANAAT: Davacının 2021-2022 Yılları Ticari defterlerin H.M.K. 222. Maddesinde belirtilen ticari defterlerin İbrazı ve Delil olma şarılarını taşıdığı, Davacı Ticari defterlerinin Genel kabul görmüş muhasebe standartları, ekseriyetle uygun olarak kaydedilmiş olduğu, Davacının Ticari Defteri Kayıtlarının tetkikinde; 2021 yılında; 120 00 279 … … ….Planlama Ve Hizmet Anonim Şirketi’nin detay cari hesabının borç olarak kaydedilerek 331 ORTAKLALAR CARİ HESABI … …… … … cari hesabıyla kapatılmış olduğu, dava tarihine kadar (22.07.2022) yukarıda dökümü olan faturalar için … … Yatırım Planlama Ve Hizmet Anonim Şirketi’nin Davacı…a 2021 yılına dair ödeme yaptığına dair ticari defterlerinde kayda rastlanılmamış olduğu, davacının Ticari Defteri Kayıtlarının tetkikinde; 2021 yılına ait banka kayıtlarının Ticari defterlerine işlenmemiş olduğu, davacı …’ın 01.01.2022 Tarihinde 331 00 001… Ortaklar Cari Hesabından… … …Yatırım Planlama Ve Hizmet Anonim Şirketi Alıcılar hesabına 41.960,10-TL virman yapma suretiyle borçlandırarak kayıt düzeltme işlemi yapmış olduğu, dava tarihine kadar (22.07.2022) yukarıda dökümü olan faturalar için … Şirketi’nin davacı …’a 2022 yılında 16.787,14-TL banka havalesi ile ödeme yapıldığını ticari defterlerine kayıt ettiği, davacının Ticari Defteri Kayıtlarının tetkikiyle; (120 00 279 … Yatırım Planlama Ve Hizmet Anonim Şirketi’nin cari hesabının 2022 yılı son işlem tarihi olan 28.03.2022 itibarıyla yevmiye kayıtlarında 26.957,14-TL Alacak Bakiyesi olduğu, Ticari defter kayıtlarında görüldüğü), davacının dosyaya sunduğu faturaları Ticari defterlerine kaydetmiş olduğu faturalar ile kayıtlar arasında herhangi bir fark bulunmadığı, davacının kayda aldığı faturaların davalıya ulaştığı, davalının herhangi bir itiraz talebi olmadığı, iade faturası kesmediği, davacı … … … İcra Dairesi … Esas sayılı dava dosyasındaki 15.000,00 TL alacak aslı ile Ticari defterlerindeki alacak tutarının (26.957,14) farklı olduğu, sonuç olarak; dava konusu firmalar arasında ticari münasebetin olduğu, … … Ticari defter kayıtlarında, Davalı … Şirketinden 26.957,14-TL alacak bakiyesi olduğu,…’ın 2021 yılına ait Banka hesap hareketlerinin Ticari defterlerine işlenmemiş olması gerekçesiyle, ticari defterlerindeki alacak bakiyesinin doğruluğunun teyit edilemeyeceği, görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili 03/11/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporuna karşı 22/11/2022 Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “Bilirkişi raporunda belirtilen ve müvekkil idare aleyhine olan tespit ve değerlendirmelere katılmıyor, bu yönüyle bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, icra emrine konu borcun herhangi bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde kesin ve net olarak tespit edilememesi ve kesinleşmiş bir borç olmadığından dolayı davanın reddine karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce 13/12/2022 Celse Tarihli duruşma zabtı (1) nolu ara kararı uyarınca; “1-03/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda davalının davacıya banka vasıtasıyla yaptığı ödeme kayıtlarına göre 41.537,14 TL ödeme olduğu raporun 6. Sayfasındaki tabloda belirtilmesine rağmen sonuç kısmında ödemenin 16.787,14 TL olduğu belirtilerek raporun kendi için çelişkili olduğu, yine mahkmememizce 11/10/2022 tarihli ara kararda 14/03/2022 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılması istenilmesine rağmen bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı, raporun bu yönüyle eksik olduğu anlaşıldığından bu hususlarda önceki bilirkişiden ek rapor aldırılmasına,” karar verilmiş olup, dosya aslı ek rapor düzenlenmek üzere Muhasebeci Bilirkişi … 13/12/2022 Tarihinde tevdi edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi …20/12/2022 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özetle; Sonuç ve Kanaat: Davacının 2021-2022 Yılları Ticari defterlerin H.M.K. 222. maddesinde belirtilen ticari defterlerin İbrazı ve Delil olma şartlarını taşıdığı, davacının ticari defterlerindeki kayıtların Tek düzen hesap planına uymakla birlikte açık, anlaşılır ve ayrıntılı hesap planında cari hesap bazında detaylandırılmadığından, kesin bilgiye ulaşılamayacağı, davacının Ticari Defteri Kayıtlarının tetkikinde; 2021 yılında; … Şirketi’nin detay cari hesabının borç olarak kaydedilerek … ORTAKLALAR CARİ HESABI — … … … … cari hesabıyla kapatılmış olduğu, davacının Ticari Defteri Kayıtlarının tetkikinde; 2021 yılına ait banka kayıtlarının Ticari defterlerine işlenmemiş olduğu, dava tarihine kadar (22.07.2022) yukarıda dökümü olan faturalar için …Şirketi’nin Davacı…a 2021 yılına dair ödeme yaptığına dair ticari defterlerinde kayda rastlanılmamış olduğu, davacı …ın 01.01.2022 Tarihinde…Ortaklar Cari Hesabından …Şirketi Alıcılar hesabına 41.960,10 TL virman yapma suretiyle borçlandırarak kayıt düzeltme işlemi yapmış olduğu, dava tarihine kadar (22.07.2022) yukarıda dökümü olan faturalar için…Şirketi’nin Davacı …a 2022 yılında 41.537,14 TL banka havalesi ile ödeme yapıldığını ticari defterlerine kayıt ettiği, davacının Ticari Defteri Kayıtlarının tetkikiyle;… Şirketi’nin cari hesabının 2022 yılı son işlem tarihi olan 28.03.2022 itibarıyla yevmiye kayıtlarında 15.002,96TL Alacak Bakiyesi olduğu, Ticari defter kayıtlarında görülmüştür.) davacının dosyaya sunduğu faturaları Ticari defterlerine kaydetmiş olduğu faturalar ile kayıtlar arasında herhangi bir fark bulunmadığı, davacının kayda aldığı faturaların davalıya ulaştığı, Davalının herhangi bir itiraz talebi olmadığı, iade faturası kesmediği, dava konusu firmalar arasında Ticari münasebetin olduğu, davacı … … ticari defterlerinin tetkikinde 2021 yılından devreden cari hesap bakiyesinin her hangi bir belgeye dayanmadığı, yalnızca bir düzeltme yevmiye kaydıyla yapıldığı, defter kayıtlarından sonuca ulaşmak imkansız olduğundan tarafların dosyaya sunduğu belgeler üzerinden inceleme ve değerlendirme yapılarak sonuca ulaşıldığı, Davacı … … davalı … Şirketinden 15.000,00TL alacağının, 14.03.2022 tarihinden dava tarihine kadar hesaplanan faiz tutarının 841,44TL Davacının, davalıdan toplamda 15.841,44-TL alacağı olduğu görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde ek rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili 20/12/2022 Tarihli Bilirkişi Ek Raporuna karşı 28/12/2022 Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “Bilirkişi ek raporunda belirtilen ve müvekkil idare aleyhine olan tespit ve değerlendirmelere katılmadıklarını, bu yönüyle bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, icra emrine konu borcun herhangi bir şüpheye mala vermeyecek şekilde kesin ve net olarak tespit edilememesi ve kesinleşmiş bir borç olmadığından dolayı davanın reddine karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce her ne kadar dosyanın 28/02/2023 tarihli duruşmasında taraflarca takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ise de tarafların e-duruşma talep ettikleri, e-duruşma ekranının UYAP’tan açılmadığı doğrudan duruşma zaptının açıldığı, davacının gönderdiği e-duruşma zaptının ekranda görünmemesi nedeniyle ve herhangi bir e-duruşma uyarısı vermemesi nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ise de tarafların e-duruşma taleplerinin bulunması ve sistemin e-duruşmaya imkan vermemesi nedeniyle taraf vekillerinin mazeretli sayılmalarına karar vermek gerekmiş olup, mahkememizin 28/02/2023 tarihli duruşmasındaki (1) nolu ara karardan bu nedenle dönülmesine, karar verilmiş olup, yeni duruşma gün ve saatinin taraf vekillerine usulüne uygun bir şeklide tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10- HGK’nın 2017/(6)3-2222 esas, 2021/760 karar sayılı ilamına göre, araç kiralama yanında insan gücü temini sözleşme konusu ise, bu durumda karma bir sözleşmeden bahsedileceği, hizmet alım ve kira sözleşmesinin karma bir şekilde olaya konu olduğu, bu durumda davaya Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılamayacağı, yine tarafların tacir olması ve olayın tarafların ticari işletmelerini ilgilendirmesi nedeniyle nispi ticari dava olup, bu uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.
11- Türk Borçlar Kanunu’nun kısmen yapılan ödemede mahsup hakkının düzenlendiği 100. maddesinde;
“Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.
Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip değildir” düzenlemesine yer verilmiştir.
12- Aynı Kanun’un 101. maddesinde;
“Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.
Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır” denilmiş; devamındaki 102. maddede ise;
“Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
13- Bu düzenlemeler ile; kanun koyucu, TBK’nın 100 ila 102. maddelerinde para borçlarında kısmen ödeme ve mahsupla ilgili bazı özel hükümler koymuştur. TBK’nın 100/I. maddesine göre borçlu her şeyden önce, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Ancak, bunun için borçlunun faiz ve gider borcunu ödemede gecikmemiş olması gerekir. Borçlu faiz ve giderleri ödemede gecikmiş ise, yapmış olduğu kısmî ödeme ana paraya değil, ödemekte geciktiği faiz ve gider borcuna mahsup edilir. TBK’nın 101. ve 102. maddelerinde de birden çok para borcunda, borçlunun yaptığı ödemenin bunlardan hangisine mahsup edileceği düzenlenmiştir. TBK’nın 102/I. maddesine göre, kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı takdirde ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/15-2332 esas 2021/665 karar )
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
14- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 2 adet fatura ile ilgili olarak Hendek İcra Müdürlüğünün 2022/433 sayılı takip dosyası ile 15.000,00 TL asıl alacak, 2.504,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.504,89 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 20.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 26.05.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 22.07.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
15-Fatura içerikleri ve tarafların iddia ve savunmaları nazara alındığında taraflar arasında satış sözleşmesinin bulunduğu, davalının tüzel kişi tacir olduğu, dosyaya gelen Hendek Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevabına göre davacının bilanço esasında defter tuttuğu, dolayısıyla davacının da gerçek kişi tacir olduğu, faturaların tarafların ticari işletmelerini ilgilendirdiği anlaşılarak, eldeki davanın 6102 sayılı yasanın 4.maddesindeki ticari davalardan olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılarak esasa geçilmiştir.
16-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturalara dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda veya faturaların davalıya tebliğ edildiğinin ispat edilmesi durumunda taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 03.11.2022 tarihli bilirkişi kök raporu ve 20.12.2022 tarihli bilirkişi ek raporlarına göre; taraflar arsında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, davalı vekilinin 22.11.2022 ve 28.12.2022 tarihli beyan dilekçesinde de taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul etmiştir. Yine anılan faturaların vergi müdürlüklerine BS-BA formlarında bildirildikleri de nazara alındığında, bu nedenlerle taraflar arasında takibe konu faturalara esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
17-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan raporlara göre, davacının ticari defterlerinin takibe konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması, davacının dayandığı faturaların davalı tarafından BA olarak vergi dairesine bildirilmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, davalının TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmış, davalının ise 24.09.2022 tarihinde tebliğ edilen kesin süreye rağmen defterlerini sunmayarak ibrazdan kaçındığı anlaşılmış ve HMK’nın 222/3 ve 220/3.maddeleri gereği davacının usulüne uygun defter kayıtlarına itibar etmek gerekmiştir.
18- Yukarıda 16 ve 17 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre davacının ticari defter kayıtları ve BS-BA formları yönünden birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle; taraflar arasında takibe konu faturalar dışında başka faturaların da olduğu, ancak anılan faturaların takibe konu edilmediği, ancak davacının birbirleri ile uyumlu olan defter kayıtlarına göre bir kısım ödemelerin bulunduğu, bu ödemelerin hangi borç için olduğunun dosya kapsamından anlaşılamadığından, ödemeler yönünden tüm ilişkilerin değerlendirilmesi gerekmiştir. Bu bağlamda, yukarıda 11,12 ve 13 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere 6098 sayılı TBK’nın 102.maddesinin uygulanmasının gerektiği, anılan maddedeki düzenlemeye göre; kısmi ifa halinde ödemenin ilk olarak vadesi gelen borç için yapılacağının düzenlendiği, bu kapsamda takibe konu faturaların taraflar arasındaki son iki satışa ilişkin olduğu, takibe konu faturaların en son muaccel olan satışlardan kaynaklandığı nazara alındığında öncelikle ödemelerin daha önce muaccel hale gelen borçlardan mahsubunun gerektiği, bu durumda da toplam borçtan yapılan kısmi ödemeler mahsup edildiğinde toplam borcun 15.000,00 TL olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 15.000,00TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, yine davalının Kadıköy 10. Noterliğinin07.03.2022 tarih ve 2514 yevmiye sayılı ihtarı ile 14.03.2022 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, takip tarihine kadar işlemiş toplam faizin 841,44 TL olduğunun dosyaya sunulan bilirkişi ek raporundan anlaşıldığı, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın 15.841,44 TL tutarındaki alacak yönünden haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında asıl alacak olan 15.000,00 TL yönünden 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün …/…Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 15.000,00 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 841,44 TL faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden sonra ticari temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğundan asıl alacak miktarı olan 15.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Yürürlükte bulunan Yargı Harçları Tarifesine göre kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 1.024,65-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 211,42-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 813,23-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 2.504,89-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 211,42-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 292,12-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 1.200,00-TL Bilirkişi ücreti, 237,75-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.437,75-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.232,01-TL’lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL masrafın kabul-ret oranına göre;1.188,00 TL’sinin davalıdan, 132,00 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 07/03/2023
Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı