Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/680 E. 2023/115 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/680 Esas – 2023/115
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2022/680 Esas
KARAR NO : 2023/115

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ :…-

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sakarya Tüketici Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in babası … T.C kimlik numaralı müteveffa…’in…A.Ş Kocaali Sakarya şubesinde yapılan kredi sözleşmesinin tarafı olduğunu, davalı şirket tarafından müteveffa…’in tarafı olduğu kredi sözleşmesi ve tarım-üretici karttan doğan borçları, altsoy mirasçısı olan müvekkilinden talep ettiğini, kredi sözleşmesinin imza edildiği 08/12/2020 tarihlerinde 75 yaşın üstünde olan müteveffanın kredi ve tarım-üretici kartı kullanabilmesi için banka aracılığıyla hayat sigortası vb. Sözleşmelerinin de akdedilmesi gerektiğini, ancak davalı banka tarafından hayat sigortası vb. Sözleşmelerinin de akdedilmesi gerekliliği hususunda müteveffaya herhangi bir bilgilendirme ve aydınlatma yapılmadığını, müvekkilinin … …. Noterliği’nin 09/07/2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketin taleplerine itiraz ettiğini ve sigorta, kredi ve diğer sözleşmelerle ilgili bilgilerin kendisine bildirilmesini talep ettiğini, ilgili banka tarafından herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulünü, müvekkilinin davalı bankaya davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklanan hiçbir borcunun bulunmadığının tespitini, davaya konu sözleşmeden kaynaklanan borcun müvekkilinden tahsilini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığını, davacı ile davalı arasında ticari kart sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, aynı zamanda tüketici uyuşmazlığı arabuluculuk başvurusu gerçekleştirildiğini, ticari uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk başvurusu gerçekleşmesi gerektiğini, davacının 75 yaş üzerindeki murisin hastalıklarının olduğuna ilişkin iddiasını kanıtlayacak herhangi bir belge sunmadığını, murisin banka nezdinde işlem yapmasını engelleyecek bir durumu var ise buna ilişkin sağlık raporunun olması gerektiğini, ancak murisin raporu olmadığını, kısıtlanmadığını ve vasi atanmadığını, bankanın kredi kullanana hayat sigortası yaptırmakla yükümlü olmadığını, kaldı ki alacağın teminat altına alınması amacıyla hayat sigortası yapılmasının bankanın lehine bir durum olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Sakarya Tüketici Mahkemesi 10/03/2022 tarih …. Esas …Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 1 nolu celse ara kararı gereği dosyanın bankacı bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bankacı bilirkişiden rapor aldırımıştır.
Bankacı bilirkişi 09/12/2022 tarihli raporunda; ” Müteveffa … ile davalı banka arasında 30.07.2012 tarihinde … numaralı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, Genel Kredi sözleşmesinin limitinin 01.07.2013 tarihli Cari Hesap Kredi Sözleşmesi ile 60.000,00
TL olarak belirlendiği, bu sözleşmenin imzalandığı sırada Müteveffa …
…’in 67 yaşında olduğu, (Doğum tarihi: 05.05.1945), Müteveffa…ile davalı banka arasında 30.09.2019 tarihinde …numaralı Ticari Kart Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin imzalandığı sırada Muris …in 74 yaşında olduğu ve 12.365,41 TL taksit borcu kalan 17.000,00 TL’lik kredinin bu sözleşme kapsamında kullanıldığı, söz konusu krediyi kullandığı tarihte (07.12.2020) 75 yaşında olduğu, Davacı… tarafından 07.12.2021 tarihinde yaptığı 55.860,00 TL’lik ödeme ile kapatılan kredilerinde, Müteveffa … tarafından davalı bankadan üretici kart kapsamında kullandığı ve kredilerin kullandığı tarihlerde 74 ve 75 yaşında olduğu,Müteveffa …’in davalı …A.Ş.’de yasal takip hesaplarına atılmış kredisi bulunmadığı, 09.12.2022 tarihi itibariyle 12.365,41 TL’lik 06.12.2022 tarihli taksitinin 3 günlük gecikmede olduğu, Muris …n davalı Bankada üretici karttan 07.12.2020 tarihinde kullandığı 17.000,00 TL’lik kredinin 06.12.2022 tarihli 12.365,31 TL’lik kredi taksiti borcunun kaldığı, bu kredinin 08.12.2022 tarihi itibariyle kapama tutarının 12.401,44 TL olduğu, ‘‘Bankaların kredi borçlusuna sigorta yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve sigorta nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte sigorta kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu’’ yönünde Yargıtay kararları bulunduğu fakat Bankaların her kredi için hayat sigortası yaptırmadığı, sigorta şirketlerinin de belli bir yaşın üzerine ölüm riski arttığı için sigorta yapmadıkları, sigorta yapsalar bile sigorta prim tutarlarının çok çok yüksek çıkacağı, sigortanın amaç ve özelliğini kaybedeceği, Normal şartlar altında davacı…’in mirasçı sıfatıyla Müteveffa …n davalı bankadaki kredi borçlarından sorumlu olduğu fakat Müteveffa
…’in ilerleyen yaşı nedeniyle bu konudaki nihai kararın ve hükmün
Yüce Mahkeme’de bulunduğu, Dava konusu üretici kart kapsamında kullanılan 17.000,00 TL tutarlı 2 yıl vadeli
taksitli kredinin 23,88% faiz oranının taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler ve
TCMB’ye bildirilen Kredi Azami Yıllık Faiz Oranları Bildirim Formu sınırları içinde
kaldığı, faiz oranlarında bir problem bulunmadığı” rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının vefat eden babası …’in davalı bankanın Kocaali Sakarya şubesinden kredi kullandığını, davalı şirketin kredi sözleşmesi ve tarım-üretici karttan doğan kredi borçlarını davacıdan talep edildiğini, icra takibi başlatılması yada dava açılması tehdidi altında olduklarından günlük hayatta sosyal ve ekonomik sorunlar yaşadıklarını, kredi sözleşmesinin imzalandığı 08/12/2020 tarihinde müteveffanın 75 yaşın üstünde olduğunu, kredi kullanabilmesi için hayat sigortası sözleşmelerinin de akdedilmesi gerektiğini ancak davalı banka tarafından bunun yerine getirilmediğini, müteveffanın sağlık durumu ve hukuki işlem ehliyetinin mevcut olup olmadığı hususunda da davalı tarafça araştırma yapılmadığını, bankanın kusurlu olduğunu, ayrıca davalı şirket tarafından murisin yasal mirasçıları arasından sadece…’e yöneltilen taleplerin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davacının davaya konu kredi sözleşmesinden kaynaklı davalı bankaya borcunun olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari kart sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, aynı zamanda tüketici uyuşmazlığı arabuluculuk başvurusu gerçekleştirildiğini, ticari uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk başvurusu gerçekleşmesi gerektiğini, davacının 75 yaş üzerindeki murisin hastalıklarının olduğuna ilişkin iddiasını kanıtlayacak herhangi bir belge sunmadığını, murisin banka nezdinde işlem yapmasını engelleyecek bir durumu var ise buna ilişkin sağlık raporunun olması gerektiğini, ancak murisin raporu olmadığını, kısıtlanmadığını ve vasi atanmadığını, bankanın kredi kullanana hayat sigortası yaptırmakla yükümlü olmadığını, kaldı ki alacağın teminat altına alınması amacıyla hayat sigortası yapılmasının bankanın lehine bir durum olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava davacının murisi …in davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle davacı …n davalı bankaya borcunun bulunmadığının tespitine ilişkindir.
HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK’nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.04.2021 Tarih 2020/4396 Esas, 2021/3198 Karar sayılı kararı)
Davalı vekili tarafından her ne kadar davada ticari dava arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmediğini, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de yukarıda yer verilen Yargıtay kararında da belirtildiği üzere menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, ayrıca taraflar arasında mahkememize görevsizlik kararı verilmeden önce tüketici mahkemesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğu anlaşılmış davalının bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde müteveffa…’in dava konusu kredi sözleşmesi ve diğer sözleşmelerin akdedildiği tarihlerde 75 yaşın üstünde olması nedeniyle ilgili tarihlerde müteveffanın sağlık durumu ve hukuki işlem ehliyetinin mevcut olup olmadığı hususlarında davalı bankanın araştırma yapması gerekirken araştırma yapmadığından hukuki olarak sorumlu olduğu belirtilmiş ise de; davacı vekili tarafından müteveffa…in sağlık durumu ve hukuki işlem ehliyetinin mevcut olup olmadığı hususlarında dosyaya bir delil sunulmamış, kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihte müteveffa…’in bankalarda işlem yapmasına engel olacak bir sağlık sorunu bulunduğu ispat edilemediğinden davacının bu hususa yönelik iddialarının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından murisin yasal mirasçıları arasından sadece…e yöneltilen taleplerin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiş ise de TMK’nın 641/1 maddesi uyarınca mirasçıların tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olduklarının düzenlendiği, müteselsil sorumlulukta birden çok borçlunun her birinin alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu, borçlulardan birinin borcu ifa etmesiyle diğerlerinin de borçtan kurtulduğu, davacı …in müteveffa …’in mirasçısı olduğu, davacının mirasın reddi talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla bu hususa yönelik iddiaların da reddine karar verilmiştir.
Davalı banka ile müteveffa … arasında imzalanan 30.07.2012 tarih …numaralı Genel Kredi Sözleşmesinin Sigorta başlıklı 5.06. Maddesinde “müşteri, sigorta edilebilir malvarlığı üzerinde, mali açıdan güçlü ve itibarlı sigortacılar ile, geçmiş uygulamaları ile paralel ve banka tarafından kabul edilebilir ve işi için makul olarak ve basiretle belirlenecek risklere karşı ve miktarlar için yönetimi tarafından gerekli görüldüğü şekilde ve ilk kredinin kullanımından itibaren yedi gün içinde ve bankaya karşı herhangi bir kredi riski devam ettiği müddetçe yıllık olarak tam-risk sigortası yapılacaktır. Banka bu sigorta poliçelerine dain-i mürtehin lehdar olarak dahil edilecektir.
Ayrıca banka, sözleşme esasları dahilinde tesis edilmesi ve verilmesi gerekli tüm teminatların, müşterinin merhun olan ve olmayan aktiflerinin yangına, nakliye rizikosuna ve gerekli görüleceği diğer her türlü rizikolara ve olağanüstü hallere karşı Banka’nın kabul edeceği bir sigorta şirketine , banka veya muhabiri lehine sigorta ettirilmesini; daha önce sigorta yapılmış ise buna ait poliçelerin dain-i mürtehin sıfatıyla kendisine devir edilmesini isteyebilir. Aynı şekilde, süresi biten sigortaların yenilenmesi ve sair bu çerçevedeki sigorta işlemlerinin ifası bankaya tanınan bir yetki olup, mecburiyet teşkil etmez; dolayısıyla bu yetkinin kullanılmamasından, sigorta miktarının yetersizliğinden, sigortacının seçiminden dolayı bankanın hiçbir şekilde sorumlu tutulmayacağını müşteri kabul ve beyan eder.
Müşteri yaptırılacak sigortaların prim vs. Giderlerinin borcu olduğunu, sigortacının bankaya ödeyeceği komisyon ile sigorta sözleşmesinden doğan doğan tazminatın bankaya ödeyeceğini,; ancak tazminat tutarına itiraz etmesi halinde kendisine verilen süne içinde tazminat tutarını bankaya ödediği takdirde sigorta poliçesinden doğan hakların kendisine devredileceğini; aksi halde bankanın tazminat tutarını tahsil etmeye yetkili olduğunu kabul eder.
Müşteri, sigorta şirketi ile tazminat konusunda çıkacak anlaşmazlıklar nedeniyle banka tarafından dava açıldığı takdirde masrafların tümünün kendisine ait olduğunu ve ayrıca banka aleyhine sonuçlanması halinde herhangi bir talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder” maddesine yer verilmiştir. Davalı banka ile müteveffa …arasında imzalanan 08.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 9. Maddesinde aynı düzenlemeye yer verilmiştir.
Davalı banka ile müteveffa … arasında imzalanan 01.07.2013 tarihli …numaralı ticari kredi kart sözleşmesi ve 30.09.2019 tarihli… numaralı ticari kredi kartı sözleşmelerinin Hayat Sigortaları başlıklı 2.12. Maddesinde “Müşteri veya müşteriyi temsile yetkili kişiler nam ve hesabına hayat sigortası düzenlenebilir. Müşteri veya müşteriyi temsile yetkili kişiler, işbu sözleşme ile birlikte temin edilecek bir hayat sigortası taahhütnamesi imzalayarak, kendi nam ve hesaplarına hayat sigortası talebinde bulunabilirler. Bu taleplerin kabulü bankanın takdirine bağlıdır. Talebin kabul edilmesi halinde, hayat sigortası banka banka tarafından belirlenen tarafından belinlenecek şartlar dahilinde tesis edilecek olup, müşteri söz konusu sigorta poliçesinde dain-i mürtehin sıfatının … A.Ş. olacağını, sigortanın Ticari Kart’ın ilk kez kullanıldığı tarihten itibaren başlayacağını, sigorta primlerinin kredi kullanım tutarı içinden düşülebileceğini, yıllık yenileme dönemlerinde Ticari Kart kullanımının aktif olması halinde söz konusu sigorta poliçesinin kendiliğinden yenileceğini ve ayrıca prim bedellerinin nakden ödenmemesi halinde ilgili Ticari Karttan tek bir seferde, gerektiğinde kredi kullandırımı suretiyle tahsil edileceğini kabul eder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davalı banka tarafından hayat sigortası akdedilmesi gerekliliği hususunda müteveffa …e herhangi bir bilgilendirme ve aydınlatılma yapılmadığı bildirilmiş ise de; Davalı banka ile müteveffa … arasında imzalanan 01.07.2013 tarihli …numaralı ticari kredi kart sözleşmesi ve 30.09.2019 tarihli… numaralı ticari kredi kartı sözleşmelerinin Hayat Sigortaları başlıklı 2.12. Maddesinde “…Müşteri veya müşteriyi temsile yetkili kişiler nam ve hesabına hayat sigortası düzenlenebilir. Müşteri veya müşteriyi temsile yetkili kişiler, işbu sözleşme ile birlikte temin edilecek bir hayat sigortası taahhütnamesi imzalayarak, kendi nam ve hesaplarına hayat sigortası talebinde bulunabilirler…” şeklinde ve 30.07.2012 tarih K1 00431673 numaralı Genel Kredi Sözleşmesinin Sigorta başlıklı 5.06. Maddesinde “…müşteri, sigorta edilebilir malvarlığı üzerinde, mali açıdan güçlü ve itibarlı sigortacılar ile, geçmiş uygulamaları ile paralel ve banka tarafından kabul edilebilir ve işi için makul olarak ve basiretle belirlenecek risklere karşı ve miktarlar için yönetimi tarafından gerekli görüldüğü şekilde ve ilk kredinin kullanımından itibaren yedi gün içinde ve bankaya karşı herhangi bir kredi riski devam ettiği müddetçe yıllık olarak tam-risk sigortası yapılacaktır. Banka bu sigorta poliçelerine dain-i mürtehin lehdar olarak dahil edilecektir…” şeklinde düzenlemelere yer verildiği, ayrıca 04.06.2012 tarihli hayat sigortaları bilgilendirme formunun düzenlendiği, davacının murisi tarafından sözleşmelerin imzalandığı ve banka tarafından müteveffa…e bilgilendirmenin yapıldığı, 17.01.2009 tarihli Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları yönetmeliğinin ihtiyari sigortalar başlıklı 6. Maddesinde, sigorta konusunda bankanın kredi sözleşmesinin kurulmasından önce tüketiciyi sadece bilgilendirmesi hususunun düzenlendiği, bankanın tüketiciyi hayat sigortası yapmaya zorlayamayacağı, sözleşmelerdeki düzenleme ile kredi kullananın taahhüt altına girdiği, kredi kullanan muris tarafından da söz konusu kredilere ilişkin hayat sigortası yaptırılmasının talep edilmediği, kullanılan kedi sözleşmeleri sırasında hayat sigortası düzenlenmemesi hususunda sözleşme gereği davalı bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 13.027,20-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin(e-duruşma vasıtasıyla) ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
16/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim…
¸e-imza