Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/627 E. 2023/165 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/627 Esas – 2023/165
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2022/627 Esas
KARAR NO : 2023/165

HAKİM : ….
KATİP : …
DAVACI :…
VEKİLİ :…

DAVALI :…
VEKİLİ :…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Borçlu şirket hakkında Sakarya… İcra Dairesi…Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu vekili tarafından yasal süresi içerisinde itiraz edilmek suretiyle icra takibinin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle Sakarya …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın 483,56 USD (483,56 USD* Kur 17,2912=8.361,33 TL) asıl alacak yönünden iptalini, davalı şirket aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkememizin 27/10/2022 tarihli duruşma ara kararı gereği muhasebeci bilirkişi tarafından davacı tarafın ticari defterleri incelenerek rapor aldırılmıştır
Mali Müşavir bilirkişi 28/01/2023 tarihli raporunda;
Davacı … Şti.’nin incelenen 2020 takvim yılına ait ticari
defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğunu,
Davacı …. Şti.’nin incelenen 2020 yılına ait resmi defter ve
belgelerinde, Davalı …. Şti. 120.T0035 Hesap Kodu ile Alıcılar hesabında hareket gördüğü, 2020 sonu itibariyle davalı şirketten toplam 4.924,47 TL
karşılığı 483,56 USD alacağının olduğunu, davacı şirketin faiz talebinin olmadığını, yukarıda detayları verilen Merkez Bankası USD Efektif Satış Kurlarından anlaşılacağı üzere,
davacının, takip tarihi olan 08/03/2022 itibariyle 483,56 USD karşılığı 7.021,58 TL, dava
tarihi olan 15/06/2022 itibariyle 483,56 USD karşılığı 8.372,56 TL alacağının bulunduğunu, Davacının, Sakarya … İcra Dairesi’nin… Esas numaralı icra dosyasında icra
takibini yaptığı 483,56 USD tutarın tarafına ibraz edilmiş bulunan incelemeye konu yasal defterler içerisinde kayıtlandığı ve defter kayıt belge ve deliller ışığında takip tarihi
itibariyle alacak aslına ilişkin tutarın 483,56 USD olduğunu rapor etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
İcra Takibine İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen fatura ile ilgili olarak Sakarya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile 483,56 USD asıl alacak ve 14,88 USD işlemiş faiz üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 30.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 26.04.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 15.06.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki 1 adet faturaya dayanarak eldeki takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı/hizmet veren tarafından gönderilen faturanın alıcı/hizmet alan tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta davacı tarafın 2020 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucu dosyamıza sunulan 28.01.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında takibe konu faturaya dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olduğu, defterlerin usulüne uygun tutuldukları, davacının birbirini doğrulayan ticari defterlerine göre davaya konu edilen faturanın davacı tarafın defterlerine işlendiği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 483.56 USD alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalı vekiline ticari defterlerini sunması için 22.12.2022 tarihli celsede 2 haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin sürede defterlerin sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağı ihtar edilmiş, buna rağmen davalı vekili süresi içinde ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi bulundukları yeri de bildirmediğinden davalı ibrazdan kaçınmış sayılmıştır.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Dosya kapsamında alınan rapora göre, davacının ticari defterlerinin birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması, verilen kesin sürede davalının defterlerini ibraz etmemesi, bu şekilde ibrazdan kaçınması nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturanın davalıya tebliğ edildiği ve TTK’nın 21. maddesindek 8 günlük itiraz süresinde davalının fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle davalının fatura gereği davalıdan 483,56 USD takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kanaatine varılmış, davacı takip talebinde icra takibi öncesi için de faiz talep etmiş ancak dava açarken talebini 483,56 USD ile sınırlı tuttuğundan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalı itirazında haksız olduğundan asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Sakarya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 483,56 USD tutarındaki borca davalının yapmış olduğu vaki itirazının iptali ile takibin 483,56 USD üzerinden devamına , icra dosyasındaki fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı itirazında asıl alacak yönünden haksız çıktığından asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 571,16-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 142,80-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 428,36-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 8.361,33-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 142,80-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.005,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.228,50TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk nedeniyle Hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Fazla yatan gider avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
8-Gerekçeli kararın HMK 321/2 maddesi uyarınca talep aranmaksızın taraflara tebliğine,

Dair davacı vekilinin ( e duruşma vasıtasıyla) ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup , usulen anlatıldı. 09/03/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı